Spor
  • 15.3.2004 01:47

İLHAN CAVCAV'DAN OLAY SÖZLER : CAVİT ÇAĞLAR RÜŞVET TEKLİF ETTİ

Gençlerbirliği Başkanı Cavcav, gündemi sarsacak açıklamalarda bulundu.Futbolda son zamanlarda elde ettiği başarılarda adından söz ettiren Ankara temsilcisi Gençlerbirliği'nin, aralıksız 26 yıldır başkanlık görevini sürdüren Başkanı İlhan Cavcav, Demokrasi Platformu'na ilginç açıklamalarda bulundu. Batık İnterbank'ın eski patronu ve eski Devlet Bakanı Cavit Çağlar'ın, Bursaspor'a bir puan vermeleri için şike teklif ettiğini açıklayan Cavcav, "Bir çanta dolusu parayla büroma gelip şike teklif etti. Kabul etmedim. Ama sonradan öğrendim ki daha az miktara iki futbolcu ayarlamış" dedi. ** Gençlerbirliği-Ankaragücü maçında seyircilere yaptığı kol hareketi, uzun süre televizyonlardan gösterilen ve centilmenlik dışına çıktığı için eleştirilen Cavcav, bundan pişmanlık duymadığını da, "Anama, avradıma küfür eden taraftarlara sportmenlik olsun diye çiçek mi yollasaydım? O an elimde makineli tüfek olsa 30-40 kişiyi öldürürdüm" sözleriyle dile getirdi. ** İspanya'da meydana gelen terör olaylarına rağmen maçın başka bir ülkede oynanması için UEFA'ya başvurmama kararı alan Cavcav, böyle bir başvuruda bulundukları taktirde terörü mükafatlandırıp teşvik etmiş olacaklarını söyleyerek bu kararı alma gerekçelerini ortaya koydu. ANKARA(Tercüman)- Avrupa kupalarında elde ettiği başarılarla tüm Türkiye'nin gözdesi haline gelen Gençlerbirliği'nin, çeyrek asırdan fazla süredir başkanlığını yürüten İlhan Cavcav, Demokrasi Platformu'na, gündemi sarsacak açıklamalarda bulundu. İlhan Cavcav, Ankara Temsilcimiz ve yazarımız Emin Pazarcı ile yazarlarımız Murat Çelik ve Serdar Arseven'in sorularını içtenlikle cevaplandırırken, yakın tarihe ışık tutacak bir itirafta bulundu. Batık İnterbank'ın eski sahibi, eski Devlet Bakanı Cavit Çağlar'ın, Bursaspor'un kümede kalması için kendisine rüşvet teklif ettiğini söyleyen Cavcav, Çağlar'ın bu teklifini kabul etmediği halde iki futbolcuyu parayla satın aldığını açıkladı. İlhan Cavcav, tribünlere yaptığı kol hareketi sebebiyle kendisine yöneltilen eleştirilere karşın, o zaman makineli tüfek olsa 30-40 Ankaragücü taraftarını çekinmeden vurabileceğini de söylemekten çekinmedi. İlhan Cavcav, kamuoyunda tartışma yaratacak şu açıklamalarda bulundu: SORU: Siz 26 yıldır Gençlerbirliği Kulüp Başkanlığı yapıyorsunuz. Kulüp Başkanlığı süresi kaç yıl olmalı? CEVAP: Dernekler Yasası'na göre 2 yıllık başkanlık bana göre yanlış bir uygulama. Spor kulüplerinde asgari 4-5 yıllık başkanlık süresi olmalı. SORU: Bir futbolcu ile minimum 3 yıllık sözleşme yapılırken, başkanın 2 yılda değişmesi doğru değil mi diyorsunuz? CEVAP: Tabii. Samimi olarak buna inanıyorum. Bu konuyu Spor Bakanı'na ilettim. "Dernekler Yasası değiştirilsin" dedim. Nasıl ki Hükümet 5 seneliğine işbaşına geliyorsa kulüp başkanı da öyle gelmeli. Gelsin ki mesuliyetini bilsin. Kulüp başkanı başarılıysa 4-5 yıl devam eder. Yok, eğer başarısızsa, zaten onu devirirler, o da çekip gider. Bizim futbolcuların, parayı alana kadar profesyonel, aldıktan sonra amatör oldukları ortaya çıkıyor. Şimdi 1 trilyon lira parayı alıyor bir çocuk. Şimdi delikanlı, gazetelere demeç veriyor, evden çıkmayacakmış. Bunda kulüplerde de hata var. 110 milyar liraya oynayan bir gence 1 trilyon lira verirsen bu adam şımarır. Belki, bu yaşta siz olsanız da aynısını yaparsınız. SORU: Özellikle siz ucuz fiyata futbolcu alıp büyük kulüplere pahalı satmakla meşhursunuz. Okan da bunlara dahil. Siz Okan'dan 1 trilyon 600 milyar lira bonservis ücreti aldınız. Sizin bu kadar aldığınız çocuğa 100 milyar lira vermek doğru mu? CEVAP: Bu konuda haklı görünüyor olmanıza rağmen bence haklı değilsiniz. Bizim kulüp olarak başka şansımız yok. Futbolcudan para kazanmak durumundayız. Bakın, Beşiktaş Kulübü, İlhan Mansız'ı satıp 4,5 milyon dolar aldı. Bana göre en mantıklı işi yaptılar. İlhan Mansız, yaşantısı, kişisel durumu ile Beşiktaş'ın üzerine çıkmaya başlamıştı. Hiç kimsenin kulübün üzerine çıkmaya hakkı yok. UEFA'da Bossman olayından sonra futbolcu satma hakkımız olması için 4-5 yıllık sözleşme yapma zorunluluğumuz doğdu. Bu nedenle Ahmet Hassan'a 700 bin dolar verdik. Beşiktaş ise 200 bin dolar fazla verip bu futbolcuya aldı. Şu anda, doğru ya da yanlış, hocası oynatmıyor, faydalı değil. Ama Ahmet Hassan bizde olmuş olsaydı, bizde çok şey değişirdi. BİR ÇUVAL UNA ANTRENMAN YAPTIRIRDIM SORU: Gençlerbirliği Avrupa kupalarında tarihinin en başarılı dönemini yaşıyor. Bunda 26 yıldır takımın başında bulunmanızın katkısı var mı? CEVAP: Gayet tabii. Ben göreve 1978 yılında geldiğimde, Vehbi Koç Yurdu'nun altında 70 metrekarelik bir yerimiz vardı. İdmana yürüyerek gidip gelirdik. Bir tek tüpgazımız vardı ısınmak için. Sporcular tek bir duşta duş alabilmek için sıraya girerlerdi. Haftada bir gün sahada antrenman yapmak için stat görevlilerine bir çuval un yollardım. Bu nedenle evvela altyapının olması gerektiğine inandık. Taşıma suyla değirmenin dönmediğine inandık. Beşiktaş hariç, diğer kulüplerin başına gelenler genelde müteahhittir. Devletle işleri vardır. Bu itibarla takımlarda görevlere gelirler. Biz tesis yapmak için çok uğraştık. İsmail Hakkı Güngör diye eski Beden Terbiyesi Genel Müdürü vardı. Yücel Seçkiner'in de katkısıyla, Atlıspor Kulübü'nün orada 20 dönüm arsa verdi. O zamanlar orası Ankara'nın çöplüğüydü. Bu çöplüğü bize tahsis ettiler. Geçtiğimiz dönemdeki Hükümetin MHP'li Tarım Bakanı bize tahliye davası açtı. Hala devam ediyor bu dava. Atatürk Orman Çiftliği'nin arazisinden çıkmamız isteniyor. Ayda 1 milyar lira kira ödüyoruz. Bu kirayı 15 milyar liraya çıkarmak istiyorlar. Biz bu tesislerimize 19 milyon 600 bin dolar masraf ettik. Bir tek 1987 yılında Turgut Özal, Başbakanlık fonundan 1 milyar lira verdi. Bunun dışında tüm paraları sporcu satarak kazandık. Devlete, Maliye'ye Sigorta'ya tek kuruş borcu olmayan bir kulübüz. Diğer kulüplere bakıyorsunuz bir tek Jardel'e 25 milyon dolar, Ortega'ya 13-14 milyon dolar veriyorlar. Ama bizim paramız kıymetlidir. Bu paraları veremeyiz. ÜLKEMİZ İÇİN OYNUYORUZ SORU: Önümüzde Valencia maçı var. Ne olacak bu maç? CEVAP: Öncelikle Gençlerbirliği'nin elde ettiği başarıları taktir etmek lazım. İngiltere, Portekiz, İtalya takımlarını eledik. Hepsi Avrupa'da söz sahibi olan, futbolun yatağı olan kulüpler. Arkasından İspanya çıktı. Ben özellikle İspanya'yı istiyordum. Şimdi ülkemiz açısından sorumluluğumuz var. 2005 yılında UEFA Kupası'na 2 yerine 4 takımla katılmamız için bu turu geçmek zorundayız. Aksi halde iki takımla UEFA Kupası'na katılacağız. Başkan olarak bana, teknik kadroya, futbolculara büyük sorumluluk düşüyor. Maçtan önce futbolcularla yaptığım konuşmada, "Sadece kendimiz için değil, ülkemiz için çıkın oynayın" dedim. Sağolsunlar, onlar da çok iyi oynadı. SORU: Valencia'yı 1-0 yendiniz. Bu zor bir skor değil mi? CEVAP: Gerçekten 1-0 zor bir skor. Valencia'nın Beşiktaş'ı elemiş olması bizim için dezavantaj. Oradaki maç kolay değil. Ama önemli olan zoru başarmak. Bu maça 300 milyar lira prim verdik. Milletvekili Süleyman Bölünmez de 50 bin dolar vereceğini söyledi. Bu meyanda, 350-360 milyar lira prim bizim için çok iyi bir para. "TERÖRE MÜKAFAT VERMEYECEĞİZ" SORU: İspanya'da meydana gelen patlamalardan sonra ikinci maçın orada oynanmaması gündeme geldi. Siz oynayabileceğinizi söylediniz. Neden? CEVAP: Samimi olarak şunu ifade edeyim, biz tabiat ve şümul itibariyle ta Çerkes Ethem'leri, Türkiye'de Atatürk döneminde Ulus'ta Samanpazarı'nda adamları üç gün, beş gün asılı kaldıkları günleri yaşayan insanlardan olduğumuzdan, hep terörle mücadele etmiş bir ülkeyiz. İstanbul'daki terör olaylarından dolayı, FIFA, Galatasaray ve Beşiktaş'ın maçlarını Almanya'da oynattı. Avantajımızı elimizden aldı. Eğer, İspanya'da meydana gelen çok büyük hadise ışığında FIFA'dan başka yerde oynamayı talep etmiş olsaydık, avantaj elde etmiş olacaktık. Ama böyle yapsaydık teröre mükafat vermiş, terörü teşvik etmiş olurduk. SORU: Geçmişte Türkiye için alınan kararlarla terörün teşvik edildiğini mi söylemek istiyorsunuz? CEVAP: Gayet tabii. Benim düşüncem bu. Benim, ilk maçı oynamadan önceki fikrim de buydu. Bu konuda ısrarlıyım. Tabii, FIFA, "Başka yerde oynanacak" derse, yapacak bir şey yok. SORU: Bu konuda başvurunuz olsa kabul edilir miydi? CEVAP: Bana göre böyle bir başvurudan sonuç alırdık. Türkiye örneği var. Türkiye'de 50 kişi öldü, orada 200 kişi.. SORU: İspanya'daki maçta Türklere yönelik saldırıların olacağı söyleniyor. Böyle bir duyum aldınız mı? CEVAP: Öyle bilgiler geldi. Ama ciddi değil. Konuyu Valencia Başkanı ile görüştük. İlk maçta, UEFA'dan bir talimat beklemeden güzel bir pankart ile sahaya çıktık. Siyah kurdela taktık ve bir dakikalık saygı duruşunda bulunduk. Bizim, marşlar söylenen ve "Gooool" diye bağıran bir ses sistemimiz var. Valencia Başkanı'na, "Eğer rahatsız ediyorsa bunu çalmayalım, durduralım" dedim. Başkanın gözleri doldu ve bana sarıldı. "Biz sizi orada nasıl güzel karşılarız, bilemiyorum" dedi. Biz de, "Gereken tedbiri alın, yeter" dedik. Biz, buradaki maçta onlara bir saldırı olur diye özel önlemler aldırdık. Herhangi biri kalleşlik yapar diye Emniyeti harekete geçirdik. Onlar da bize, "En ufak bir endişeniz olmasın" dediler. Bu çok güzel bir olay. Biz ülke olarak 30-40 bin insan kaybetmişiz bugüne kadar. Benim düşünce ve kanaatim, "Terör var, gitmiyoruz" dersek, teröre destek vermiş oluruz. SORU: Bu Türk insanının samimiyetini mi ortaya koyuyor? CEVAP: Tabii ki. Bir Türk filmi var, "Zoraki Kahraman" diye.. Şimdi biz burada, affedersiniz, zoraki kahraman olduk. Bizim kahramanlıkla falan bir şeyimiz yok. Bu kararımızdan sonra UEFA Asbaşkanı Şenes Erzik beni aradı, "Gözlerim doldu. FIFA'nın 20-21 Mart tarihlerinde bir toplantısı var. Benim o toplantıda oturuşum bile değişecek. Türkiye'deki olaylardan sonra maçların başka sahaya alınmaması için çok mücadele ettim. Dinlenmedi. Benim ülkemin, 'teröre lanet okuyorum' demesi beni gururlandırdı" diyerek teşekkür etti. SORU: Siz Avrupa'nın en büyük kulüplerini dize getiren bir takım olarak Türkiye'de orta sıralarda bulunuyorsunuz. Türkiye'de özellikle bazı hakemlerin kulüplere karşı çifte standart uyguladığı yolunda görüşlere katılıyor musunuz? CEVAP: Şimdi, Türkiye'de hakem hataları olmuyor değil. Ancak bunlar sadece Türkiye'de olmuyor. Valencia maçında da yaşandı. Hiç koşmayan göbekli bir hakem vardı. Bizde öyle göbekli bir hakeme görev bile vermezler. Özellikle ikinci yarıda taktir hakkını Valencia lehine kullandı. Ama kasıtlı mı, değil mi, bilemeyiz.Ligdeki durumumuza gelince, geçen yıl Beşiktaş'la başabaş mücadele ettik. Ligin gerçek ikincisi sayılırız. Ama geçen yıl biz çelmelendik. Üzülerek söyleyeyim, bunda basının büyük rolü var. "Gençlerbirliği şampiyon olursa kimse tanımıyor, yayın yapamayız, rating alamayız" dediler. "Herkes üç büyük kulübün maçını izlemek istiyor" diye ortaya çıktılar. Bunlar, sporcuyu da gayri ihtiyari olarak etkiliyor. Şu anda Avrupa kupalarında Gençlerbirliği ilk kez dördüncü turda. Türkiye Kupası'nda ve ligde de mücadele veriyoruz. Bizim 13 kişilik kadromuz var. Kadroyu 18'e tamamlamak için 4-5 tane altyapıdan çocukları kadroya alıyoruz. Bunların da çok çok iyi oynamaları mümkün değil. Parma maçından geldik Konya'ya 4-1 yenildik. Bu maçın hakkı, samimi söylemek gerekirse 8-1'di. 5-6 futbolcumuz yoktu. Önümüzde önce kupa maçı, sonra lig maçı, sonra İspanya'daki maç var. Orada Perşembe gecesi oynanacak maçtan sonra Cuma günü 5 saatlik uçak yolculuğundan sonra Ankara'ya geleceğiz. Bizden seçim var diye Cumartesi günü Rize'ye gidip maç yapmamızı istiyorlar. Neymiş, Rize erteleme istemiyormuş. Biz de PAF takımı gönderiyoruz o maça. Artık 3-0 mı, 5-0 mı yenileceğiz bilemiyorum. Maça da çıkmamazlık edemiyoruz, ağır cezası var. Biz bu ülkenin onurunu, gururunu temsil ediyoruz. 2005 yılında ülkemizi kaç takımın temsil edeceği bizim alacağımız sonuçla belli olacak. Federasyon'un Rizespor'a, "Dur kardeşim" demesi lazım. ULUSOY TELEFONUMA BİLE ÇIKMIYOR SORU: Bunları Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy ile konuşmuyor musunuz? CEVAP: Haluk Bey maalesef telefonlarımıza bile çıkmıyor. Bunu üzülerek söylüyorum. Geçen maça da Başbakanın geleceğini öğrenip gelmiş. Biz o maçı 1-0 kazandık. Federasyon olarak ne bir tebrik gönderdi, ne de en ufak bir şey.. SORU: Bu tavrı niye sizce? CEVAP: Her insanın bir kabahati vardır. Benim kabahatim de, Allah'tan başka hiçbir şeyden korkmuyor olmak, doğru bildiğim herşeyi açıkça ortaya koymak, yanlışı söylemek. Türkiye gibi bugün yağcılığın bol olduğu bir ülkede doğru söyleyenin dostu olmaz. Biz de futbol Federasyonu'nun yanlışını söylüyoruz. İşte o zaman, "İlhan Cavcav, tu kaka" oluyoruz. FUTBOL FEDERASYON BAŞKANLIĞI'NA ADAY OLABİLİRİM SORU: Futbol Federasyonu Başkanlığı'na aday olacağınız, bu yüzden Haluk Ulusoy'la yıldızınız barışmadığı söyleniyor. CEVAP: Doğru. Bunu bir gazeteci arkadaşa söyledim. Benim yapmak istediğim şeyler, vermek istediğim hizmetler var. Benim 26 yıllık başkanlık tecrübem var. Bunu da Türk sporuna aktarmayı isterim. Bu büyük hedeflerimi gerçekleştirmem için illa başkan olmam da gerekmez. Ama 26 yıllık tecrübeyi sporun hizmetine vermek için aday olabilirim dedim. MAKİNELİ TÜFEK OLSA 30-40 ANKARAGÜÇLÜ'YÜ ÖLDÜRÜRDÜM SORU: Sizin kamuoyunda çok tartışılan bir hareketiniz oldu. Seyircilere kol hareketi yaptınız. Bunu nasıl açıklıyorsunuz? CEVAP: Bu olay Ankaragücü-Gençlerbirliği maçında yaşanmıştı. İki Ankara takımının rekabet içinde mücadele etmesi, seyircilerin farklı olması, rekabet olması doğaldır. Ama bu rekabetin sahada olması lazım. Bizim maçta "Cavcav dışarı" diye tempo tuttular. Ben de çıkıp, "Ben buradayım, sahadayım" dedim. O sırada Şeref Tribünü'nde 8-10 kişi, bana ana-avrat küfretti. Bunu duyunca ben de bu hareketi yaptım.O an üzerimde bir makineli tüfek olsa 30-40 kişiyi öldürürdüm. Hani derler ya, öldürende değil, ölende kabahat diye. Ben de buna inanırım. Efendi gibi çıktım, özür diledim. Siz olsaydınız bu durumda ne yapardınız? Sportmenim diyerek çiçek mi gönderecektim? SORU: Sizin bazı kulüpler tarafından kabul edilmeyen projeleriniz vardı. Bunlar nelerdir? CEVAP: Biz kulüpler olarak, Federasyon'a, lisans, ıvır, kıvır diye kaç lira veriyoruz, biliyor musunuz? Tam 600 milyar lira.. Hadi bunu biz ödüyoruz, Elazığ, Adana, Akçaabat Sebatspor nasıl verecek? Sebatspor antrenörünün maaşı 2 milyar, futbolcuları 30 milyara oynuyor. Bu takımdan nasıl 600 milyar lira alıyorsunuz? İSTANBULLU YÖNETİCİLERİN DEVLETLE İŞİ VAR SORU: Siz, işadamları, müteahhitler üç büyük kulüp yöneticiliğini etiket olarak görüyor dediniz. Ankara kulüpleri için böyle bir durum söz konusu değil mi? CEVAP: Bugün üç büyük kulübün taraftarı çok fazla. Devlet kademesinde de böyle bir durum var. Bunlara, "100 liralık iş 200 liraya hallediliyor" demiyorum. Ama özellikle Devlet ihalelerinde bazı firmalar çağırılmıyor. Büyük kulüplerimizde yöneticilerin büyük kısmı bu zümreden gelenler. Bizim Ankara'nın ekmeğini yiyip, suyunu içen müteahhit, işadamlarımızın hepsi İstanbul kulüplerinde. Niye Ankara kulüplerine gelip yönetici olmuyorlar? Nihat Özdemir var, fevkalade, altın gibi bir çocuk. Hamdi Akın var. Nihat Özdemir'le son görüştüğümüzde, "Ben anlamam, Gençlerbirliği yönetimine gireceksin" dedim. Bana, "Bakarız" cevabını verdi. SORU: Fenerbahçeli, Beşiktaşlı olan birini yönetime almak ne derece doğru? CEVAP: Bu, spora, futbola hizmettir. Biz son iki maçta 17 bin seyirciye oynadık. Bunun dışında 2 bin kişiye oynuyoruz. Her maç 8-10 milyar lira üste para veriyoruz. Bugün bir Fenerbahçe ile övünüyoruz. Her maçta 1 trilyon hasılat alıyor. Bu seyirci benim bir yıllık bütçem. Bizim kombine biletimiz 30 milyon lira. Bu paraya bir sezon takımı izleyebiliyorsunuz. Geçenlerde maç yaptığımız Parma'nın bir yıllık geliri 90 milyon Euro. Televizyon gelirleri ise 25 milyon Euro. BAŞKAN OLSAM ADİL DAĞITIRIM Kimse benim Federasyon Başkanı olmamı istemez. Olursam, televizyon yayınları için havuzda toplanan paraları adaletle dağıtacağım. Şu anda havuzdaki paranın yarısını üç takım, yarısını da diğer takımlar paylaşıyor. Ama bakıyorsunuz, Federasyona verilen 600'er milyarlık para konusunda eşitlik var. Eğer böyle yapacaksanız, bu dört kulübü ayırın, onlar kendi kendileriyle maç yapsınlar. Ben üçüncü oluyorum 4 trilyon lira alıyorum, Fenerbahçe 17 trilyon lira alacak. Yok öyle.. SORU: Büyük kulüpler de, "Reklamı sayemde alıyorsunuz" diye kendini haklı görüyor. CEVAP: Kulüpler kendince haklı olabilir. Ben de Beşiktaşlı olsam böyle düşünürüm. Federasyon bu konuları çözmesi gereken kuruluştur. Ben Beşiktaş'ın 17 trilyon almasına bir şey demiyorum. Şampiyon takım alsın. Başarı kıstas alınsın bu dağıtımda. Ben üçüncü oluyorum 4 trilyon, Galatasaray ikinci oluyor 17-18 trilyon lira alıyor. Gaziantep iki senedir dereceye giriyor, 4 trilyon alıyor. Başarı ödüllendirilmiyor. Bunu da Federasyonun yapması lazım. Avrupa'da bir sene Arsenal, sonraki sene en alttaki bir takım şampiyon oluyor. Neden? Çünkü adil bir dağıtım var. Benim zaten senin hasılatında gözüm yok. Eskiden böyle bir sistem vardı. Maçı kazanan hasılatın yüzde 60'ını alıyordu. Madem öyle getirin o sistemi. SORU: Ama Fenerbahçe o kadar yatırım yapmış karşılığını almak istiyor. CEVAP: Yine söylüyorum, benim kimsenin hasılatında gözüm yok. İki yıl önce Fenerbahçe'yi deplasmanda yendik. Maçtan sonra yürürken 20 yaşında bir delikanlı kafayı duvara vuruyor, "Niye yenildik" diye. Lan kerata, nasıl böyle bir şey yapıyorsun sen! O anda beni görse belki bana da saldıracak. SORU: Bazen teşvik primleri veriliyor, anlaşmalar yapılıyor gibi iddialar ortaya konuluyor. Mesela, "Gençlerbirliği Fenerbahçe'ye ligde yenilecek, kupayı alacak" gibi. CEVAP: Bu gibi anlaşmalar mümkün değil. Sizin, oynayan bir futbolcuya, "Git Fenerbahçe'ye yenil, kupayı biz alacağız" demeniz mümkün değil. Ancak ne kadar örtülü olursa olsun, zaman zaman teşvik primleri geçerli oluyor. Ama bu yöneticilerle alakalı değil. Mesela X kulübü kaptanı, telefon açıyor.. SORU: Genelde kaptanlar mı yapıyor bunu? CEVAP: Tabii. Bu konular yöneticilere bile gelmez. Haberleri dahi olmaz. Yöneticinin haberi olan olaylar değildir. Ama, Avrupa'da, Arjantin'de, Afrika'da, Johannesburg'da bu işler var. Her yerde var. CAVİT ÇAĞLAR ŞİKE TEKLİF ETTİ SORU: Bunu yüzde yüz yanlış buluyor musunuz? CEVAP: Hayır, bana göre yüzde yüz yanlış değil. Ancak şike bambaşka bir olay. Bakın size bir olay anlatayım. Daha önce hiç bir yerde anlatmadım. Yıl 1987 idi. Cavit Çağlar benim büroma geldi. Bursaspor'un küme düşme durumu vardı. Bir ara, "Talimat ver de aşağıdan Mercedes'ten çantayı getirsinler" dedi. Bir adamı yolladım, getirttim. Çantayı açtı, o tarihte büyük bir meblağ olan 50 milyonu gösterdi. "Bu ne" dedim. "Zor durumdayız, bir puan vereceksin" dedi. Bunun üzerine, "Mümkün değil" dedim. Tam 1,5 saat uğraştı, beni razı edemedi. Sonra maç başladı. 2-1 öndeydik. Son dakikalarda Bursaspor'lu Sedat-3 birkaç kişiyi çalımlayıp golü attı ve maç 2-2 berabere bitti. Sonradan gazeteler bir hafta boyunca, "Gençlerbirliği maçı sattı" diye yayın yaptı. Bu olaydan bir sene sonra Federasyon Başkanı Erdoğan Ünver Bursa'da bir toplantı yaptı. Toplantı arasında bara geçtik. Cavit Çağlar herkesin yanında kadehini bana kaldırdı ve, "En büyük Başkan İlhan Cavcav. Parayı kabul etmedi" dedi. Ben de, "Bak iyi oldu, zaten berabere kaldınız" dedim. O da, "Almadın da ne oldu, ben o işi 15 milyona hallettim" dedi. Adını vermedi ama, iki futbolcuya 7,5'ar milyon lira vermişler. Bugün bile bu iki futbolcunun kim olduğunu bilmem. NİYE ŞAŞIRIYORUZ Kİ! Emin PAZARCI Yıllardır milletçe hayıflanır dururuz: - Türkiye neden bu halde? Niye milli gelirimiz bu kadar düşük? Biz niçin problemlerimizi bir türlü halledemiyor ve toparlanamıyoruz? Vurgunlar ve soygunlar bu milletin kaderi mi? Vesaire vesaire... Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav'ı dinledikten sonra, bu soruların cevabı zaten kendiliğinden ortaya çıkıyor? Cavcav, Cavit Çağlar'ın şike için kendisine rüşvet teklif ettiğini söylüyor. Kabul etmediği için de Çağlar'ın iki futbolcuyu satın alarak, şike yaptırdığını anlatıyor. Peki Cavit Çağlar kim? Bir dönem, Türkiye'de bankalardan sorumlu Devlet Bakanı'ydı. Ülke yönetiminde de son derece etkiliydi. Sadece bu olay bile "neden ve niçin" sorularına yeterli cevabı vermiyor mu? Bizim ülke olarak içinde bulunduğumuz durum hiç de şaşırtıcı değil!H.B.TERCÜMAN Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:49

İLGİLİ HABERLER