Medya
  • 30.8.2004 12:10

İLHAN SELÇUK, UMUR TALU'YU NASIL ŞOKA SOKTU?...

Hafıza-i beşer İnsanın ''bir yaşına daha girmesi'' için, biliyorsunuz, doğum günü olması gerekmiyor. Şaşkınlık, hayret, bu kadarı da olmazlar, bu ülkede insanı çabuk yaşlandırıyor. Dün ''bir yaşıma daha'', sağolsun, ''İlhan Ağabey'' sayesinde girdim. Neredeyse asırlık Cumhuriyet'in neredeyse asırlık çınarı İlhan Selçuk' un ''Medyada kurulan tezgah'' yazısını okuyunca. Başlığa itirazım yok. Medyada tezgahlar kurulmuştur, kurulur. Kimi bina dokur, toplum hafızasının, insanlık onurunun, meslek haysiyetinin canına okur. Şaşırtıcı olan, daha sonrası. *** İlhan Selçuk' a göre, ''Yargıtay-MİT-Çakıcı üçgeni'' deyişi, ''hinoğluhinlik'' ve ''tezgah'' tır; ''Yargı ile Çakıcı arasında bir ilişki yoktur.'' Yargıyı ve Yargıtay'ı suçlayarak, ''medya, takiyyeci iktidara yalakalık'' yapmakta, basın daha da kirlenmektedir. ''Yalakalık ihtimalleri'' ne de genel itirazım yok. Bu medyada, ''yalakalık'' pek mümkündür. Tek kirletici de değildir. Hadi diyelim ki, Çakıcı' yı yargı ile ilişkilendiren bakış açısı da yanlıştır; en azından kimileri böyle düşünebilir. Ne ki, ''göz yaşartıcı bomba'' sonradan geliyor. ''Peki, ya MİT ile Çakıcı ilişkisi'' diye soruyor, ''İlhan Ağabey''. Ben burada, Ziverbey işkencelerinden geçmiş, kadim gazetesini okuyanlar, taşıyanlar, orada yazanlar öldürülmüş ''İlhan Ağabey'' den ''bir şey'' bekleyerek okumaya devam ediyorum. Ama bakın o ''şey'' ne çıkıyor. *** ''Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür'' deyip... ''İki dış kökenli, kanlı ve emperyalist kaynaklı saldırı... Ermeni terörü ve PKK terörü'' karşısında, ''içeride ve dışarıda anti-terör yöntemleri uygulanmadan bu saldırılar durdurulamazdı'' diye devam ediyor İlhan Selçuk. Ve bombanın pimini çekiyor: ''Yeraltı örgütlenmelerine eşit silahlarla karşılık vermek zorunda kaldık. Devletin bu yolda kullandığı elemanların içinden daha sonra mafyalaşanları tasfiye etmek için başvuracağı tek yol ise bugün hukuktur.'' Bomba, ''devletin bu yolda kullandığı elemanlar içinden daha sonra mafyalaşanlar''. Hafıza-i beşerin nisyan ile malul olduğu yer orası. Çeşitli devlet birimlerinin, işbirliği içinde, bir zamanlar Cumhuriyet okuyana, orada yazana da saldırttığı, Bahçelievler'de 7 genci katlettikten sonra, ''devlet adına'' korunan, iş verilen, onca resmi görevli canını verirken, sözde devlet siparişlerini yerine getirip her türlü mücadeleyi zimmetine geçiren, bir yandan da kendi yeraltı tezgahlarını yürütenler için... ''Sonradan mafyalaşanlar'' diyor İlhan Selçuk. Hukuktan kaçırılan ve hukuk dışı eylemlerle, kimliklerle, cinayetlerle sözde ''devlete yardımcı'' olanlar için, ''sonradan mafyalaşanları tasfiye etmek için hukuk'' diyor. Tüm bir Gladio örgütlenmesini, kontrgerilla eylemlerini, Susurluk çeteleşmelerini neredeyse aklıyor... ''Sonradan mafyalaşmak'' diyor. Hakikaten ''Hafıza-i beşer nisyan ile malul'' olmalı. Böyle bir ''hafıza-i beşer'' e isyan da makul olmalı. Muhalifliğin de vicdani bir hafızası olmalı. En azından, Uğur Mumcu' nun onca yıl neler yazdığını unutmasaydı ''İlhan Ağabey''! Son cümlesiyle... ''Bu sürecin sonu iyi görünmüyor''! Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:50

İLGİLİ HABERLER