Ekonomi
  • 21.3.2003 11:39

İLGİNÇ İDDİA: PİYASALARI ŞOKA SOKAN BABACAN, ÇELİŞKİLİ AÇIKLAMALARI BİLEREK Mİ YAPTI ?

Yaptıysa, bir sorun neden yaptı? Önce tüm okurlara çok teşekkür ederim. Birkaç gündür bu köşede gündeme getirdiğim önerilere destek veren, 'seve, seve biz de varız' diyen herkese teşekkürler. 'Çok istiyorsan, boşver Türkiye'yi de, Cumhuriyet Hazinesi'ni de maaşını bana gönder!' diyenlere de teşekkürler. En azından şu gerçek ki, herkes kendi imkanlarıyla bir şeyler yapma isteğinde, heyecanında. Ülkenin bu halini dert edenler, kaygılanan ve üzülenler, bir çare arayanlar, kafa yoranlar az değil. Dar gelirli, ücretli, emekli, bürokrat, memur, işçi, esnaf, yurtiçinden, yurtdışından çok sayıda okur (sadece işadamlarından, varlıklılardan, rantiye ve dövizcilerden ses çıkmadı hayret!) kimisi bir maaşını, kimileri iki - üç maaşını bağışlamaya, Türkiye'nin bir şekilde ayağa kalkmasına katkı vermeye, üzerinde yaşadığı ülkesinin, vestern klasiklerinden unutulmaz kovboy filminin adı gibi 'bir avuç dolar için' böylesine itilip, kakılıp, örselenmesini görmemeye kararlı. * * * Ancak, bazı okurların dile getirdiği tereddütler de haksız değil. Örneğin, ülkenin bu hale gelmesinde özellikle ülkeyi, ülke ekonomisini yönetenlerin, bu kararları alanların sorumluluğunu, payını da hatırlatarak 'Peki destek verelim, maaşlarımızı, kiralarımızı, altınlarımızı, kefen paramızı bile gerekirse verelim, devletimize, Hazinemize hibe edelim de, ya bu yönetim, bu bürokrasi, bu Hazine, vergi kaçıranı affeden, naylon faturacının cezasını silen, trilyonlarca faiz gelirinden vergi almaya bile yanaşmayan, İmefe'nin her dediğine başüstüne diyen bu siyaset, bu bürokrasi, bu son heyecanımızı, heves ve fedakarlığımızı da çar - çur ederse?' diye soranlar haksız da değil. O zaman bunun yolunu, yöntemini, şeffaf sistemini, hesap vermeyi - sormayı öngören, kolektif akıl ve kolektif yönetimi içeren, fedakarlığın adilane paylaşımını düzenleyen bir usulü de tartışıp, konuşup hayata geçirmek gerek. Belki hükümetin ve Meclis'in de bunu gündemine alması, sorunları ve çözümleri milletle paylaşması, çare araması gerek. Tek çare, tek çözüm diye bir şey olamaz. Bu hayata da, ekonomiye de, varoluşa da aykırı. Ülkemizi böylesine mahkum etmenin manası yok. Dünkü gazetelerin önemli bölümü Devlet Bakanı Ali Babacan'a yüklenmişlerdi. Bir gün önce '6 milyar dolarlık destek paketi hala gündemde' deyip, ertesi gün de destek paketinin masada olmadığı, gündemden kalktığı açıklamasıyla 'piyasayı aldattığı, yatırımcıyı ZARAR ettirdiği, Hazine'nin borçlanma ihalesi öncesinde bu açıklamayla faizi düşürerek, Hazinenin daha düşük maliyetle borçlanmasını sağladığı gerekçesiyle piyasaların KIZGIN olduğu' manşetlere taşınmıştı. Bakan Babacan bilmeden böyle bir şey yapmış olabilir. Velev ki, bildiğini, bilerek, bilinçli bir şekilde yaptığını kabul edelim. Ne olmuş yani, ülke Hazinesinin daha düşük faizden ve maliyetten borçlanmasını sağlamış. Bu kötü bir şey mi? Piyasa dediğimiz mekanizmadaki yine piyasa tabiriyle kimi 'piyasa aktörleri', günde beş kez dövizle, faizle, Borsa'yla oynayıp, trilyonlar, milyon dolarların 'birilerinin cebine akmasını' temin etmiyorlar mı? Piyasa aktörleri, bu işi yapıp, kazançlı çıkınca normal, Hazine kazançlı çıkınca zarar öyle mi? * * * Bürokraside Babacan'ın gençliği ve deneyimsizliği nedeniyle en yakınındaki çalışma kurmayları, bürokratlar da dahil arkasından 'Bebecan' diye konuşuluyor ki, nahoş ve ayıp. Bir de dünkü tezkere kapsamı sadece transit hava geçişi ile sınırlanıp, ekonomik paket de ortadan kalkınca, bazı gazetelerin buna hayıflanıp 'beceriksizlik, üçte sıfır, 6 milyar dolar uçtu' diye başlıklar atmalarına Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek isyan ediyor. Dün TBMM'de gazetecilerle sohbet ederken, birinci tezkere ve 62 bin Amerikan askerinin gelmesi pazarlığında '6 milyar dolar için pazarlık yapılıyor, Ülkeyi 6 milyar dolara Amerika'ya kiralıyorlar' başlıklarının atıldığını hatırlatan Çiçek'in 'İşte şimdi ne Amerikan askeri geliyor, ne para alıyoruz, ne Türkiye savaşın tarafı oluyor. Ne üsleri kullandırtıyoruz. Kaldı ki, her saat başı müzakerede ABD tavır değiştiriyor. Biz de bunları halkla, sizler aracılığıyla paylaşıyoruz. Adam bir saat önce dediğini, bir saat sonra değiştiriyorsa, biz niye çelişkili açıklama yapmış olalım? Daha ne olsun? Bu sefer de Amerika'yı kızdırdık, Amerika parayı vermiyor, Buş 6 milyar dolarlık ceza kesti, diye başlık atılıyor. Tarihi imtihan günleri yaşıyoruz. Tarih bunları bir gün yazacak. Ama bu günlerde sadece siyasetçiyi, Meclis'i değil, medyayı da yazacak. Medyada kimlerin ne yazdığını, ne dediğini de yazacak. Medya kendine de baksın. Çok da iyi bir sınav verdiği söylenemez' sözlerinde pek de haksız olduğu söylenemez. (Zülfikar Doğan/ Akşam) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:37

İLGİLİ HABERLER