Ekonomi
  • 25.12.2002 17:41

İSTANBUL SANAYİ ODASI "SORUMLULUK ERDOĞAN'IN" DEDİ

İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, 3 Kasım seçimlerinde halkın sorumluluğu Recep Tayyip Erdoğan'a verdiğini belirterek, ''Sorumluluk sahibinin başında olması, hükümeti çok daha güçlü kılacaktır. Demokratik çerçevede, açıklanması zor olan bu çelişkili durum bir an önce ortadan kaldırılmalıdır'' dedi. Tanıl Küçük, AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuk olarak katıldığı İstanbul Sanayi Odası'nın yılın son Meclis Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, büyümenin hedefin oldukça üzerinde, enflasyonun da öngörülenin altında seyrettiğine işaret ederek, ''Sık sık başvurulan bardak benzetmesiyle bu bardağın dolu kısmıdır. Ancak, bardağın dolu kısmı kadar somut bir gerçek olan boş taraf da ihmal edilmemelidir'' dedi. Yılın ilk dokuz ayında, iç pazarda çok küçük bir canlanma olduğunu ve kriz yılı olan 2001'den bile daha az yatırım yapıldığını kaydeden Küçük, büyümenin esas olarak stok artışından ve ihracattaki olumlu gelişmeden kaynaklandığını vurguladı. İhracattaki başarının arkasında sanayicin büyük özverisinin olduğunun unutulmamasını isteyen İSO Başkanı, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Sanayicimiz, uluslararası pazarlarda rekabet adına, karından fedakarlık yapmaya devam etmektedir. 2002'nin ilk dokuz ayında, ihracat dolar bazında yüzde 8.4 artarken, miktar olarak, yüzde 17.3 oranında artmıştır. Sanayicimiz, bu fedakarlığı daha ne kadar sürdürebilecektir. İç talepte makul bir hareketlenme olmaz, yatırımlar daha olumlu bir seyre girmez ise 2003 yılı için öngörülen büyüme ve enflasyon hedeflerinin zora gireceği açıktır. '' ''UMUT VE GÜVEN DUYGUSU'' Sanayicilerin dünya fiyatlarıyla enerji kullanmak, prim ve vergi ödemek, rekabet ettiği ülkelerle eşit koşullarda finansman imkanına sahip olmak istediğinin altını çizen Küçük, elektrik fiyatlarının yüzde 15-17 arasında indirilmesi yolundaki haberlere değinirken, '' Bu oranda bir indirim yeterli değil'' dedi. Temel sorunları aşılmadan, sanayinin önünün açılmayacağını vurgulayan Küçük, şöyle dedi: ''Sorunların çözülebilmesi için şart olan güçlü siyasi iradeye, Türkiye artık sahiptir. 3 Kasım seçimleri tek parti iktidarı ile sonuçlanarak, siyasi istikrar için büyük bir fırsat yaratmıştır. Türkiye, 4 Kasım sabahı ortaya çıkan bu umut ve güven duygusunu sürdürülebilir kılmak, canlı tutmak zorundadır. Yakalanan bu tarihi fırsatın iyi değerlendirilmesinde, başta hükümetimiz olmak üzere her kesime, hepimize, büyük görev düşmektedir. '' ''KARARSIZLIKLARA MEYDAN VERİLMEMELİ'' Hükümetin başarılı olabilmesi için, ekonomi yönetiminde çok başlılığın önlenmesi gereğine daha önce dikkat çektiklerini anımsatan Küçük, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Türkiye ekonomisi, halen sinyallere, işaretlere son derece duyarlı, kırılgan bir ekonomidir. İstikrar ortamına zarar verecek her türlü sinyal, risk olarak algılanmakta ve ekonomideki dengeler alt üst olabilmektedir. Yakın geçmişimiz, mavi görünen gökyüzünün, ne kadar kısa sürede kara bulutlarla kaplanabileceğinin örnekleriyle doludur. Türkiye, siyasetteki sıkıntılar nedeniyle büyük mali bedeller ödemiştir. Türkiye'nin benzer gelişmelere katlanacak takati, tahammülü yoktur. Hükümet üyelerinin birbirinden farklı ve çelişen açıklamalar yapmaları, uygulamalarda zikzaklar çizen bir görüntü vermeleri, ekonomi üzerinde olumsuz etkilerini göstermekte gecikmemektedir. Mali miladın tümüyle kaldırılması, kamu ihale yasasının ertelenip, ertelenmeyeceği tartışmaları ve vergi affının gündeme gelmesi, rahatsızlıklara yol açmıştır. Hükümet, ekonomi politikasındaki önceliklerini bir an önce belirlemeli ve bundan sonra kararsızlıklara meydan verilmemelidir. Hissedilen koordinasyon eksikliği, acilen giderilmelidir.'' Hükümetin bir çözüm hükümeti olması gerektiğini, çözüm sürecinin sağlıklı işlemesi için çeşitli kesimlerden yükselen eleştirilere kulak vermenin önem taşıdığını belirten Küçük, şunları kaydetti: ''Demokratik teamüllerde esas, hükümet başkanlığını parti genel başkanlarının yürütmesidir. 3 Kasım seçimlerinde halk, sorumluluğu sayın Recep Tayyip Erdoğan'a vermiştir. Sorumluluk sahibinin başında olması, hükümeti çok daha güçlü kılacaktır. Demokratik çerçevede, açıklanması zor olan bu çelişkili durum bir an önce ortadan kaldırılmalıdır. Başta Irak harekatı olmak üzere, benzer gelişmelerin ülkemiz açısından en az hasarla atlatılabilmesi, risk algılaması faktörünü artırmayacak, güçlü, kararlı ve bütünlük içinde bir siyasi iradenin varlığıyla mümkündür.'' ''SÖYLEMDEN, EYLEME GEÇİLMELİ'' Hükümetin, Acil Eylem Planı ve hükümet programında reel sektöre, olması gereken önemi verdiğini bildiren Küçük, sanayiciler olarak, memnuniyetle karşıladıkları bu durumun bir an önce söylemden, eyleme geçmesi ve somut adımlara dönüşmesi beklentisi içinde olduklarını söyledi. Yatırım ortamının iyileştirilmesini isteyen Küçük, ''Türkiye son yıllarda, adeta sanayisizleştirme diyebileceğimiz bir döneme mahkum edilmiş ve üretim ekonomisinden uzaklaşmıştır. Kaybettiğimiz zamanı telafi etmek zorundayız'' dedi. Ekonomi ve yatırım ortamının iyileştirilmesinin, hükümetin birinci önceliği olması gerektiğini ifade eden Küçük, ''AK Parti'nin seçim zaferinde, seçmenin ekonomiye yönelik beklentilerinin büyük rol oynadığı unutulmamalıdır'' diye konuştu. 2002 yılının kendileri için iz bırakan, özel bir yıl olduğunu dile getiren Küçük, Ocak ayından itibaren Başbakan ve ilgili bakanları kapsayan Ankara ziyaretlerine tekrar başlamak istediklerini bildirdi. Tanıl Küçük, ''AK Parti iktidarının diyaloga açık yaklaşımı ve iş dünyasına olan pozitif tavrının, sorunlarımızın çözümünü kolaylaştıracağına inanıyoruz'' dedi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:00

İLGİLİ HABERLER