Medya
  • 8.7.2006 12:20

İŞTE BAYKAL'IN CHP'YE SOKMAMA KARARI ALDIĞI GAZETELER

Çekim alanı / TAHA KIVANÇ

İlk duyduğumda kulaklarıma inanamadım. "Birileri kafa buluyordur, kendilerini aradınız mı?" diye sormam bu yüzden. Sormuşlar, bilgi doğruymuş... "Yayınlamadan önce en az iki kez doğru olup olmadığını kontrol edin" ilkesine inanan eski kafalılardan olduğum için haberde adı geçen ikinci tarafa da sordum; onlar da doğruladı. Hızımı alamayıp üçüncü bir kaynaktan daha doğrulattıktan sonra konuyu buraya taşıyorum.

Üç taraf da, "Evet, doğru, CHP askerlerin akreditasyon uygulamasını kendi etkinliklerinde aynen izleme kararı aldı" dedi... Korkunç bir şey bu...

Geçen hafta, CHP Genel Merkezi adına açılan telefonlarla, gazeteler, Deniz Baykal'la sabah buluşmasına dâvet edildi. Ankara küçük bir yer ve gazeteciler de ayrı kurumlarda çalışsalar da birbiriyle dost. Bazı gazete ve televizyon kanallarının bu dâvetten mahrum bırakıldığı kısa sürede ortalığa yayıldı... "Önce ben de inanmadım" dedi Yeni Şafak Ankara Haber Müdürü Abdülkadir Selvi ve ekledi: "O sebeple derhal CHP Genel Merkezi'ne ulaştım..."

Karşısına çıkan yetkili, "Kurumsal bir karar aldık, artık gazete ve kanallar arasında seçici davranıyoruz" demiş... Dâvet edilmeyen üç gazete adı verdi bana Abdülkadir Selvi: Yeni Şafak, Zaman ve Bugün... Hani kendi hesabıma büyük bir yıkım yaşadım, ama Zaman'ın Ankara Temsilcisi Mustafa Ünal'ın nasıl bir hayal kırıklığı içinde olduğunu tahmin etmek beni daha da kahretti.

Mustafa Ünal, Tamer Korkmaz ve Zaman'dan birkaç muhabir, ara sıra buluşup birlikte sinemaya giderler. Kiminle mi? CHP lideri Deniz Baykal'la... İstanbul'dan gelen Zaman yöneticilerinin Ankara'daki ilk değilse bile ikinci durakları CHP Genel Merkezi'dir. Sinema gezileri, kahvaltı ve yemekler Zaman'da sıkça haber de olur...

Ulaştığım Mustafa Ünal, "Maalesef doğru" dedi bana. Sorduğu yetkililer, ona, "Kurumsal bir tavır değil bu" demişler, ama "Unuttuk, bir dahaki sefere sizi de çağırırız" dememişler... Zaman Temsilcisi, konuyu bir tür iletişimsizliğe bağlama eğiliminde.

Başka kimden soruşturabilirim konuyu? Tabii ki, Kanal-7'den... CHP liderine en fazla ihtiyacı olduğu dönemlerde ekranını açan Kanal-7 de çağrılı değilmiş Deniz Baykal buluşmasına... Bir Kanal-7 mensubu, "Oysa, iki yıl önce, bütün kanalların muhabirleriyle birlikteyken, Deniz Bey, bir soru üzerine, haber alma ihtiyacını Kanal-7'inin Haber Saati'ni izleyerek karşıladığını söylemişti" dedi.

Ne oluyor dersiniz?

Olayın, özellikle, "Askerin uyguladığı akreditasyon kuralını CHP de izliyor" biçiminde algılanması önemli. Genelkurmay'ın yaptığı büyük bir yanlış, ama işte ülkenin dört bir tarafında "Askerî bölge, girilmez" yazılı levhalar görmeye alışkın bir millet olduğumuz için, yapılacak fazla bir şey yok. Kimi kime şikâyet edeceğiz? Ülkede ne kadar meslek kuruluşu varsa istisnasız hepsi, Genelkurmay'ın 'akreditasyon uygulaması'na itiraz etti; takan olmadı...

Hiç unutmadığım bir olaydır: Yeni Şafak'ın eski bir yazarı, Genelkurmay'da üst düzey görev yapan bir dostunu, hem de karşı tarafın isteği üzerine ziyaret etmeye kalktığında, general rütbeli dostunun, "Dışarıda buluşalım" teklifiyle sarsılmıştı. İki eski dost, generalin makam odasında görüşemediler; yazar Yeni Şafak'ta çalıştığı için... Aynı yazar, şimdilerde yazdığı gazete yüzünden CHP'yi ziyaret edip Deniz Baykal'la da görüşemez. Oysa, geçen seçimde CHP'den aday olmayı düşünmüştü o yazar, CHP Genel Merkezi'nde Baykal'la görüşmüştü de...

Peki de, Deniz Baykal 'sağ' oyları nasıl partisine çekecek? Yeni Şafak, Zaman ve Kanal-7 gibi medya organlarının da CHP'den haber almaya ihtiyacı var elbette, ancak esas oralarda haberlerinin çıkmasına CHP muhtaç... Bu akıl, Deniz Baykal'ın veya CHP'de medya ilişkilerini sağlayan kişilerin aklı olamaz...

İsmail Amasyalı adlı eski bir DYP milletvekili, Süleyman Demirel'in, kendisine, "Oyum CHP'ye" dediğini aktarmış, Baykal da bunu Malatya gezisinde açıklamıştı. Demirel ile Baykal Zincirbozan'dan beri sıkı dosttur; CHP'li bir aileye mensup eski cumhurbaşkanının CHP'ye oy vermesi yadırgatıcı değil. Demirel, Murat Yetkin'e, "Ben kimseye oyunuzu CHP'ye verin demedim" açıklamasını yaptı, ama Amasyalı da zaten öyle dememişti.

Kendim çalıştığım için söylemiyorum, inanın: Kim olursa olsun, pek çok kişi, CHP'nin de 'akreditasyon' uygulamaya başladığı gazeteleri okumak, Kanal-7'yi izlemek ihtiyacı duyuyor. İşte bu sebeple iddia ediyorum: 'Akreditasyon' uygulaması en çok CHP'ye zarar verecektir.

Bazıları, "CHP bu uygulamadan kısa zamanda vazgeçecektir" beklentisinde, ben ise farklı görüşteyim; bakalım CHP'den sonra hangi parti veya kurum aynı çekim alanına girecek?

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 04:27

İLGİLİ HABERLER