Medya
  • 23.12.2004 12:43

İŞTE, ''25 VATAN HİNİ GAZETECİ'' OLAYININ PERDE ARKASI...

NUH GÖNÜLTAŞ'IN DÜNDEN BUGÜNE TERCÜMAN'DAKİ YAZISI: TARİHLER ADINI ANDIĞI ZAMAN... Çok değil bundan bir sene önce, Sabah gazetesinin evvelki gün attığı manşeti herhangi bir gazetenin manşetinde görmeği hayal bile edemezdik. ''Özkök'ten bir emir daha'' manşetinin atıldığı Sabah nüshasında, çok yakın dönemin iki kudretli paşası Em. Org. Şener Eruygur ile Em. Org. Tuncer Kılınç'ı da sanık sandalyesine oturtacak bir yolsuzluk dosyası vardı. Em. Org. Tuncer Kılınç'ı, Milli Güvenlik Kurulu genel sekreterliği zamanından tanıyoruz. Ekonomik krizi ''Alırız yeşil boyayı. Basarız paraları'' düşüncesiyle aşabileceğimizi savunuyordu. Kıbrıs'ta uzlaşma demek, taviz demekti. Taviz ise ihanetti Kılınç'a göre. Avrupa Birliği'ni istemekte Kılınç Paşa'nın kırmızı çizgilerini ihlal anlamı taşıyordu. Kılınç Paşa kadar olmasa bile Em. Org. Şener Eruygur da medyanın yakından tanıdığı bir isim. Ancak onun medyatikliği, kamuoyuna direkt verdiği mesajlardan değil, gazetelerin Ankara temsilcilerine, Ankaralı ve İstanbullu işadamlarına yaptığı konuşmalardan kaynaklanıyordu. Emekli bürokrat Eruygur'un hükümet karşıtı söylevleri, ''Tarihe geçme isteği'' hükümetin kulağına kadar gitmişti. Ancak AK Parti hükümeti çaresizdi bu konuda. Ne Eruygur Paşa ve benzerlerini emekli edebiliyor, ne de bu yapılanları kamuoyuna duyurabiliyordu. Ankara'nın derin kulislerinde AK Parti'nin bu zor kışı atlatıp - atlatamayacağı da konuşuluyordu. İşte bu sıralarda bazı gazete genel yayın yönetmenlerine, yazarlarına listeler ulaşmaya başladı. Bunlar Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girişini savunan yazılar kaleme alan yazarlardı. Listenin başlığı ise ilginçti; ''Basındaki vatan hainleri''. Türkiye'nin en önemli 25 gazetecisinin yer aldığı listenin basına ulaşması, Eruygur Paşa için sonun başlangıcı olmuştu! Avrupa Birliği'ne giriş konusunda konsensüs oluşturan Türk basını, Eruygur'un isminin üzerini çizmişti. Paşa'nın niyeti ortaya çıkmıştı. İçine kapalı, Avrupa ve ABD'yi ya da topyekün Batılı değerleri reddeden Küba ya da Hafız Esad dönemi Suriye'sine benzeyen bir devletti arzu ettiği için ya da üzerini çizen basın onu öyle anladı. Eruygur'un psikolojik harekat taktiği çökmüştü. Basın tamamen karşısına geçti. 28 Şubat günlerinde emirle manşet attıran, köşe yazarlarını işsiz bırakan komutanların yaptıklarını tekrarlamak isteyen Eruygur bu şansı bulamadı. Bu suçu da karargâhının üzerine yıkan Eruygur, ''Karargâhım bana ihanet etti'' sözleriyle hayal kırıklığını dile getirdi. Türkiye'nin baharı kucakladığı günlerde Eruygur'un kaderi ve gideceği nokta artık belli oldu. Kara Kuvvetleri Komutanı olmak için zamanın Birinci Ordu Komutanı Org. Yaşar Büyükanıt ile girdiği yarışı kaybetti. Hemen ardından da kurmay kadrosunu ve Cumhuriyet Çalışma Grubu'nu dağıttı. Tam o günlerde Ankara kulislerine yayılan Aytaç Yalman Paşa ile Şener Eruygur Paşalar'ın, 30 Ağustos beklenmeden emekli edileceği kulisi de belki bu gelişmeleri tetiklemişti. Sabah gazetesinin 20 Aralık'ta çıkan nüshası değişen Türkiye'nin fotoğrafıdır. Bir yıl önce isimleri mahkeme dosyalarına geçen bazı ''rütbeliler''i yazdı diye muhabirlerinin işine son veren bir gazete ve gazete üst yönetimi için oldukça iyi bir gelişme 20 Aralık manşeti! 17 Aralık Süreci'nin başladığının en güzel göstergesi belki bu manşet olmalı! Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:30

İLGİLİ HABERLER