İş Bankası, kredi kartları temerrüt faizi uygulamalarının 13 yıldır değişmediğini, bankanın temerrüt faizinin 1990 yılından bu yana cari faizin yüzde 25 fazlası olarak belirlendiğini bildirdi.
İş Bankası'ndan yapılan yazılı açıklamada, temerrüt faizinin ticari hayatta geniş bir uygulama alanı bulunduğu ve müşterileri, ödemelerini düzenli olarak yapmaya sevk eden en önemli faktörlerden biri olduğu kaydedildi Bankanın kredi kartları sayısının 2 milyona, yapılan alışveriş ve nakit çekme cirosunun ise Eylül 2002 sonu itibariyle 2.2 katrilyon liraya ulaşmasına rağmen yasal takipteki alacakların, toplam alacaklara oranının yalnızca yüzde 1.8 düzeyinde bulunduğu belirtilen açıklamada, bu oranın sektör ortalamasının çok altında olduğu vurgulandı.
İş Bankası'nın kredi kartı akdi faiz oranının aylık yüzde 7.75, yıllık yüzde 93, temerrüt faizi oranının ise aylık yüzde 9,688, yıllık yüzde 116.25 olduğu kaydedilen açıklamada, şöyle denildi:
''Kredi kartı faiz oranı, diğer bireysel kredilerden bir miktar yüksektir. Çünkü, kartla yapılan alımlarda müşterilere ortalama 25 günlük bir faizsiz dönem tanınmakta, işlem tarihine bağlı olarak bu süre 40 güne kadar uzayabilmektedir. Öte yandan, kredi kartı bir açık kredi olup, tahsisinde müşterilerimizden teminat alınmamaktadır.'' Açıklamada, dünyadaki uygulamaların da aynı paralelde olduğu, sterlin libor oranı yüzde 4 olan İngiltere'de, kredi kartı faiz oranının yıllık yüzde 17 düzeyinde bulunduğu hatırlatıldı.
''YASAL TAKİP EN SON ÇARE''
Yasal takibin başvurulan en son çare olduğuna işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
''Borcunu ödeme niyeti olanlara, tahakkuk eden faizde indirim, müşterinin ödeme gücüne göre taksit planı oluşturulması, daha düşük faiz oranı ile taksitlendirme olanağı gibi farklı alternatifler sunulmaktadır. Böylece bir taraftan bankamızın tahsilat kabiliyeti artırılmakta, diğer taraftan müşterilerimizin finansal açıdan mağduriyeti asgariye indirilmekte ve yasaklılar listelerinde isimlerinin yer alması engellenmiş olmaktadır. Ancak, halka açık bankalar alacaklarını bir şekilde tahsil etmekle yükümlüdür. Bu nedenle, söz konusu yöntemlerle tasfiye edilemeyen alacaklarımız için son çare olarak yasal takip süreci başlatılmaktadır.''
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:05