Gündem
  • 24.6.2007 15:04

İŞTE AKP'NİN SEÇİM BEYANNAMESİ

DEVLET ARIK
ANKARA- AK Parti, cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde yaşadığı sıkıntılar nedeniyle seçim beyannamesinde 'yeni Anayasa' vaat etti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan seçim beyannamesinde en geniş toplumsal uzlaşmayla yeni Anayasa hazırlanacağının sözü verildi. 'Sivil bir Anayasa' vurgusu yapılan beyannamede, "Yeni Anayasa cumhuriyetimizin değiştirilemez temel nitelikleri olan demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ilkelerini daha da pekiştirmeli, bireylerin haklarını en etkili
şekilde korumalıdır. Hazırlanacak yeni Anayasa kısa, açık ve öz olmalı, yasama, yürütme ve yargı erkleri arasındaki ilişkileri parlamenter sistemin kuvvetler ayrılığı esasına göre açık ve net olarak anlatılmalı" denildi. Erdoğan, bu çerçevede cumhurbaşkanının konumunun ve yetkilerinin de yeniden tanımlanması gerektiğini belirterek, "Bunu söylerken bu yetkilerin daha da azaltılmasını ifade ediyoruz. Bu yetkilerin daha da azaltıldığı parlamenter sistemi hedef olarak alıyoruz" dedi.


AK Parti'nin 22 Temmuz seçimleri öncesinde hazırladığı seçim beyannamesi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından kamuoyuna açıklandı. AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen toplantıya, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, bakanlar, parti kurmayları, milletvekilleri ve partililer de katıldı. Toplantıyı Başbakan Erdoğan'ın küçük oğlu Bilal Erdoğan ile Gül'ün küçük oğlu Emre Gül de yan yana izledi. Sinevizyon gösterisiyle başlayan toplantıda AK Parti'nin yeni '22 Temmuz Milletin Günü'


sloganı da partililere tanıtıldı. Partisinin 233 sayfalık seçim beyannamesini özetleyerek açıklayan Başbakan Erdoğan, AK Parti'nin seçim beyannamesinin 'Nice AK Yıllara' ismini taşıdığını söyledi. Partililerin ' 'Türkiye seninle gurur duyuyor' tezahüratları eşliğinde kürsüye gelen Başbakan Erdoğan, üzerinde 'Güven ve İstikrar İçinde Durmak Yok Yola Devam' sloganının yazıldığı seçim beyannamesini okudu.

'BİZDE SULU VAAT YOK'
Sözlerine 'Diğer liderlerin anlattığı gibi uçuk ve sulu vaatlerde bulunmayacağım' diyerek başlayan Başbakan Erdoğan, 5 yıl içerisinde neler yapıldığının herkes tarafından görüldüğünü söyledi. Seçim beyannamesinin 5 yılda atılan temeller üzerinde yükseleceğini dile getiren Erdoğan, bu temeller üzerinde yükselen geleceğin 2013 ile 2023 yılını hedeflediğini kaydetti. 2023 yılının cumhuriyetin 100. yıldönümü olduğuna işaret eden Erdoğan, beyannamenin o hedefe yöneldiğini bildirdi. 14 Ağustos'ta yola çıkarken
'uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz gündüz gece, gideceğiz' dediklerini anlatan Erdoğan, "Eğer ülkemizin batısıyla doğusu, güneyi ile kuzeyi arasındaki uçurumu kapatacaksak, bölgeler arasındaki dengesizlikleri kaldıracaksak bu Ankara'ya mahkum olmakla olmaz. Çünkü bizden öncekiler hep Ankara'ya mahkum oldu. 22 Temmuz'da yaşayacağımız genel seçim AK Parti için milletten aldığı vekaletin yenilenmesi, güç ve desteğin tazelenmesi anlamını taşıyacaktır. Atatürk'ün 'Millete efendilik yoktur, hizmet etmek vardır'


sözü bizim insan ve hizmet odaklı siyasetimizin özünü oluşturmaktır" diye konuştu. Siyasetinde tutarlılığı ve sürekliliği önemseyen AK Parti'nin seçim beyannamesiyle birikim ve kazanımları geliştirerek yeni bir aşamaya geçirmeyi amaçladığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, beyannamenin parti programının yeni bir açılımı, daha önceki seçim beyannamesinin güncellenmiş ve geliştirilmiş hali, Acil Eylem Planı'nda söz verip, hükümet programında gerçekleştirdikleri uygulamaların bir devamı olarak da
görülebileceğini söyledi. Beyannamenin temelini 'insanı yüceltmek, ülkeyi kalkındırmak, devleti güçlendirmek' oluşturduğunun altını çizen Erdoğan, devlet öncelikli bir iktidar değil, insan öncelikli bir iktidar hedeflediklerini kaydetti. Erdoğan, insanlarının arasında alt gelir gruplarıyla, üst gelir grupları arasında makasın çok açıldığı bir toplum, millet değil tam tersine makasın birbirine çok yaklaştığı bir millet olarak yolculuğu devam ettireceklerini ifade etti. Erdoğan, "Beyannamemiz
toplumsal merkezi temsil eden Türkiye'yi bir ve bütün olarak kucaklayan siyaset anlayışımızın bir ürünüdür" dedi.


Erdoğan, seçim beyannamesinin birinci bölümünü 'Demokrasi, hukuk devleti ve yeni bir Anayasa'nın oluşturduğunu açıkladı. Cumhuriyetin 100. yılına yaklaşırken ülkenin sivil bir uzlaşma Anayasası'nı hak ettiğini kaydeden Erdoğan, şu anda çalışmalara başladıklarını bildirdi. Bu konuda ehliyet, liyakat sahibi otoriter ekiplerle çalışmaların sürdüğünü dile getiren Erdoğan, "Partimiz, yeni Anayasa'nın devlet, toplum ve birey arasındaki ilişkileri hak, özgürlük ve sorumluluk temelinde düzenleyen bir toplumsal
sözleşme olmasından yanadır. Yeni Anayasa cumhuriyetimizin değiştirilemez temel nitelikleri olan demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ilkelerini daha da pekiştirmeli, bireylerin haklarını en etkili şekilde korumalıdır. Hazırlanacak yeni Anayasa kısa, açık ve öz olmalı, yasama, yürütme ve yargı erkleri arasındaki ilişkileri parlamenter sistemin kuvvetler ayrılığı esasına göre açık ve net olarak anlatılmalı" şeklinde konuştu. Erdoğan, bu çerçevede cumhurbaşkanının konumunun ve yetkilerinin de yeniden
tanımlanması gerektiğini belirterek, "Bunu söylerken bu yetkilerin daha da azaltılmasını ifade ediyoruz. Bu yetkilerin daha da azaltıldığı parlamenter sistemi hedef olarak alıyoruz. Temsili demokrasiden katılımcı demokrasiye geçiş sağlanmalıdır. Yeni Anayasa en geniş toplumsal uzlaşmayla hazırlanmalıdır" dedi.

"YARGININ GÖREVİ HUKUKİ DENETİM YAPMAKTIR"
Başbakan Erdoğan, insanı siyasetin merkezine yerleştiren AK Parti'nin insan hak ve özgürlüklerini vazgeçilemez önemde gördüklerini kaydetti. Temel hak ve özgürlükler alanını genişleten önemli reform paketlerini uygulamaya koyduklarını anlatan Erdoğan, önümüzdeki dönemde de temel hak ve özgürlükler alanındaki yasal çalışmalar ve uygulamaya dönük adımların hızlandırılacağını söyledi. Erdoğan, sıfır tolerans anlayışı çerçevesinde işkence, kayıp, gözaltında ölüm, faili meçhul cinayet gibi demokratik hukuk
devletinde kabul edilemez insan hakları ihlallerinin üzerine şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da büyük bir kararlılıkla gideceklerini vurguladı. "Yargının görevi hukuki denetim yapmaktır" diyen Erdoğan, yargıda siyasallaşma tartışmalarına atıfta bulunarak, şunları söyledi:


"Hukuki denetim yerine yerindelik denetiminin yapılması yargının siyasallaşması anlamına gelir. Yargı görevini yaparken bağımsız olduğu kadar tarafsız da olmalıdır. Bağımsız ve tarafsız adaleti sağlamanın ön şartıdır. Önümüzdeki dönemde modern örgütlenme yeterli sayıda personel ve fiziki imkanların sağlanmasıyla cezaevlerinin kalan sorunları da çözülecektir. Bundan sonra da modern bir örgütlenme, yeterli sayıda personel ve fiziki imkanların sağlanmasıyla ceza ve tutukevlerinin kalan sorunları da
çözülecektir. İnfaz hizmetlerinde tutuklu ve hükümlülerin kaldığı mekanlar ayrılacak, ceza infaz kurumlarının personel ve fiziki altyapı yetersizlikleri giderilecektir. Kişilerin idari kararlarla kamu haklarından mahrum bırakılmalarının önüne geçilecek, kamu haklarından mahrumiyete yargı kararı zorunlu hale getirilecektir."


Erdoğan, siyasal yaşamın demokratikleşmesi için Anayasa'dan başlayarak ihtiyaç duyulan bütün yasalarda gerekli düzenlemelerin yapılacağı sözünü verdi. Siyasi partilerin hesapları ve adayların harcamalarına saydamlık ve denetlenebilirlik getirilmesi için AK Parti Grubu tarafından TBMM'ye verilen kanun teklifinin yasalaştırılacağını belirten Erdoğan, AK Parti tarafından teklif edilen ve Meclis gündeminde bulunan 'Siyasi Etik ve Mal Beyanı' ile ilgili düzenlemenin de yasalaştırılacağını ifade etti.


Partilerin iç yapılarının demokratikleşmesi ve üyelik hukukunun geliştirilmesine önem verdiklerinin de altını çizen Erdoğan, "Siyasetin yeniden yapılandırılması yoluyla AK Parti iktidarının siyasete ve siyasetçiye kazandırdığı güven ve itibar pekiştirilecektir" diye konuştu.
Mal beyanıyla ilgili bazı liderlerin 'hodri meydan' dediğine işaret eden Başbakan Erdoğan, "Bazı liderler 'Ben mal beyanımı yaptım' diyor. Kusura bakmasınlar her milletvekili seçildiği zaman bir defa mal beyanını ortaya koyar. Ama mal beyanı kamuya açıklanmaz, gizlilik hükmü vardır. Açıklanmak isteniyorsa bununla ilgili kararı verecek olan merciler bellidir. İlk defa mal beyanını açıklayan lider benim. Bu birçok medya grubunda da benim mal beyanım açıklanmıştır. Ayrıca da grup toplantısında açıklamışım,
eşimin de mal beyanını açıklamışım. Bunu açıklamayanlar şimdi gövde gösterisi yapıyorlar. Gerekirse tüm milletvekilleriyle oturur bunun kararını alırız.

Gizlilik esasını kaldırıp kamuoyuna açıklarız. Yasalaşması halinde bu konunun önünde engel kalmayacak" dedi.
Erdoğan, AK Parti'nin de tüm hesaplarını partinin internet sitesinde güncelleştirerek açıkladığını kaydederek, "Bu konuda çok rahatız. Yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklar konusunda rahat olmasaydık ahdimiz olan mücadeleyi veremezdik" şeklinde konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, orman vasfını yitirmiş arazilerin satışını öngören 2B düzenlemesini yeniden gündeme taşıyacaklarının sinyalini verdi. Erdoğan, 22 Temmuz'dan sonra iktidara gelmeleri halinde 2B düzenlemesi başta olmak üzere erteledikleri çok yasayı devreye sokacaklarını açıkladı. Anamuhalefetin meydanlarda 2B düzenlemesini hayata geçirme sözü verdiğini anlatan Başbakan Erdoğan, Baykal'ı dürüst siyaset yapmaya davet etti. Erdoğan, "Dürüst olalım. Ayıp oluyor. Bu siyaseti
dürüst yapalım. Dün karşı olduğun şeyleri bugün seçim meydanlarında söylüyorsun. 2B'ye geldin karşı çıktın, biz gerilim olmasın diye 2B'yi askıya aldık. Bununla Türkiye'nin kaybettiği para asgari 60 milyar dolardır. Maalesef sayın Cumhurbaşkanı iade etti, anamuhalefet gayet teşneydi zaten. Buna karşı çıktılar" dedi.
AK Parti'nin 'Nice Ak Yıllara' ismini verdiği seçim beyannamesini açıklayan Başbakan Erdoğan, 2013 yılında kişi başına geliri 10 bin doları geçmiş, milli geliri 800 milyar dolara ulaşmış, enflasyonu düşük tek haneye indirmiş, işsizlik oranını daha da düşürmüş, ihracatı 200 milyar doları aşmış, turizm geliri 40 milyar dolara yaklaşmış daha güçlü ve müreffeh bir Türkiye hedeflediklerini söyledi. AK Parti iktidarının makroekonomik istikrarın ve büyüme performansının sürdürülmesi amacıyla sağladığı mali
disiplini devam ettireceğini kaydeden Erdoğan, maliye politikalarının başarıyla sürdürülebilmesi için gerekli adımların atılacağını, reformların güçlendirileceğini bildirdi. Gelecek yılların bütçelerinin, partinin ekonomi ve kamu maliyesi politikalarına uygun olarak tam bir kararlılık ve mali disiplin anlayışı içinde uygulanacağına vurgu yapan Erdoğan, böylece enflasyon oranının daha da aşağıya çekilmesi, cari açığın kontrol altında tutulması ve kamu borç stokunun milli gelire oranının daha da
azaltılmasının sağlanacağını ifade etti. Vergi mevzuatını 'sadeleştirme' sözü veren Erdoğan, partisinin diğer ekonomik vaatlerini şöyle sıraladı:
"Kayıtdışı ekonomi, yolsuzluk ve karapara ile mücadeleyi sürdüreceğiz. Belge düzeninin oturtulmasındaki en büyük engel olan damga vergisi başta olmak üzere işlemler üzerindeki vergileri kademeli olarak kaldıracağız. Yatırımların ve istihdamın desteklenmesine yönelik politikalar çerçevesinde mali disiplin de dikkate alınarak, istihdam üzerindeki vergi ve benzeri yüklerin düşürülmesine yönelik düzenlemeler yapacağız."
İktidarın ikinci dönemindeki hedefini kamu borcunun milli gelire oranını daha da aşağılara ve faiz oranlarını tek haneli rakamlara indirmek olarak açıklayan Başbakan Erdoğan, kayıt dışıyla mücadele kapsamında işveren üzerindeki vergi, prim ve benzeri yükleri azaltacaklarını bildirdi. Erdoğan, kamu borç stokuna yönelik muhalefetin eleştirilerine de cevap vererek, şunları söyledi:
"Kamu borç stoku üzerinde muhalefet nedense hep miktarı konuşuyor. Bakınız borcun miktarı değildir aslolan borçlanmada. Milli gelire oranıdır. Bunun tekniği budur. Ama bunu saptırmak suretiyle halkı aldatma yoluna giden muhalefete bir kez daha sesleniyorum. Halkı boşuna aldatmayın. Buna bakarsanız en borçlu ülkeleri Japonya, Amerika'dır. Ama aslolan Maastricht kriterleri de bunu öngörüyor milli gelire borcun oranıdır. Biz göreve geldiğimizde bu oran yüzde 73'tü bu oran yüzde 45'e düştü. Borcumuz arttı
miktar olarak ama milli geliri niye konuşmuyorsun. Milli gelir 189 milyar dolar milli gelir vardı. 400 milyar dolara çıktı. Atalarımız boşuna dememiş borç yiğidin kamçısıdır, diye. Onun için rahatız. Maastricht kriterlerini yakalamış durumdayız."
Erdoğan, yeni dönemde özellikle KOBİ'lere, kayıtlı sisteme geçmeleri ve iyi yönetişim ilkelerini uygulamaları için gerekli her türlü desteği vereceklerini açıkladı. Aracılık maliyetleri üzerindeki vergi yüklerini kademeli olarak düşüreceklerini anlatan Erdoğan, başta Halk Bank olmak üzere kamu bankalarının özelleştirilmesi çalışmalarını tamamlayacaklarını, yasasını çıkardıkları ipotekli konut sistemini uygulamaya geçireceklerini söyledi.

"TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ELİNE MALZEME VERDİLER"
Başbakan Erdoğan, 2008 yılı başından itibaren turizm sektöründe uygulanan KDV oranını yüzde 18'den yüzde 8'e indireceklerini açıkladı. Turizmi çeşitlendireceklerini dile getiren Erdoğan, "Bu sektörü Türkiye'nin lokomotif hizmet sektörü haline getireceğiz" diye konuştu. Partisinin 'eğitim' alanındaki hedeflerini de sıralayan Başbakan Erdoğan, 2013 yılına kadar okul öncesi eğitimde okullaşma oranını asgari yüzde 50'ye çıkarma kararlılığında olduklarını, 2023 yılı hedefinin ise okul öncesi eğitimi yüzde 80
oranına yükseltmek olduğunu söyledi. Erdoğan, 5 yılda 110 bin yeni derslik yaptıklarını, önümüzdeki dönemde derslik sayısını öğrencisi sayısını 30 kişilik sınıfları geçmeyecek şekilde arttıracaklarını bildirdi. Daha önceki dönemlerde siyasileri 'terör örgütünün eline malzeme vermekle' suçlayan Erdoğan, "Yoksa verirsin terör örgütünün eline malzemeyi. Bak görüyor musun devlet buraya geldi mi? Yok. Yolun var mı, yok. Okulun var mı, hastanen var mı, yok. Hala bunların peşine takılıyorsun, dediler. Ama bu
zihniyeti AK Parti iktidarı yıktı. Bu yılın sonuna kadar yol ve suyu olmayan köy kalmayacak Önümüzdeki yıl elektrik noktasında kapasite düşüklüğü olduğu için köylerimizin elektrik enerjisi kapasitesini yeni hatlar döşeyerek bunu da halledeceğiz. Ne televizyon, ne buzdolabı vardı. İktidarımız bu adımları da attı, atıyor, daha idealine de gideceğiz. Muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkan Türkiye böyle olur. Lafla olmaz. Gezdiğimiz tüm Güneydoğu ve Doğu illerinde bunu görüyoruz" şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan, seçim dönemlerinde ortaya atılan 'vaatleri' eleştirerek, şöyle konuştu: "Diğer liderler gibi 'AK Parti 1 veriyorsa, 3 vereceğiz' demiyorum. Geçmişte 'filanca bir veriyorsa ben 3 veriyorum' diyen çok lider gördük. Arabaları, anahtarları çok gördük. 90'lı, 2000'li yılların krizlerine biz böyle geldik. Dediler de peki ne yaptılar? Gidelim şöyle geçmişe ana muhalefet lideri beyefendinin Maliye Bakanlığı yaptığı dönemi açın. Türkiye'nin kara defterlerini görün. Bir de Enerji Bakanlığı yaptığı
döneme bakın. Bütün kabine bakanlıklarda palto ile oturuyordu. Benzin istasyonlarında bidon ile benzin alma dönemini yaşadık. Sana yağı kuyrukları vardı. Allah'tan sana yağı eski itibarını kaybetti de rahatladık. Artık bunları yaşayan Türkiye yok. Artık tüp kuyruğu yok. 49 ile gelen doğalgaz var. Kombiye basıyorsun doğalgazı kullanıyorsun. Hedef 81 ilde doğalgazı olan Türkiye. Modern olmak bunu gerektirir."

CHP'YE 'DÜRÜST SİYASET YAPIN' ÇAĞRISI
Başbakan Erdoğan, hükümetin sağlık alanında önemli reformlara imza attığına işaret ederek, hastane kuyruklarına ve ilaç sıkıntısına son verdiklerini söyledi. Erdoğan, "Geçmişte hastaneye gidiyorduk, kuyrukta bekle diyorlardı. Filanca beyefendinin muayenesine giderseniz olur, diyorlardı. Burası hastane değil mi? Yok, diyor, muayeneye gideceksin. Yoksa 6 ay sonraya yatak veriyorlardı. Bunları yaşadık mı, hep beraber yaşadık" diyerek hükümetin hastanede kuyruğa son verdiğini kaydetti. Geçtiğimiz gün Sağlık
Bakanı'ndan bir müjde aldığını belirten Erdoğan, hastanelerdeki doktorların yüzde 70'e yakınının muayenehanelerini kapattığını, ancak hedefin yüzde 100 olduğunu bildirdi. Erdoğan, muayenehanelerini kapatan doktorlara teşekkür ederek "Allah kendilerinden razı olsun" dedi.
Erdoğan, AK Parti iktidarında ilaç krizine de son noktayı koyduklarını, kuyruklarda ilaç bekleme döneminin kapandığını ifade etti. Serbest eczanelerin tamamını sosyal güvenlik mensubu olanlara açtıklarını hatırlatan Erdoğan, önümüzdeki dönemde 'Sağlıkta Dönüşüm Programı'nı da kararlılıkla sürdüreceklerini ve 2013 yılı itibariyle büyük ölçüde gerçekleştirmiş olacaklarını kaydetti. Erdoğan, İş Kanunu'nu da önümüzdeki dönemin en önemli gündemi olmaya devam edecek olan istihdam politikalarını destekler bir
anlayışla geliştireceklerini vurguladı. Anamuhalefetin meydanlarda sosyal güvenlik reformunu çıkarma ve 2B düzenlemesini hayata geçirme sözü verdiğini anlatan Başbakan Erdoğan, Baykal'ı dürüst siyaset yapmaya davet etti. Erdoğan, "Dürüst olalım. Ayıp oluyor. Bu siyaseti dürüst yapalım. Dün karşı olduğun şeyleri bugün seçim meydanlarında söylüyorsun. 2B'ye geldin karşı çıktın, biz askıya aldık. Bizi uzun süre sıkıntıya sokmasın, gerilim olmasın diye 2B'yi askıya aldık. Bununla Türkiye'nin kaybettiği para
asgari 60 milyar dolardır. Buna karşı çıktılar. Maalesef sayın Cumhurbaşkanı iade etti, anamuhalefet gayet teşneydi zaten. Bundan dolayı kaldı" diyerek tepkisini ortaya koydu.
Erdoğan, muhalefetin tavrını eleştirerek, "Bunların memleket sevdası, millet aşkı diye bir dertleri yok. Sıkıntı burada. Ben sorumluluk noktasında olan medyayı ve sivil toplum kuruluşlarına da soruyorum. Acaba hükümeti niye desteklemediniz? Acaba bu hükümetin kar hanesi yazılır mı hesabı yanlış. Bu ülkenin kar hanesine yazılır mı onun hesabını yapmak zorundayız. Milletimizin ortak çıkarı varsa bunu yapmak durumundayız. O zaman ülkedeki bütün altyapı, üstyapı gelişecek. Ben samimi olduklarına inanmıyorum.
22 Temmuz'da halkımız bize yola devam diyecek. O zaman inşallah 2B'yi de, ertelemiş olduğumuz birçok yasayı da devreye sokmuş olacağız" şeklinde konuştu. Anamuhalefetin meydanlarda '2B'nin gelirlerini köylüye dağıtacağız' vaadinde bulunduğuna dikkati çeken Erdoğan, Baykal'a şöyle seslendi:
"Anamuhalefetin saygıdeğer lideri '2B'nin gelirlerini köylüye dağıtacağız' diyor. Bu zaten yasada var. Yeni bir şey söylemiyor. 2B'yi şöyle bir okursanız, bunların hepsini görürsünüz. Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur. Aynı şeyleri bir daha söylüyor."

'YOLSUZLUKLA MÜCADELE' SÖZÜ
Erdoğan, seçim beyannamesini açıklarken, sosyal yardımlaşma politikalarını eleştiren çevrelere de cevap verdi. "Biz, böyle balık ellerine vermek suretiyle tembelliğe alıştırmıyoruz" diyen Erdoğan, "Balık vermiyoruz, balık tutmayı öğrenene kadar balık ikram etmeye devam edeceğiz. Biz bu noktada görevimizi en iyi şekilde yapıyoruz" dedi. AK Parti'nin seçim beyannamesinde yolsuzlukla mücadele sözü de verildi. Erdoğan, yolsuzluklarla mücadeleye kararlılıkla devam edeceklerinin altını çizerek, "Kamu
imkanlarını ve kaynaklarının istismarı karşısında tavizsiz siyasi çizgimizi sürdüreceğiz. Kamu görevlileri mal beyanlarının kapsamının genişletilmesi ve açıklanabilmesi, kamu görevlilerinin dokunulmazlık ve imtiyazlarının kaldırılması ve personel sisteminin iyileştirilmesi konularında yapılacak çalışmalarla ülkemizin yolsuzluklar konusunda imajı daha iyi hale getirilecek ve toplumun kamuya güveni arttırılacaktır" mesajını verdi.

AB ÜLKELERİNİ UYARDI
AK Parti'nin seçim beyannamesinin son bölümünü 'dış politika' oluşturdu. Avrupa Birliği-Türkiye ilişkilerini ikili ilişkilerin yanı sıra küresel ve bölgesel barış ve düzen perspektifini de içeren stratejik bir vizyon çerçevesinde değerlendirdiklerinin altını çizen Erdoğan, "AK Parti, AB müzakere sürecini hem bir entegrasyon hem de Türkiye'nin siyasal, ekonomik, sosyal ve yasal standartlarını yükselten bir yeniden yapılanma süreci olarak değerlendirmektedir" dedi. AK Parti'nin AB yaklaşımının bazı
çevrelerin farklı yaklaşımlarına benzemediğine dikkati çekerek, AK Parti'nin bu konuda dersini gayet iyi çalışan bir iktidar olduğunu vurguladı. Türkiye ihracatının yaklaşık yüzde 60'ını, yüzde 70'ini AB ülkelerinin oluşturduğunu anlatan Erdoğan, 5 milyona yakın Türk vatandaşının da AB ülkelerinde yaşadığını hatırlattı. "Biz zaten fiilen AB üyesi olmuşuz" diyen Erdoğan, AB üyesi ülkeleri şu sözlerle uyardı:
"Yapılması gereken şey Türkiye'nin bu yaklaşımına AB ülkelerinin aynı samimiyetle karşılık vermeleridir. Türkiye'nin AB'ye katılımı AB'ye güç kazandır'fdır. AB'yi de görüntüde yalnızlaştırmayacak, güçlü hale getirecektir. AB medeniyetler ittifakının bir adresi olacaksa bu ittifakta Türkiye'nin olması şarttır. Aksi takdirde AB bir Hıristiyanlar birliği olmaktan öteye geçmez. AB, Müslüman bir ülkeyi alarak 1.5 milyarlık İslam alemine mesaj verecektir. Türkiye köprü olacaktır. Bunu istemeyenler medeniyetler
çatışması arzuluyor. Biz bunu istemiyoruz. Böyle bir şey olmamalı, diyoruz. Bunun bedeli insanlığa ağır olmasın diyoruz şu medeniyetler ittifakını gerçekleştirelim."

"LAİKLİĞİN TEMİNATIYIZ"
AK Parti'nin bugüne kadarki icraatlarıyla umudun güvencesi, adalet içinde kalkınan ve gelişen Türkiye'nin mimarı olduğunu ortaya koyduğunu belirten Erdoğan, AB katılım sürecini kararlılıkla sürdürerek, Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmayı temel politika olarak kabul ettiklerini söyledi. Özgüveni giderek güçlenen Türk milletinin aşamayacağı hiçbir engel olmadığını dile getiren Erdoğan, "Laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günkü heyecan ve
kararlılıkla tarihi yürüyüşünü sürdürecektir. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet anlayışı siyasetimizin özüdür. AK Parti, Türkiye'de birlik siyasetinin adıdır. Millete hizmetin tek adresidir. Cumhuriyetin de, demokrasinin de, laikliğin de teminatıdır. AK Parti'nin mayasını millet atmıştır, hamurunu millet yoğurmuştur, kumaşını millet dokumuştur. Milletin partisi, milletin iktidarıyız. Yetkinin gerçek sahibi millettir. Meşruiyetin gerçek kaynağı millettir. Karar milletindir. 22 Temmuz'da aziz
milletimizden yeniden yetki istiyoruz. Durmak yok, yola devam" diye konuştu.

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 18:04

İLGİLİ HABERLER