Gündem
  • 2.6.2010 16:50

İSRAİL'E BU AKŞAMA KADAR SÜRE

ANKARA - Davutoğlu, ABD dönüşünde Esenboğa havaalanında düzenlediği basın toplantısında uçaklara binen Türk ve yabancı yolcuların İstanbul'a geleceğini, cenazelerin de İstanbul'a, yaralıların Ankara'ya getirileceğini söyledi. Davutoğlu, cenazelerden 3'ünün kimliğinin tespit edildiğini, 4'üncüsünün üzerinden ise sadece kredi kartı çıktığını ve kimliğinden emin olmak istediklerini kaydetti.
Bakan Davutoğlu, 2 vatandaşın da çok ağır yaralı oldukları için hareketlerinin mümkün olmadığını söyleyerek, bu iki yaralının orada kalacağını, ancak onlar için bir doktoru başlarında bırakacaklarını bildirdi. Davutoğlu, "Hiçbir vatandaşımızı kimsenin merhametine terk etmeyiz" dedi.

-BMGK KARARI-

Davutoğlu, BMGK Başkanlık kararı açıklamasında Türkiye'nin talep ettiği bütün unsurların yer aldığını söyleyerek, bu talepleri şöyle aktardı:
"Taleplerimiz netti. Öncelikle bütün vatandaşlarımızın ve gemilerin serbest bırakılmaları. Uluslararası bağımsız bir komisyon kurulması ve bu komisyonun ulaşacağı neticelere göre hayatlarını kaybedenlerin ailelerinin tazmin edilmeleri, BM'nin 1860 sayılı kararına aykırı olarak süren Gazze ambargosunun kaldırılması ve yardımların Gazze'ye ulaştırılması."
Bakan Davutoğlu, Başbakan Erdoğan'ın ABD Başkanı Barack Obama ile telefonda görüştüğünü hatırlatarak, kendisinin de ziyaretine gelen ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jim Jones ile görüştüğünü, Jones'un ellerinden geleni yapmakta olduklarını ve Türk vatandaşlarının teslimi konusunda aldıkları kararları ile ilettikleri mesajları kendisine aktardığını bildirdi. Bu mesajlar üzerine görüşmeler sonrasında, bahsettiği heyeti İsrail'e gönderdiklerini anlatan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Umarız ki bir daha bu tür gelişmeler yaşanmaz. Doğu Akdeniz'i biz bir barış havzasına dönüştürmek istiyoruz. Hiçbir ülkenin uluslararası hukuka aykırı şekilde uluslararası sularda herhangi bir gemiyi durdurma, arama ve o gemidekilere saldırıda bulunma hakkı yoktur ve buna uluslararası toplum izin vermemelidir. Gerçekten de uluslararası toplum bu konuda çok güçlü bir dayanışma sergilemiştir."
BMGK toplantısına katılan bütün ülkelerin Türkiye'ye destek verdiğini, hepsinin tek tek gelerek başsağlığı dilediğini anlatan Davutoğlu, ayrıca çok sayıda ülkenin dışişleri bakanının kendisini ya da liderlerin Başbakan Erdoğan'ı arayarak dayanışmalarını vurguladığını belirtti. "Bu umarım ki herkese bir ders olmuştur" diyen Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Uluslararası hukukta hiçbir ülkenin ayrıcalığı yoktur. Bütün ülkeler uluslararası hukuka tabidir, hiç kimse kendini uluslararası hukukun üstünde göremez. Filistin'deki insan hakları ihlalleri ve Gazze'ye yönelik ambargo insanlık suçudur, bu da sürdürülemez. Herkes bir kez daha düşünüp Orta Doğu'da kalıcı barışın tesisine yönelik adımlar atmak durumundadır, başta İsrail olmak üzere. Türk milleti bu bölgedeki bütün gelişmelerden kendini tarihi bakımdan sorumlu hisseden bir millet olarak, bu gelişmelere duyarsız kalamaz ve kalmayacaktır, Bundan sonra da bölgedeki bütün gelişmeleri takip edecektir."

-MUSEVİ VATANDAŞLARA VE İSRAİLLİ DİPLOMATLARA GÜVENCE-

Davutoğlu, İsrailli diplomat eşleri ve ailelerinin kendilerini güvende hissetmedikleri için Türkiye'den ülkelerine dönme talebinde bulunduklarını öğrendiğini söyleyerek şunları kaydetti:
"Kendilerine ve bütün diplomatlara davrandığımız gibi İsrailli diplomat ve eşlerine sesleniyorum; onların güvenlikleri bizim devletimizin namusudur. Bütün büyükelçiliklerin güvenliğini temin etmek bizim görevimizdir. Hiçbir şekilde tereddüt etmemelidirler."
Davutoğlu, aynı şekilde İsrailli turistlerin de rahat olmalarını isteyerek, onların Türkiye'nin misafirleri olduğunu bildirdi. Davutoğlu, daha sonra şunları söyledi:
"Biz vatandaşlarımızın hukukunu korurken bizi kimsenin test edemeyeceği kadar sert ve kararlı oluruz. Ama misafirlerimize, farklı etnik ve dini temelden vatandaşlarımıza, burada bulunan büyükelçilik mensuplarına ise devlet olarak şefkatlerin en şefkatlisi ile davranmaya kararlıyız. O bakımdan herkesin müsterih olmasını istiyoruz. Bütün bu gelişmeler göstermiştir ki, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, vatandaşlarının hukukunu korumak kudretine maliktir, kimse bu kudreti test etmemelidir. İki gündür yoğun bir his ortamı içinde olundu, bu tepkileri gayet iyi anlıyoruz. Ancak şimdi tepkilerin yerini sükunetin ve itidalin alması gerekmektedir."

HER TÜRLÜ PLANLAMA MEVCUT
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin geleceğine yönelik olarak, bundan sonraki durumun İsrail'in takınacağı tutuma bağlı olduğunu söyledi.
Davutoğlu, Esenboğa Havalanında yaptığı basın toplantısında, bir gazetecinin, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile yaptığı görüşmede, Clinton'a, İsrail'in elinde bulunan rehinelerin 24 saat içinde serbest bırakılmasını, bırakılmaması durumunda Türkiye'nin yaptırım uygulamaya başlayacağını söylediğini hatırlatarak, bu yaptırımların neler olduğunu sorması üzerine, "Bugün buna ihtiyaç kalmadığına göre zikretmeyeyim. Ama bunlar taraflarca iyi bilinmekteydi." dedi.
Dışişleri Bakanı, İsrail'in elinde bulunan bazı Türk vatandaşlarının bu ülke tarafından "terör suçlamasıyla" yargılanacağı yönündeki haberlerin sorulması üzerine, bunun dünkü haber olduğunu, bugün böyle bir şeyin söz konusu olmadığını kaydetti.
Bir gazetecinin, İsrail'in yaralılara kötü davrandığı ve kelepçe taktığını söylemesi üzerine, bu görüntüleri gerek BM yetkilileri, gerek ABD yetkilileriyle paylaştıklarını kaydeden Davutoğlu, "Bunun hiçbir hukuki ve insani temelinin olamayacağını söyledik. Bugün bize intikal eden 210 vatandaşımız elleri, zihinleri, vicdanları hür olarak uçaklara binmişlerdir" dedi.
Gemiye saldırıyla ilgili soruşturmanın İsrail tarafından yapılacağı yönündeki açıklamaların anımsatılarak, bu haberlerin doğru olup olmadığı sorusunu yanıtlayan Davutoğlu, "Bizim tarafımızdan kabul edilebilir değildir. ABD yetkililerinin bizimle konuşmaları bu yönde değildir. Bu saldırı uluslararası sularda gerçekleşti. İsrail'in böyle bir araştırma yürütmesinin hukuki bir karşılığı yoktur. Soruşturulacak olan zanlı konumundaki ülkenin yapacağı soruşturmadan biz bir şey bekleyebilir miyiz. Biz zaten İsrail'in eylemlerinin soruşturulmasını istiyoruz."
Saldırının uluslararası sularda meydana gelmesi dolayısıyla Türk Ceza Kanunu çerçevesinde bir soruşturma açılması yönünde bir çalışma olup olmadığına ilişkin olarak da Davutoğlu, "Kişilerin şahsi hukuklarıdır. Ancak Türk vatandaşları orada muhakeme edilseydi, biz hiyerarşik olarak bu işten sorumlu gördüğümüz İsrailli yetkilileri TCK'ya göre gıyabı olarak haklarında bu işlemi başlatacaktık." diye konuştu.

-"BÖYLE BİR KARAR ALINMASI İLKTİR"-

Mısır'ın Refah kapısını açmasının ve Arap bölgesinden gelen tepkilerin nasıl olduğunun sorulması üzerine de tepkileri sağlıklı gördüğünü belirten Dışişleri Bakanı, "Bazen ummadığınız olumsuz gelişmelerden bazı olumlu sonuçlar çıkabilir. Ümit ederiz ki, bu insanların hayatlarını kaybetmeleri, böylesine bir barış döneminin başlamasının ışığı olur" dedi.
Bölgede büyük duyarlılık oluştuğunu ve Mısır'ın doğru bir adım attığını belirten Davutoğlu, "Ama biz bunla yetinmemeliyiz" diye konuştu.
Davutoğlu, kendisini şu ana kadar arayan tüm ülkelerin Doğu-Batı ayrımı olmadan bu duyarlılığı paylaştığını ve BMGK'nın bildirisinin de bu duyarlılığın bir parçası olduğunu ifade ederek, "Biz Türkiye olarak bu duyarlılığı harekete geçirdik. Böyle bir karar alınması ilktir" dedi.
Türkiye-İsrail ilişkilerinin geleceğinin İsrail'in takınacağı tutuma bağlı olduğunu belirten Davutoğlu, "Orta Doğu'daki her türlü dengede Türkiye diplomatik bakımdan etkisini gösterecek kapasiteye sahiptir. Eğer bize verilen sözler sonucunda, vatandaşlarımız sağ salim intikal ederse, uluslararası komisyonun araştırmasına izin verilir ve sonuçları ön koşulsuz yerine getirilirse, Gazze'ye abluka kaldırılırsa İsrail ile ilişkilerimiz normalleşmemesi için bir gerekçe kalmaz. Bunlar yapılmaz, bölgede gerginlik politikası sürdürülürse, uluslararası komisyona gerekli yardım sağlanmazsa, bilsinler ki bütün katledilen vatandaşlarımızın hukukunu sonuna kadar korumaya devam edeceğiz. Yaşayanları koruyoruz, katledilenlerin tek bir saç tellerinin hukukunu bile koruruz" dedi.
Türkiye'nin Tel Aviv Büyükelçisinin ülkeye dönüşüyle ilgili olarak da, bir büyükelçinin görevlerinden birinin bulunduğu ülkede Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının selametini tümüyle görene kadar orada çalışması olduğunu belirten Davutoğlu, "Başbakan Erdoğan'ın bedeli ağır olur derken İsrail ile diplomatik, askeri ve ekonomik ilişkilerin askıya alınmasını mı kastetti?" sorusunu ise "Bugünkü gündemimiz vatandaşlarımızın gelmesi. Bizim her türlü gelişmeye uygun olarak geliştirdiğimiz planlamalar mevcut" diye yanıtladı.
ABD Dışişleri Bakanı Clinton ile yaptığı görüşmeden önce "ABD'den kınama bekledikleri" yönündeki açıklamalarının basına yansıdığını hatırlatan bir basın mensubunun, "Basına yansıyan bir kınama gelmedi" demesi üzerine, BM Güvenlik Konseyinin metninde kınama olduğunu belirten Davutoğlu, bunun ABD'nin onayladığı bir metin olduğunu kaydederek, "Demek ki ABD de kınamıştır. Spekülasyon yapılması doğru değil" dedi.

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 07:20

İLGİLİ HABERLER