LONDRA - İngiliz gazetelerinde bugün yer alan haber ve yorumlarda, Bağdat'taki durum, Kürtlere ve Türklere itidal çağrısı, Kerkük izlenimleri ağırlıklı olarak ele alındı.
Guardian'ın manşetinde Irak'a anarşinin hakim olmaya başladığı belirtildi. Gazete artık hastanelerin, konutların yağmalanmasını, linç kalabalığının bir Şii lideri öldürmesini, Kerkük'ün düşmesinin Türkiye'yi alarma geçirmesini manşetini destekleyen gelişmeler olarak sıraladı. Başlığın yanına dizilen 3 Iraklının sözleri, Irak halkının ruh halini ortaya koydu. Gazeteye göre, İyad Hamid isimli bir Iraklı, ''Aldığımız her eşya halkın kanından'', Haydar Ebu Cebr, ''Bunun amacı istikrar getirmekti hani... Eski rejim dönemindeki güvenliği, düzeni tercih ederim'', Abdülkerim ise ''Sünni veya Şii fark etmez, her zengin Iraklı Saddam'ın gidişine üzülür'' dedi. Guardian'ın Bağdat'taki muhabiri de, ''Şii-Sünni ayrımı anlamsız. Asıl bölünme zenginlerle yoksullar arasında'' diye yazdı.
ALİ'YE PROTEZ KOLLAR
Guardian, Bağdat'taki bir bombardımanda 2 kolunu kaybetmiş 11 yaşındaki Ali İsmail Abbas'ın, dudaklarını ısırdığı, ağlamaklı fotoğrafının Türkiye'de yankı uyandırdığını yazdı. Guardian'ın haberine göre İngiltere'de kolları veya ayaklarını kaybetmiş kişilere hizmet eden bir hayır kurumu, Ali'yi Londra'da Roehampton hastanesinde tedavi ettirmeyi umuyor. Bu konuda İngiltere Savunma Bakanlığı'ndan yardım istediklerini belirten gazete, eğer Ali seyahat edemeyecek kadar hastaysa, protez uzmanlarının Bağdat'a gönderilmesine hazırlandıklarını yazdı.
Gazeteye göre, ana muhalefetin Uluslararası Kalkınma'dan sorumlu sözcüsü Caroline Spelman, dün ''Ali Fonu'' diye bir bağış kampanyası başlattı. Amaç savaşta yaralanan çocuklara hizmet vermek. Daha ilk günden 50 bin dolar bağış topladılar. Limbless Association, yani protez organlar konusunda hizmet veren hayır kurumunun planları da bu vesileyle basına açıklandı.
Gazete, ''Ali İsmail Abbas, 11 yaşında, sadece 2 kolunu kaybetmedi, vücudunda yüzde 60 oranında yanık var. Annesini, babasını, bir erkek kardeşini de bombardımanda yitiren Ali'nin, ayrıca 7 akrabası da saldırıda hayatını kaybetmiş. Onunla ilgili ilk gazete haberlerinde, 'Doktor olmak istiyordum, şimdi nasıl olacağım?' dediği belirtilmişti'' denildi.
Financial Times'ın Bağdat muhabiri Amerikan deniz piyadelerinin, sivil kıyafetli Iraklı direnişçiler yüzünden diken üstünde olduklarını, tehdit olarak algıladıkları herkese, her şeye ateş açtıklarını anlattı. Amerikan askerlerinin bu panikle öldürdükleri arasında silahsız adamlar, kadınlar, çocuklar olduğunu belirten muhabir, bizzat takip ettiği Amerikan birliğinin 3 saat içinde 5 kişiyi öldürdüğü, 5 kişiyi de yaraladığını aktardı. Gazete, bunlardan birinin de başından yaralanan 6 yaşındaki bir çocuk olduğuna dikkat çekti.
''TÜRKİYE'NİN TEHDİDİ''
Kürtlerin Kerkük'e girmesini manşetten sunan Daily Telegraph altbaşlıkta, ''Türkler, savaşçılar çekilmezse Kuzey Irak'ı işgal tehdidinde bulunuyor'' diye yazdı. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün, Amerikalı muadili Colin Powell'dan ''Kürtlerin kentten çıkacağı ve Amerikalıların kontrolü ele alacağına dair'' kesin güvence aldığını açıklaması, Türkiye'nin çıkarları ne gerektiriyorsa yapmaya hazır olduğunu söylemesi, manşetteki haberde aktarılan bilgiler arasında yer aldı.
İngiliz gazeteleri Kerkük'e giren Kürdistan Yurtsever Birliği kuvvetleri arasındaki kadın milislerin sevinçli fotoğraflarına ilgi gösterdi. Böyle bir resim Telegraph'ın birinci sayfasında epeyce geniş yer işgal etti.
''BAĞDAT'TA REZALET''
Independent gazetesinin, ''Bağdat: Ertesi Gün'' manşetinin altında ''Kundaklama, anarşi, korku, kin, histeri, yağma, intikam, katliam, kuşku ve bir intihar bombası'' kelimeleri sıralandı. Gazetenin birinci sayfasında, bu ifadelere uygun, hayli rahatsız edici fotoğraflar yer aldı. Robert Fisk imzalı, ''yağmacıların günüydü'' diye başlayan yazıda, ''İşgalci güç olarak Amerika, kontrol ettiği bölgelerde yabancı büyükelçiliklerin, Birleşmiş Milletler bürolarının korunmasından mesuldür ama dün Amerikan askerleri Alman Büyükelçiliği önünden geçerken, yağmacılar masaları, sandalyaleri ön kapıya taşımaktaydı'' dedi.
Bağdat'ta olanları ''rezalet'' diye yorumlayan ve ''kitlesel kleptomani'' diyen yazar, ''Bir kavşakta çatılara yerleşmiş Amerikan nişancılar gördüm. Yağmacıların kamyonları trafik sıkışıklığına yol açmıştı, Amerikan askeri intihar eylemcilerine karşı nöbetteydi. İki yağmacı iki katlı bir otobüsün içi buzdolabı doluydu'' dedi.
Amerikan askerlerinin yağmacılara göz yummasının yanı sıra başka eleştirilerde de bulunan Independent yazarı, ''Amerika'nın kurtuluş ordusu şimdiden işgal ordusuna dönüşmüştü. Yüzlerce Iraklı sivil, otoyoldaki köprüde sıraya girmişti. Sıradaki her adam intihar eylemcisi olmadığını göstermek üzere, diğer sivillerin önünde gömleğini açıp, pantalonunu indiriyordu. Ademiye'de çıkan çatışma ardından Amerikan deniz piyadelerinden bir keskin nişancı, bir sarayın kapısının üstüne oturmuş, dur ihtarına uymayan otomobildeki üç sivili yaraladı, biri de küçük bir kızdı. Sonra silah sesi nereden geliyor diye balkona çıkan bir adamı öldürdü. Aynı nişancı birkaç dakika sonra da bir başka otomobilin sürücüsünü öldürüp, bir genç bir kadın olan iki yolcuyu yaraladı. Bu arada Daura'da önceki günkü çatışmadan geriye kalan sivil cesetler çürümeye terkedilmişti. Ve bu Bağdat'ın kurtuluşunun daha ikinci günüydü'' dedi.
''TÜRKMENLER YAĞMACILARIN HEDEFİ''
Gazetenin Kerkük'teki muhabiri Patrick Cockburn'un haberine göre, Türkmenler yağmacıların hedefi olduklarını anlattı. Mahmud Mahmud adlı bir Türkmen mühendis, ''Biz Kürtlerin geleceğini beklemiyorduk, Amerikalılar gelecek sanıyorduk'' dedi.
Kürdistan Yurtsever Birliği lideri Celal Talabani'nin oğlu Pavel Talabani'nin araya girerek, ''Biz şehirde yağmayı kontrol altına almak için geldik'' dediği aktarıldı. Ve yağmanın tamamen kontrol altına alındığını, artık çekileceklerini söyledi. Kürdistan Yurtsever Birliği'nin buradaki valisi olarak tanıtılan Razgar Hamacan'ın ise, ''peşmergelerin şehirden çekileceklerine dair bir talimat almadıklarını'' söylediği aktarıldı.
Bir başka KYB yetkilisinin Saddam Hüseyin rejiminin yerli halkı kovarak yerleştirdiği Arapların zaten Kerkük'ü terk ettiğini söylediği aktarıldı. Kerkük'ten çıkış yolunda trafik sıkışıklığı olduğu belirtildi. Yağmacıların ise, arabalarına yükledikleriyle Erbil veya Süleymaniye yoluna düştükleri aktarıldı.
''TÜRKLER VE KÜRTLERE İTİDAL ÇAĞRISI''
Times'ın başyazısında Türklere ve Kürtlere itidal çağrısı yapıldı. Dışişleri Bakanı Gül'ün Amerika'dan, Kürtlerin Kerkük'ten çıkacağına dair güvence istemesinin akıllıca bir hareket olduğunu, bu güvencenin Powell tarafından verilmesinin de akıllıca bir karşılık olduğunu anlatan gazete, bu diplomatik tarzın Kürtler tarafından da algılanıp algılanmadığının zamanla anlaşılacağını belirtti. Yeni bir Kürdistan kurulması planı olmadığını ileri süren Times gazetesi, savaş içinde savaş oluşmasına da izin verilmemesi gerektiğini vurguladı.
Daily Telegrap başyazısında, ''Yekpare bir rejimin yıkılmasından sonraki o çalkantılı döneme girdik'' dedi. Bunun, doğan boşluğu doldurma yarışının yol açtığı bir dönem olduğu belirtildi. Gazete, Amerika'nın geçici yönetime en uygun Iraklıları belirlemesi ve onları öne çıkarması gerektiğini, olaylara seyirci kalamayacağını ileri sürdü.
Yazıda, en azından Amerikan Savunma Bakanlığı'nın benimsediği Şii Iraklı Ahmet Çelebi'nin böyle bir isim olarak ortaya çıktığını ama Çelebi'nin rolü konusunda Bush yönetimi içinde görüş ayrılığı doğduğunu hatırlatıldı ve Çelebi hakkında ne düşündüğü daha bilinmeyen Başkan Bush'un kamuoyu önünde kendi yönetim ekipleri arasındaki itiş kakışa son verip, nihai adımı atması gerektiği belirtildi.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:46