Kıbrıslı Mustafa Dayı karşı çıkınca...
Balkan Siyasi Kulübü'nün iki hafta önce Selanik'te toplantısı sonrasında ilginç bir gelişme yaşanıyor.
Türkiye'nin Yunanistan Büyükelçisi Yiğit Alpagon ve eşi, Türkiye'den gelen katılımcılara akşam yemeği veriyor.
Masada, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, eski Dışişleri Bakanları Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın, eski DSP Milletvekili Hayati Korkmaz, Prof. Dr. Yahya Tezel, Marmara Grubundan Akkay Süer var.
Konu dönüp dolaşıp Kıbrıs meselesine geliyor.
Karayalçın, Demirel'e şu soruyu yöneltiyor:
"1991 yılında sizinle ortak hükümet kurmuştuk. O tarihte Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri olan Boutros Galli'nin de bir planı vardı. O plana ne oldu?"
Demirel, kahkaha atıp şu kısa yanıtını veriyor:
"Mustafa Dayı karşı çıktı, olmadı..."
Mustafa dayı kim?
Masadaki herkes Demirel'in bu yanıtına soru işaretleriyle bakıyor.
Demirel, olayı anlatmaya başlıyor:
"Galli o planı sunduğunda Sayın Rauf Bey ile konuştum. Planı müzakere etmemizin yararlı olabileceğini söyledim. Galli'nin Planı da Annan Planı gibi Güzelyurt'a ilişkin düzenleme getiriyordu. Rauf Bey karşı çıktı. Nedenini sorduğumda, 'Mustafa Dayı karşı çıkıyor, kabul edemeyiz' dedi. Şaşırdım, Mustafa Dayı'nın kim olduğunu sorduğumda Rauf Bey, 'Kendisi Güzelyurt'ta oturur. Büyük bir çiftliği vardır. Plana göre toprakları Rumların elinde geçiyor. Mustafa Dayı bana çok destek veren biri. O istemiyor' dedi. O plan öyle kaldı."
Denktaş'ın sözüne karşı Demirel ne söylediğini açıklamıyor.
KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş'ın, Çankaya Köşkü'ndeki basın toplantısını izledikten sonra 9. Cumhurbaşkanı Demirel'e bu olayı soruyoruz.
Kısaca, "Evet, hikaye benim anlattığım gibi" diyor.
Hatayı yapan AB
Denktaş'ın basın toplantısını kabulleri dolayısıyla izleyememiş.
KKTC Cumhurbaşkanı'nın neler söylediğini özetle bizden dinliyor.
"Ben de Dışişleri Bakanlığımızın ve Çankaya Köşkü'nde zirve sonrası yapılan açıklamayı çözmeye çalışıyordum" diyor.
Demirel şöyle devam ediyor:
"Kıbrıs konusunda müspet bir çıkış yolu bulunması lazım. Sayın Denktaş'ı hastaneden çıktıktan sonra ben de ziyaret ettim. Kendisiyle epey konuştum. Kıbrıs'ın AB ile birleştirilmesi yanlıştı. AB, Güney Kıbrıs'ı içine almakla hatayı yaptı. Oysa sorunları olan hiçbir ülkeyi içine almıyordu. Tuttu, sınırları olmayan bir ülkeyi aldı. Bugüne kadar vaki olmayan bir iş yaptılar."
Demirel, yapılan hatanın düzeltilmesi için şimdi, "28 Şubat'a kadar sorun çözülsün, yoksa Güney Kıbrıs'ı alacağım" diye baskı uygulandığını vurguluyor.
Kıbrıs sorununun tek tarafı Denktaş gibi gösterilmesinin yanlışlığına da işaret ediyor.
"Kıbrıs konusunu Denktaş Türkiye ile birlikte yürüttü. Sanki sadece Denktaş götürüyor, diğerleri bunun dışında kalıyor gibi gösteriliyor."
Demirel, bir "oldu bitti" durumun yaratılmak istendiğinin altını çiziyor.
Sorunun bu hale gelmemesi gerektiğini belirterek şöyle diyor:
"Kıbrıs meselesi çok çetrefilli. Çözüm bulunmalı. Herkes buna katkı sağlamalı. İki devletin orada varlığı da unutulmamalı. Çözüm adil ve yaşayabilir olmalı."
Denktaş da basın toplantısında benzer sözler söylüyor.
Bir süredir Kıbrıs sorununun çözümünde tek başına kalmış gözüken Denktaş, önceki gün Çankaya'da yapılan zirvenin ardından dün güçlü bir şekilde basının karşısına çıkıyor.
Denktaş Kıbrıs konusunda gelinen pozisyonunu kaybetme arzusunda değil.
28 Şubat'a kadar sorun çözülmediği takdirde de her işin bu tarihte bitmeyeceği inancını güçlü olarak kayda geçiriyor.
Kıbrıs sorununun çözülüp çözülemeyeceğine gelince; meseleye tek taraflı bakmayıp, bugüne kadar gelinen nokta ve karşı tarafın tutumunu da irdelemek gerekiyor.
MUHARREM SARIKAYA/SABAH)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:57