Gündem
  • 12.8.2003 10:54

İMAR BANKASI'NDAKİ SOYGUNUN ÜSTÜ ANAP HÜKÜMETİ TARAFINDAN ÖRTÜLDÜ

HANİFE ŞENYÜZ ANKARA - Bankacılık izni kaldırılan ve el konulan İmar Bankası'nda hayali hesap furyasının ilk sinyali 1992 yılında verilmiş, ancak dönemin siyasi iktidarı bu sinayli görmezden gelirken, soruşturmanın derinleştirilmesine de ihtiyaç duymamış. Yıldırım Akbulut ve Mesut Yılmaz'ın başkanlığındaki ANAP hükümetleri döneminde iki başbakan ve üç bakan hakkında açılan soruşturmada, hesap uzmanları İmar Bankası'nın 'vergi kaçırdığını' saptadı. Hayali hesap incelemesinde ise bankalar yeminli murakıpları, ''Geçek durum tespiti için fiili kasa sayımı gerekir'' dedi. Soruşturma Komisyonu ise ''Yapılacak birşey yok'' diyerek, İmar Bankası'ndaki olumsuzlukların üstünü kapattı. 1980'li yıllarda eski Bankalar Yasası'nın 64'üncü maddesi kapsamında gözetime alınan İmar Bankası'nın 1990 Nisan'ında, mali durumunda iyileşme olmadığı halde gözetimden çıkarılması kararına karşı, SHP Ankara milletvekili Uluç Gürkan ve 47 arkadaşınca 1992'de Meclis soruşturması açılması istendi. Eski Başbakanlar Yıldırım Akbulut ve Mesut Yılmaz ile ekonomiden sorumlu Devlet Bakanları Güneş Taner ve Hüsnü Doğan ile eski Maliye Bakanı Adnan Kahveci hakkında 'İmar Bankası'na ayrıcalık sağlayarak görevlerini kötüye kullandıkları' iddiasıyla Meclis soruşturması açıldı. Kayıt uyarısı Meclis soruşturması sırasında, Bankalar Yeminli Murakıbı tarafından düzenlenen raporda ''Bankayı kârlı göstermeye yönelik kayıt düzeninden vazgeçilmesi'' konusunda bankanın uyarıldığı belirlendi. Raporda, bankanın 1989'da mali bünye rasyolarında belirgin bir iyileşme gözlendiği ve bankanın taahhütlerini karışlamada herhangi bir sorununun bulunmadığı, bankanın 64'üncü madde kapsamında izlenmesine son verilebileceği, ancak 50 milyar lira olan sermayesinin ödenmemiş 8 milyar lirasının tahsili ve sermayenin tamamı ödenmek kaydıyla 75 milyar liraya çıkarılması gerektiği vurgulandı. Vergi kaçağı saptandı İhbar vergi kaçağını ortaya çıkardı İmar Bankası'nda Şubat 1990'da mevduat sahiplerinin bankadan aldıkları faiz üzerinden alınan yüzde 10 stopaj ve binde 5 Savunma Sanayi Destekleme Fonu kesintilerinden oluşan yaklaşık 1 milyar lirayı vergi dairelerine yatırmadığı iddiası da Maliye Bakanlığı'ha gelen bir ihbar üzerine araştırıldı. Soruşturma komisyonunun raporunda, hesap uzmanları tarafından yapılan incelemelerin sonuçlarına da yer verildi. Buna göre, bankanın Karaköy ve Bakırköy dahil sekiz şubesinde 2.5 milyar liralık matrah incelemesi yapıldı ve 3.9 milyar liralık matrah farkı bulundu. Hesap uzmanları şu tespiti yaptı: ''Yapılan incelemede, İmar Bankası'nın gelir vergisi stopajları ve fonlarla ilgili mükellefiyetlerini mer'i mevzuata uygun şekilde yerine getirmediği saptanmıştır. Ancak, mevcut tespitler muayyen sayıda (sekiz banka şubesi) şubede gerçekleştirilen vergi incelemesinin sonuçlarını yansıtmaktadır. İmar bankası'nın 54 şubesinin tümünde yapılacak vergi incelemesi sonuçlarının olayın gerçek boyutlarını yansıtabileceği açıktır.'' Raporda, söz konusu incelemelerin bir veya birkaç merkezi denetim elemanı tarafından dahi yapılabilmesinin fiziken mümkün olmadığı da kaydedildi. Hayali hesaplar Komisyon, İmar Bankası'nda 'olmayan kişiler ve hayali adresler yaratılarak vadesiz milyarlara liralık mevduat hesapları açıldığı, burada amacın disponibilite olarak tutulması gereken nakiti kâğıt üzerinde tutturmak olduğu, oysa bu paraların banka kasasında bulunmadığı' iddiası da bankalar yeminli murakıplarınca incelendi. Kurul'un soruşturma komisyonuna sunduğu mütalaada, evraktaki incelemelerde hayali fiktif hesaplara rastlanılmadığı belirtilerek, ''O günlerde fiili kasa sayımı yapılamadığı için gerçek durumun tespiti zor'' denildi. Hazine'nin elemanı bankada Soruşturma Komisyonu, bankanın 64'üncü madde kapsamına alınmasından sonra Hazine tarafından İmar Bankası yönetimine atanan Erol Hürbaş'ın, bankanın 64'üncü madde kapsamından çıkarıldıktan sonra emekliye ayrılarak bu bankada görev aldığı iddialarının doğru olduğunu saptadı. Komisyon, bankada vergi incelemesi sonrasında iddiaların doğruluğunun saptandığına vurgu yaparak, ''Ancak, komisyonumuz, ihbar 14 Ocak 1992'de yapıldığından, bu tarihte görevde bulunmayan eski Maliye ve Gümrük Bakanı Adnan Kahveci'nin sorumluluğunu gerektirecek durumun bulunmadığı kanaatine varmıştır'' görüşünü rapora yansıttı. Raporda, dönemin maliye bakanı ile ilgili yorum yer almadı. Komisyon, fiktif hesaplarla ilgili bankalar yeminli murakıplarınca inceleme yapıldığı ancak kanıt bulunamadığına da değinerek, şu karara vardı: ''Hayali-fiktif mevduat iddialarının teyit ve tespiti, iddia edilen tarihlerde banka şubelerinde yapılacak inceleme-denetim kapsamındaki fiziki sayım çekim ve kontrollerle ancak mümkün olabileceğinden, iddia konusu işlem tarihlerinin üzerinden uzun süre geçmesi nedeniyle bu hususta komisyonumuzca yapılabilecek herhangi bir işlem bulunmamaktadır.'' radikal Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:29

İLGİLİ HABERLER