Dünya
  • 4.7.2003 10:45

İNGİLTERE BASININDA BUGÜN...

LONDRA - İngiltere basınında bugün, koalisyon güçlerinin Irak'ta ne kadar kalacağı, barlarda sigara yasağı tartışması, Korsika referandumundan beklentiler ve İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi'nin yaptığı Nazi esprisinden dolayı özür dilemesi ele alındı. Financial Times, ''Koalisyon güçleri Irak'ta 2 yılı aşkın süre kalacak'' başlığı ile verdiği haberde, yeniden imar çabalarını gözden geçiren Amerikalı ve İngiliz yetkililerin Irak'ta 2 yılın üzerinde ve belki bundan bile daha uzun bir süre kalmak gerektiği sonucuna vardıklarını bildirdi. Gazete, ''Bugüne kadar üst düzey koalisyon yetkilileri, Irak'taki askeri varlıklarının 1 ila 2 yıl arasında süreceğinden bahsediyorlardı. Ancak İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw'un Irak'a geçenlerde yaptığı ziyaretten bu yana, bu sürenin birkaç yıl daha uzayacağına inanıyorlar. Irak'ta şu an 150 binin üzerinde Amerikalı ve İngiliz asker var. İngiltere hükümetinden yetkililer, bu büyüklükte bir gücü 24 ayı aşkın süre Irak'ta tutma fikrinin savunulacak bir yanı olmadığını fakat daha küçük boyutta bir 'takipçi gücün' Irak'ta daha uzun süre tutulabileceğini belirtiyorlar'' dedi. SİGARA EN BÜYÜK TEHDİT İngiltere hükümetinin sağlık konularında başdanışmanından gelen bu tavsiye, birçok gazetede yer buldu. İngiltere'de kamu sağlığını ele alan yıllık raporda Sir Liam Donaldson, sigara içimini en ciddi tehdit olarak değerlendirdi. Bar ve lokanta gibi yerlerde çalışanlar başta gelmek üzere 3 milyona yakın kişinin işyerlerinde içseler de içmeseler de sigara dumanına maruz kaldığını söyleyen Sir Liam, bu konuda bir yasağın gerekli olduğu görüşünü savundu. Üstelik, güçlü bir dayanağı da vardı. New York Belediye Başkanı, yakın zaman önce benzer bir yasağı uygulamaya soktu. İngiltere hükümetinin bu tavsiyeyi izleyip izlemeyeceğini sorgulayan Times, cevabın ''hayır'' olduğunu yazdı. Gazete, ''Tony Blair hükümeti yasaktan yana değil. Sağlık Bakanlığı'ndan bir yetkili, 'sigarasız yerlerin sayısını çoğaltmayı amaçlayan büyük değişimler, şayet halktan böyle bir istek gelirse hayat bulur' dedi'' diye yazdı. KORSİKALILAR SANDIK BAŞINDA Fransa'ya bağlı Akdeniz adası Korsika'da bu Pazar yapılacak olan halk oylaması, İngiltere'de birçok gazetenin geniş biçimde işlediği bir konuyu oluşturdu. Belki de Galler ve İskoçya'da yerel meclislerin kurulmasının ardından, şimdi Manş Denizi'nin öte yakasında Fransızların özerklik yönündeki adımları nasıl ele aldığına özel bir ilgi duyuluyor. Guardian'ın yazdığına göre, Fransa İçişleri Bakanı'nı halkoylamasına ikna eden, İskoçya modeli oldu. Napolyon'un doğum yeri Korsika'daki değişim önerisine yer veren Guardian, ''Korsika'daki yerel yönetimler, tek bir bölgesel meclis çatısı altında toplanmış olacak. Bu meclisin kontrolü altındaki konular arasında eğitim, kültür, ulaşım, turizm, sanayi ve mali politikalar yer alıyor'' dedi. Guardian, geçtiğimiz 30 yıl içerisinde Korsika milliyetçisi militanların adada 9 binin üzerinde bombalama olayı gerçekleştirdiğini yazdı. Paris hükümetini daha çok özerklik sunmaya iten ana neden de ayrılıkçı hareketi saf dışı bırakarak, şiddetin önüne geçmek. Guardian, Cumhurbaşkanı Chirac'ın ''Daha güçlü yetkilerle donatılmış bir Korsika parlamentosu, adanın Fransız kalmasını sağlamak için en iyi yoldur'' şeklindeki sözlerini aktardı. Guardian, ''Bağımsızlık eğilimini törpüleyecek mi, yoksa besleyecek mi?'' diye sorarak ''adanın geleceğini belirsiz kılan anayasal değişim önerisinin, Korsika halkını ikiye böldüğünü'' yazdı. Gazete, ''Kamuoyu yoklamaları Korsikalıların yüzde 50'sinin 'evet', kalan yarısının da 'hayır' diyeceğine işaret ediyor'' dedi. Hatta bu sabahki Financial Times, sınırlı özerklik önerisine genel bir ilgisizliğin hakim ve ''hayırcıların'' oranı artma eğiliminde olduğunu yazdı. Buna karşın Guardian, adadaki en büyük ayrılıkçı grup olan ''Korsika Ulusu'' adlı hareketin liderinin, ''bağımsızlık mücadelemize hız kazandıracak'' sözleriyle, yerel meclis önerisine destek verdiğini belirterek önerinin ilginç bir yanının, şayet halk oylamasından geçerse, yerel mecliste kadın ve erkek temsilcilerin sayısının eşit tutulması olduğunu belirtti. Gazete, ''Ulu orta silah kuşanılan günümüz Korsikasının maço kültüründe, ada siyasetinde kadınların varlığının aniden yükselme olasılığı, belki de en önemli değişim olabilir'' dedi. ''SCUSI!'' Bugünkü Independent'ın ön sayfasında sıkkın görünümlü bir Silvio Berlusconi resmi var. Bu fotoğrafın hemen yanı başında iri puntolarla ''Scusi'' yazıyor. ''Scusi'' İtalyanca, 'özür dilerim' anlamına geliyor. Independent, manşetinde ''İtalya Başbakanı yaptığı Nazi esprisinden dolayı özür diledi ama, ülkesinin devraldığı Avrupa Birliği dönem başkanlığını da kötü bir şakaya çevirmiş olmasın?'' sorusunu sordu. Independent, Berlusconi'nin Avrupa Birliği'nde devraldığı yeni görevi nasıl icra edeceği, hassas dengeleri nasıl gözeteceği konusunda kaygıların giderek arttığını yazdı. Times, ''Berlusconi'nin sözlerinin bir devlet adamına yakışmadığının'' altını çiziyor ama, bu sabahki baş yazısında, Avrupa Parlamentosu'nun ''çocukça'' diye nitelediği tepkileri hakkında da söyleyecek bir çift lafı olduğunu yazdı. Gazete, ''Strazburg'taki öfkeli sahneler, tamamen yapaydı. Kaosa sürüklenen bir dönem başkanlığı beklentisiyle, sahneyi çoktan hazırlamışlardı. Özellikle Almanya'da varolan sterotipler doğrultusunda İtalya'yı yolsuzluğa batmış, tembel ve fütursuz bir ülke olarak hor görme eğilimini neredeyse hiç gizlemiyorlardı'' dedi. Times, ''Ve Berlusconi de bu tuzağa düştü'' diye yazdı. Ancak bu sabahki Alman Die Welt, yalnız Berlusconi'ye değil, İngiltere basınında çıkan kimi yorum yazılarına da tepki gösterdi. İtalyan liderin İngiltere'de pek kınanmadığını düşünen Berlin merkezli Die Welt'e göre, Avrupa Parlamentosu'nda ortalığın birbirine girmesine İngiltere'de kimi gazetelerin bıyık altından gülmesi de yanlıştı. Gazete, ''İngiltere basını, Avrupa Birliği'nin ekonomik çıkarlara yarayan büyük bir pazardan başka bir şey olmadığı görüşüne tipik bir İngiliz desteği verdi'' dedi. Die Welt, Berlusconi'nin de Avrupa Birliği'ne benzer bir yaklaşım sergilediği görüşünü savundu. ''ASIL TEHDİT SCHORODER Mİ?'' Paris merkezli International Herald Tribune, çok farklı bir görüşü savundu. Gazete, ''Almanlar, Berlusconi'nin yakışık almayan sözleri yüzünden küplere binerken, aslında Avrupa Birliği'ne daha büyük tehdidin kaynağı Berlin hükümetinin maliye hesapları'' dedi. International Herald Tribune, Almanya'da dev çapta vergi indirimine işaret eden Schroder hükümetinin, ortak para birimi euronun istikrarı için öngörülen kuralları üçüncü bir yıl tekrar çiğnemesinin neredeyse kesin olduğu görüşünü savundu. Gazete, ''Almanya'nın vergi kararı, Berlusconi'nin Nazi subayı benzetmesi kadar kışkırtıcı değildi hiç, ama uzun vadede Avrupa Birliği'ne çok daha derin bir darbenin izlerini bırakabilir'' dedi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:16

İLGİLİ HABERLER