Medya
  • 22.2.2003 00:46

İLETİŞİM ŞURASI RAPORU : MEDYA PATRONLARININ BANKA SAHİBİ OLMASI VE DEVLET İHALELERİNE GİRMESİ ÖNLENMELİ

İLETİŞİM ŞURASI, RADYO VE TELEVİZYON YAYINCILIĞI KOMİSYONU RAPORU...(2) - RAPORDA, GAZETE SAHİPLERİNİN BANKA SAHİBİ OLMALARI VE DEVLET İHALELERİNE GİRMELERİNİN ÖNLENMESİ İÇİN GEREKLİ DÜZENLEMELERİN YAPILMASI VURGULANDI - HABER AJANSLARININ, HABER VE FOTOĞRAF ÜZERİNDE HAKLARI GÜVENCE ALTINA ALINACAK BAYRAM KILINÇER ANKARA - Devlet Bakanı Beşir Atalay himayesinde gerçekleştirilen İletişim Şurası sonrası hazırlanan raporda, gazete sahiplerinin banka sahibi olmaları ve devlet ihalelerine girmelerinin önlenmesi için gerekli düzenlemelerin yapılması, haber ajanslarının haber ve fotoğraf üzerinde haklarının güvence altına alınması uygun görüldü. Bilkent Otel'de düzenlenen İletişim Şurası sona erdi. 2 gün süren Şura sonrası Prof. Dr. Nevzat Toroslu başkanlığında gazeteciler, basın meslek kuruluşlarının temsilcileri ve üniversite mensuplarından oluşan Basın Komisyon Raporu açıklandı. Günümüzde teknoloji alanında yaşanan gelişmelerin haberleşmeyi, bilgiye ulaşmayı, düşünce açıklamayı ve yayma olanaklarını alışılmış sınırlarının ve kalıplarının ötesine taşıdığı, olanaklardaki bu değişim ve gelişmelerin, klasik Anayasa Hukuku'nun 'düşünceyi açıklama ve yayma' özgürlüğü ile onun temel aracı olan 'basın özgürlüğü' kavramlarını yeniden ele almayı ve konuya daha kapsamlı yeni tanımlamalarla yaklaşmayı gerekli kıldığı ve bugünün dünyasında iletişimin, yalnızca bir haber ve mesaj değişimini değil; aynı zamanda bireysel ve toplu olarak düşünce, olgu, veri iletim ile değişim eylemlerinin tümünü içine alan bir etkinlik alanı ile evrensel etkinlik kazandığı belirtilen raporda, nitelikli iletişim alanının, -iç hukuku aşan- uluslararası düzenlemeler yapılmasını, bütün uygar ülkelerin benimsediği ilke ve kuralların bizim tarafımızdan da içselleştirilip, yürürlüğe konulmasını zorunlu ve gerekli kıldığı, kitle iletişim araçlarının çoğulcu, özgürlükçü, insan haklarına ve kişilerin onuruna saygılı bir yaklaşım içinde çok olumlu ve yararlı bir işlev yerine getirebileceği ve günümüzde evrensel demokrasi anlayışının ortaya çıkardığı bir önemli kavramın da 'bilgi edinme hakkı' 'doğru bilgiye ulaşma' ya da başka bir deyişle 'gerçeği öğrenme hakkı' olduğu ifade edildi. Bugün yönetimlerin güçlü, kitlelerin gözünde güvenilir ve saygın kılınan, kapalılık ve gizlilik değil, açıklık ve saydamlık olduğu, bu ilkelerin toplum yaşamında ancak 'haber alma', 'doğru bilgiye ulaşma', 'gerçeği öğrenme hak ve özgürlüğü' ile gerçeklik kazanacağı ve bu hak ve özgürlüklerin kamu güçlerinin otoritesine karşı korunduğu gibi özel güç merkezlerine karşıda aynı duyarlılıkla korunmasının gerektiği kaydedilen raporda, iletişim alanında çoğulcunun korunması çeşitliliğin ve seçme olanaklarının sağlanması ve özendirilmesi, tekelleşmenin önlenmesi, çalışanların sadece kamuya karşı değil, iletişim araçlarının sahiplerine karşıda korunması, iş güvencelerinin ve bağımsızlıklarının sağlanması önemsenerek; kanunlar, kurumlar, uygulamalar, bilgi edinme hakkı, cevap ve düzeltme hakkı, medyada saydamlık, editoryal bağımsızlık, yayın organ sahipliği ve sorumlu müdürlük, basın dünyasında rekabet koşulları, basın çalışanlarının sosyal güvenlik sorunu, ulusal, yerel ve bölgesel basının sorunları, okul profili ve basın etiği konuları tartışıldı. Raporda, halkın bilgi edinme hak ve özgürlüğünün anayasal güvence altına alınması, gazetecinin bilgi edinme hakkını sınırlayan devlet sırrı, ticari sır, bankacılık sırrı ve benzeri kavramlara açıklık getirilmesi, sınırların belirlenmesi ve devlet memurlarının bilgi verme yasağına ilişkin hükümlerin yeniden değerlendirilmesi, iletişimle ilgili mevzuatın 'İletişim Yasası' adı altında tek bir yasada toplanması ve bu yasa hazırlanırken, AB ölçütlerinin göz önünde bulundurulması ve basın kanunun dışında yer alan basın özgürlüğünü sınırlayan ceza hükümlerinin AB ölçütlerine göre yeniden düzenlenmesi, basında tekelleşmenin önlenmesi ve habercilikte çoğulculuğun sağlanması amacıyla yasa düzenlemelere gidilmesine, gazete sahiplerinin aynı zamanda banka sahibi olmalarının ve devlet ihalelerine girmelerinin önlenmesi, basılmış eserlerin okuyucuya ulaşmasının önündeki her türlü engelin kaldırılması, bu konuda gerekli tedbirlerin alınması, 'cevap ve düzeltme hakkının' kişilik haklarına yönelik haklarına yönelik saldırıları en kısa zamanda etkisiz hale getirecek şekilde yeniden düzenlenmesi için gerekli çalışmaların yapılması istendi. Basın çalışanlarının sendikal haklarının güvence altına alınması, etik kurallarının yasa ile düzenlenemeyeceği görüşüyle, basının kendi etik kurullarını oluşturması, bunları titizlikle uygulaması, haber ajanslarının ve eser sahiplerinin haber ve fotoğraflar üzerinde haklarını etkili bir şekilde korunmasını sağlayacak hukuki düzenlemelere gidilmesi, basının şantaj aracı olarak kullanılmasını önlemek amacıyla gerekli yasal düzenlemelerin yapılması ve basında cezai sorumluluğun esas itibariyle eser sahibine ait olduğunun kabul edilmesi, eser sahiplerinin bilinmemesi veya cezalandırılamaması halinde sorumlu müdürün veya yayımcı ya da basımcının sorumluluğuna gidilmesinin çağdaş sorumluluk anlayışının gereği olduğu belirtilen raporda, basında çoğulculuğu sağlayacak şekilde yerel basının desteklenmesi, bu amaçla yerel basını ilan gelirlerinden yoksun bırakan Kamu İhale Yasası'nın ilgili hükümlerinin öncelikle ve ivedilikle yeniden düzenlenmesi, devlet yetkililerinin özellikle yerel basın üzerindeki baskılarını önleyecek yasal tedbirlerin alınması ve basın kartlarının verilmesi usulü ve basın kartlarının sağladığı kolaylıklarla ilgili hukuki düzenlemelerin gözden geçirilmesi sonucuna verildi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:24

İLGİLİ HABERLER