İNGİLİZ GAZETELERİNDE BUGÜN... ''TÜRKİYE İLE ÇATLAYAN İTTİFAKI TAMİR ETMEK SADECE POWELL'IN ZİYARETİYLE MÜMKÜN MÜ?''
LONDRA - İngiliz gazetelerinde bugün yayımlanan haber ve yorumlarda, Bağdat muharebesi, ABD Dışişleri Bakanı Colın Powell'ın Ankara ziyareti ve Sunderland'daki maç konuları ağırlıklı olarak ele alındı.
ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell'ın, Ankara ziyaretine İngiliz gazeteleri ilgi gösterdi. Hatta Independent konuya başyazısını ayırdı ve başlıkta, ''Türkiye ile çatlayan ittifakı tamir etmenin sadece Powell'ın ziyaretiyle mümkün olmayacağı'' belirtildi.
Yazıya göre, savaşa hazırlanırken, savaş karşıtı Avrupa'nın öfkesiyle, Arapların destek vermemesiyle tecrit edilen Washington yönetimi, en ağır darbeyi Türkiye'den almıştı. Gazete, Meclisin Irak'a karşı kuzey cephesinin açılmasına izin vermemesinin Bush yönetimini şoka uğrattığı, derinden sarstığı anlattı. Independent bu yüzden savaş planlarının da köklü biçimde değiştiğini, muhtemelen Irak savaşının mali ve insani bedelinin yükseldiğini yazdı.
Washington'un rahatsızlığının anlaşılabilir olduğunu belirten gazete, Türkiye'nin karşılığının da aynı şekilde hatta hayranlık uyandırıcı olduğunu belirtti ve şöyle devam etti:
''Amerika, Türkiye'den demokrasisini geliştirmesini istememiş miydi? O zaman, işte sonuç: Seçimle belirlenmiş bir parlamento, 62 bin Amerikan askerinin ülke topraklarına girmesi için yeterli oyu çıkaramadı. Hükümet, ezici bir çoğunluğu savaşa karşı olan kamuoyuna duyarlı oldu. Homurdanmaları duyulsa da, işte ordu da, mesuliyeti sivillere devretmişti.''
Amerika'nın önerdiği mali yardımı Türkiye'nin, ''aşağılayıcı bir rüşvet'' olarak görüp ''hayır'' cevabı verdiğini yazan Independent, Ankara'nın bu ''hayır''ının kesin olduğunu da belirtti. Yazıda, Colin Powell'ın dün Ankara'daki temaslarından sonra açıklanan anlaşmanın ''Washington'un beklentisinin asgarisi, Türkiye'nin alenen verebileceklerinin de azamisi'' olduğu kaydedildi.
Gazete, anlaşmada, Türkiye'nin, Amerika'ya tatsız sürprizler yapmadan, uyarıda bulunmasının yer aldığı, Amerika'nın da Türkiye üzerinden Irak'a malzeme ve insani yardım aktarmasına izin verildiğinin belirtildiğini yazdı. Savaş sonrası senaryoların hepsinde Irak'ın toprak bütünlüğünün bulunduğunu da belirten Independent gazetesi Washington'u eleştirdi.
Independent, eski Başkan Bush'un 1991'deki savaştan önce müttefiklerine karşı duyarlılık gösterdiğini ama şimdiki yönetimin Dışişleri Bakanı Powell'ın, aylardır süren diplomasi sürecinde Ankara'yı ilk kez ziyaret etmiş olduğunu ve böyle küstahlıkların koalisyona pahalıya mal olduğunu yazdı.
BAĞDAT'A YÖNELİK TAARRUZ
İngiliz gazetelerinin manşetinde Bağdat'a yönelik taarruza ilişkin haberler, yorumlar yer aldı. NATO'nun eski Avrupa Müttefik Başkomutanı Amerikalı Orgeneral Wesley Clark'ın bu konudaki makalesine Times gazetesi yer verdi.
İki haftalık muharebe, Bağdat'a doğru 300 kilometrelik ilerleyişten sonra asıl taarruzun, Cumhuriyet Muhafızları'na karşı başlatıldığını belirten Amerikalı general, stratejik açıdan bu adımın aciliyet taşıdığını anlattı.
Bu aciliyetin nereden kaynaklandığı konusunu ise Wesley Clark şöyle anlattı:
''Her hafta, Arap dünyasının öfkesi artıyor, çarpışmaların yayılması tehlikesiyle birlikte savaş sonrası görevlerin ağırlığı da büyüyor. Ama bu taarruzun Kuveyt'teki müdahaleye benzeyeceğini düşünüyorsanız, bir daha düşünün. Cumhuriyet Muhafızları, Bağdat'ın savunmasıyla görevlidir. Hava kuvvetleri görevini yerine getirdiyse, ondan geriye pek bir şey kalmamıştır. Ama aksi takdirde çarpışmalar, yöntemli, yakın mesafede ve büyük riskler içerecek şekilde gerçekleşecek.''
Amerikan güçlerinin önündeki tehlikeleri iki başlıkta toplayan Orgeneral Clark, ''Birincisi, piyade sayısı açısından Iraklıların daha kalabalık olmaları'' dedi. Amerikalıları karmaşık şehir savaşına çekerlerse Irak ordusunun daha rahat hareket edeceğini belirten General, ikinci riskin de Irak tarafının kimyasal silah kullanması ihtimali olduğunu yazdı. Beklemeye devam etmenin kendi içinde riskler barındırdığını, askeri açıdan riskler arasında denge kurmak gerektiğini anlatan General, ''Koalisyon, stratejik riskleri azaltmak istiyorsa, operasyonel riskleri üstlenmek zorunda. Böylece Irak başkentini ne kadar kısa sürede ele geçirirsek o kadar iyi olacağı inancıyla Bağdat'a yönelmiş durumdayız. Bu harekatın son muharebesi olmayacak ama bunu kazanmak zorundayız'' dedi.
Daily Telegraph gazetesi de Bağdat muharebesinin savaşın sonu anlamına gelmeyeceğini belirtti. Başyazıda, sivillerin hayatını korumak için büyük özen gösteren Amerikan-İngiliz güçlerinin Saddam Hüseyin'e bağlı güçleri ezerken önemli bir başarı gösterdiği ileri sürüldü. ''Saddam'ın devrilmesinin eşiğinde değilsek de artık daha fazla ertelenemez'' diyen gazete, teknolojik üstünlüğün yanı sıra, ahlaki açıdan da üstün olan işgal güçlerinin başarılı bir savaş yürüttüğünü belirtti.
Guardian ise acele edilmemesini tavsiye etti. ''Bağdat hep bu işin ödülüydü ama en zorlu sınav da orada'' diyen gazete, Saddam diktatörlüğünün merkezi olan bu şehrin aynı zamanda en az 5 milyon sivili barındırdığına dikkat çekti. Washington'daki siyasi baskılar ne olursa olsun, Bağdat'a taarruzda acele edilmemesinin sağduyunun gereği olduğunu belirten gazete, şehir halkının uzun bir kuşatma veya ani bir saldırı halinde yaşayacağı insani krizin savaşta şimdiye kadar görülmemiş boyutlarda olacağını bildirdi.
Amerikan Savunma Bakanı Rumsfeld'in planlarının işlemediğini, Irak halkının yabancı askerleri sevinçle karşılamadığını, dehşet verici hava bombardımanlarında kararlılık gösterilmediğini, Irak ordularının topluca teslim olmadığını, direnip savaştığını yazan Guardian'a göre Bush ve Pentagon, işler sarpa sarmadan bu işi bir an önce bitirmek istiyor. Guardian, ancak İngiltere hükümetinin daha sakin ve temkinli yaklaşımının, Basra'da görüldüğü üzere daha mantıklı olduğunu savundu. Artık gerçekçi olmak gerektiğini yazan İngiliz gazetesi şöyle devam etti:
''20 bin askerden oluşan Özel Cumhuriyet Muhafızları, özel güvenlik teşkilatı, Başkanın özel muhafızları, Saddam Fedaileri, geri çekilerek hatlarını güçlendirdi ve buna Cumhuriyet Muhafızları'nın yedeklerini de eklersek, potansiyel olarak böyle büyük bir gücü küçük görmek aptallık olur.''
Gazete, Bağdat'ın ele geçirilmesi için yıkıcı bir taarruz yerine sabırlı, kademeli bir mücadelenin yürütülmesiyle sivillerin can kaybının azaltılabileceğini savundu.
İNGİLTERE'NİN ORTA SAHASI
İngiliz gazetelerinin çoğunun ilk baskıları dün geceki maçtan bahsetmedi. Guardian, baskı için İngiltere-Türkiye maçının sonucunu bekleyen gazetelerden biriydi. Arka sayfayı kaplayan maç yazısında Türklerin hayranlık uyandırıcı tekniklerini sergiledikleri ama İngiltere'nin kademeli olarak tempoyu yükseltiği anlatıldı. Orta sahada baklava şeklindeki dizilişin yeniden uygulanması sayesinde, İngiltere'nin sağlam bir zemin kurmayı başardığı bunun üzerine atağa geçmeye başladıkları belirtildi.
Guardian'a göre, Şenol Güneş'in ekibi ölü toplardaki zayıflığını gösterirken İngilizler de bundan yararlanmaya çalıştı. Gazete, Güneş'in Yıldıray Baştürk'ü oyundan alması ve 75. dakikada galibiyete yaklaşmasını İngiltere'nin ''moral zaferi'' diye nitelendirdi.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:43