Yaşam
  • 25.2.2005 12:36

İŞTE BÜYÜDEN KORUYAN ANAHTAR...

Dünden Bugüne Tercüman gazetesinde Büyü ve Cinler ile ilgili dizi devam ediyor. Dizinin ikinci gününde Prof. Dr. Hüseyin Hatemi, büyü inancının geçmişi hakkında bilgi verirken, büyüden korkanların kalbini yatıştıracak tek anahktarı da açıkladı: Kur''an-ı Kerîm''de gaybı Allah''tan başka hiç kimsenin bilmeyeceği vurgulanıyor. Ancak halk arasında medyumların gelecekle ilgili bilgilere sahip oldukları şeklinde yanlış bir inanış mevcut. - İnsanlık ne zamandır büyü ile meşgul? Kur''an-ı Kerîm''e göre bunun başlangıcı, Süleyman Peygamber''in dönemi. Büyücülüğün M.Ö. 4. yüzyıl ile M.S. 8 yüzyıl arasında güçlendiğini görüyoruz. Hz. Adem M.Ö. 5594 yılında dünyaya geldi. Rivayet edildiği gibi 900 yıl yaşamamıştır. Adem de nihayet insanlar gibi yaşayıp 110 - 120 yıl sonra vefat etmiştir. Adem''den bin yıl sonra Nuh Tufanı oldu. Demek ki, M.Ö. 4500''lü yıllarda yeryüzünde şeytanın uydurduğu tanrılara tapma başlamıştır. Bu batıl tanrıların isteğini yerine getirmek için insanlar belki büyü diyebileceğimiz batıla yöneldi. Allah dışındaki şeylere yöneldiler. Her dönemde büyü aynı şekilde algılanmıştır. İlâhi vahye tabii olanlar bunlardan kaçınmıştır. Büyüden korunmak için, ''''Allah''a sığının. Bunlara başvurmayın'''' telkininde bulunulurdu. Hatta Kur''an-ı Kerîm''den anlıyoruz ki, bana hizmet eden cinlerden bile olsa bu anlayışlardan, medyumlardan yararlanmayın denilmekte. - Büyünün insanları etkileme gücü nedir? Bu gücü Bakara Suresi''nin 102. ayetinden ve Cin Suresi''nin ayetlerinden anlayabiliriz. Ayrıca, Felak Suresi''nden anlayabilir. ''''Ve min şerrin neffâasati fil ''ukad'''' (Düğümlere üfleyenlerin şerrinden Allah''a sığınırım) İmanı zayıf olanların büyüden etkilenme ihtimali yüksektir. İmanı tam olan, kalbine ilahi tebliğ tam olarak yerleşenler iyi korunanlardır. İNANÇ ZEDELENMEMELİ - Büyünün iyisi kötüsü, rengi var mı? Sözde iyi cinlerden istifade ettiğini söyleyenler, biz karı kocanın arasını bozmuyoruz, onlara şirinlik büyüsü yapıyoruz diyebilirler. Sonuçta büyünün iyisi kötüsü olmaz. Cinlerin insanlarla temasa geçmesi için davette bulunmak batıldır. Başvurulmaması gerekir. Büyünün akı kırmızısı ya da karası olmaz. Kur''an-ı Kerîm''de insanların bazılarının cinlerin bazılarına tabi olduğu buyurulur. Onlar da halkı aldatmak için yaldızlı sözler telkin ederler. Hindistan''dan, Uzakdoğu''dan gelen bazı insanların Türkiye''de kendisini bir ilim gibi gösterilen ruh çağırma reenkarnasyon inançlarını telkin eden Dünya Sevgi Birliği gibi oluşumlardan insanlarımızın kaçınması gerekiyor. İnsanlar inançlarını gizli ilimlerle uğraşarak zedelememelidir. KALBİ KORUYUN Şeytan askeri insanın kalp evine doğru yürüyüşe geçmişse, en başından onun kalbe girmesini önlenmesi gerekir. O kalbe bir sefer girerse çıkartması güç olur. Hıristiyanlar şeytandan daha çok korkarlar. Onda daha fazla güç olduğunu düşünürler. Yapılan seanslarda şeytandan korunma duaları okunduğunda şeytan kudurur. İslâmiyet''te ise Allah''dan daha yüce bir kudret olmadığı bilinir. Bu nedenle şeytandan çok korkulmaz. - Türkiye''de büyücü var mı? Batı''da olduğu gibi ülkemizde de meşhur büyücüler vardır. Bunların isimlerinin afişe edilmesinde bir fayda yoktur. Çünkü bu insanlar insanlara kasvet verirler, bunları Allah''ın hükmüne havale etmek gerekir. Bu kişiler, klasik olduğu kadar modern yöntemlerle de büyü yapıyorlar. Bir kısmı klasik yaklaşımla kalp gözünün açıklığından söz ediyor. İyi niyetli yaklaşımlarla kötüler birbirine karışmakta. Bunları sır dünyası, sır kapısı gibi isimler altında diziler halinde ekranlara yansıtıyorlar. Son zamanlarda bu tip yapımlar artsa da gerçekler değişmiyor. Bunların bir kısmında rayting amacı var. Halkı doğru yönlendirmek gerekiyor. Bunlar gülünç hale geldi. - Büyünün çeşitleri ve etkisi var mı? Saç kılı, kabir toprağı, domuz eti, sabun gibi şeylerin büyüde kullanıldığı ifadeleri inanç zayıflığından kaynaklanır. Bunların hiçbirisinin etkisi yoktur. Meselâ bir gelin büyü yapıldığı ima edilirse, bu onun hayatının zehrolmasına yeter. BAĞLAMA BÜYÜSÜ Erkeklerde de cinselliği bağlama büyüsü vardır. Bu ağırlıklı olarak ilkel toplumlarda görülür. Doğrudan etkisi olmayan bu büyü türünde erkekler kendi korkularından dolayı bazı psikolojik etkilere maruz kalabilirler. Bunu da büyü etkisi sanırlar. Birçok büyü çeşidinden söz ediliyor. Bunların yapılış şekli ile ilgili gizli bilim kitaplarında ayrı ayrı bilgiler yer alıyor. Bu tür kitapları eve sokmak doğru değildir. Her kimde buna benzer bilgiler varsa onu bir kağıda sarıp denize atmak gerekir. Çünkü kötü varlıkların suya karşı etkisiz olduğu düşünülür. Bir insanın kuklasını yaparak ona tacizde bulunmak, sadece o anda bunu tercih edene bir rahatlık sağlasa da hiçbir fayda getirmez. Bu sadece şaklabanlıktan ibarettir. İnsan kendisi için bir ölüm büyüsü yapıldığını duyar ve korkuya kapılırsa, bu korku o insanı ölüme götürebilir. Eğer bilgisayar ekranında bir antivüris programı yoksa, o bilgisayar zarar görebilir. İnsan da iç alemini zarar görücü etkilerden korumalıdır. Büyü aracılığı ile kimse gelecekten haberdar olamaz. - Bitki ve taşların büyüyle bir ilişkisi var mı? İster taş olsun ister bitki bunların şifa etkileri vardır. Bunların büyü etkisinin olduğu tamamen batıl inançtan kaynaklanıyor. Her ikisinin de şifa yönlü etkisi vardır. Hastalıkların taşlar ve bitkilerle tedavi edilmesi de bundan kaynaklanıyor. Bazı taşları vücud üzerinde taşımanın da fizyolojik etkileri vardır. Ancak bunları putperestlik noktasına getirmemek gerekiyor. Meselâ akik taşının kadından ziyade erkeğe faydası vardır. Kadında ise firuze taşının etkili olduğu bilinir. Öte yandan altının kadına iyi, erkeğe ise kötü etkisinin olduğu söylenir. Büyü için hiçbir taşın ya da bitkinin özel bir etkisi yoktur. Aynı şekilde hayvanların da büyü yoluyla etkili olduğu iddiaları var. Meselâ kara kedinin şeytanla ilişkili olduğu fikri yanlıştır. Sonuçta hepsini Allah yaratmıştır. Hiçbir şeyi kötü amaç uğruna kullanmamak insana fayda getirir. - Büyü bozulur mu? Bunların etkisi insan büyü yapıldığına inandıkça sürer. Dua en büyük silâhtır. İnsanın kendi kalbine öylesine virüs bulaşmış olabilir, bu durumda kendisi için dua edecek gücü bulamaz. Ama başkasına dua edebilir. Kendisi için dua edecek gücü kalmamışsa başka birisinin duası gerekebilir. Virüsün antivirüsü duadır. Nasıl ki hastalık mikrop bulaşmasından kaynaklanıyorsa, ruh hastalıklarının bir çoğu da insanın iç aleminin bulandırılmasıyla ortaya çıkar. - Muska bir korunma aracı mı? İnsan üzerinde Kur''an-ı Kerîm ayetleri, Allah ismi veya maşallah taşıyabilir. Ancak, herhangi bir işaret takılmamalıdır. Bunları cinleri üzerinden ulaştırmak niyetiyle taksa bile farkına varmadan kendisine kasvet verir. Asla birisinin yazdığını muska adı altında diye taşımamalıdır. - Büyü reçeteleri ve Kabala Bu reçeteler, şeytanların Hz. Süleyman''a karşı uydurduğu gizli bilimin yanlış yönünü yansıtır. Halbuki Hz. Süleyman''da işin doğru bilimi vardı. Hz. Süleyman''a bu ilim açıkça verilmiştir. Hz. Süleyman''dan sonra Dabbe-tül Arz diye simgelenen, Süleyman''ın vahyine, hikmetine karşı olan bir teşkilât o sırada Kudüs''te Hiran usta efsanesine büründürdü. Belki bu kişi de kötü birisi değildi. Büyük mabet olarak bilinen Süleyman mabedini inşa eden bir usta başı, mahalli krallardan birisiydi. Onun adından yararlanılarak bazı efsaneler uydurulmuştur. Süleyman''ın ilmi ile aynıdır denildi. Dabba-tül Arz teşkilatı daha sonra KABALA diye adlandırın bilimin batıl yönünü, yine Kabala adıyla insanlara yutturmaya çalıştılar. * * * Kabala, sadece ümit aşılama aracıdır İbranice kökenli bir kelime olan Kabala, gelenek anlamına geliyor. Kabala, sır bilimi ve Yahudilerin Tevrat''ın gizli manalarını araştırma ve yorumlama akımı olarak kabul edilir. ''Kabbalah'' teriminin sözlük anlamı, Museviler tarafından ''nakledilmiş, aktarılmış, rivayetler'' olarak verilmektedir. (Arapçadaki kabul kökü ile ilgilidir). Arapça''da ''kabale'' bir taahhüdü, bir devri belirten senet anlamını verir. Ortaçağ''dan önce ve özellikle Hz. İshak''ın bu konudaki tebliğlerinden önce, ''kabbalah'' kelimesinde ''mistik'' bir anlam yoktu. Bir nev''i ''ahd'', peygamberlerden gelen dini metinler, (Arapçadaki kabale gibi) bir anlam taşıyordu. 13. yy''da, Musevi Tasavvuf ve Hikmetinin temel metni sayılan ''Zohar'' (Arapça Zuhur) derlemesi ortaya çıktı. Musevi Mistik Düşüncesi''nde bu metin önem kazandı. Musevi Batınî Düşüncesi''nin güçlenmesinde, Endülüs''te İslâm Hakimiyeti''nin sona ermesinin ve bu bölgede ağır şekilde hissedilmeye başlanan Hristiyan baskısının etkisi oldu. Musevi Mistisizmi (Kabbalah) Musevi halka ümit aşılama ihtiyacı ile geliştirilmiştir. Hristiyanlık''ta da, İslâm Dünyası''nda da benzer yorumlar ve akımlar vardır. Hristiyanlık''ta bu eğilimler bugün ABD''de iktidarda olan ''kaçık sektler''e, İslâm Dünyası''nda da mesela Bahailik, Kaadiyanilik gibi İslâm''dan ayrılan akımlara yol açmıştır. * * * Korunmanın anahtarı Şeytandan korunmak için Felak Suresi okunur. Felak, sabah manasına geldiği gibi yarmak manasına da gelir. Bundan sonra gelen Nâs sûresiyle birlikte ikisine ''''iki koruyucu'''' anlamında ''''muavvizeteyn'''' denir. Bu sûrelerin şifa maksadıyla okunduğuna dair hadisler vardır. Medine''de inmiştir. 5 (beş) âyettir. Rahmân ve Rahîm (olan) Allah''ın adıyla. 1. De ki:''''Ben ağaran sabahın Rabbine sığınırım, 2. Yarattığı şeylerin şerrinden, 3. Karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden, 4. Ve düğümlere üfürüp büyü yapan üfürükçülerin şerrinden, 5. Ve kıskandığı vakit kıskanç kişinin şerrinden sabahın Rabbine sığınırım! * * * Büyücülere kanmayın Kur''an-ı Kerîm''de gaybı Allah''tan başka hiç kimsenin bilmeyeceği özellikle vurgulanıyor. Ancak halk arasında medyumlar ya da cinci hocaların gelecekle ilgili bilgilere sahip oldukları şeklinde yanlış bir inanış mevcut. Sakın büyüyü bozma bahanesi ile dahî büyüye, büyücüye, üfürükçüye, medyum vs.ye başvurmayın! Mü''min, doğrudan doğruya Allah''a başvurur, O''nu çağırır! Büyü, medyum, ruhçuluk, reenkarnasyon vs. gibi vasıta ve öğretilerden kaçmaz, bu çevreden birisinden yardım isterseniz, yardım etmesi şöyle dursun, iç âleminize bulaştırdığı akıl ve ruh hastalığı virüslerinden belki de ömür boyu kendinizi kurtaramazsınız. * * * Peygamberin duası Büyücüler şeytanla işbirliği içindedirler. İnsanın doğrudan doğruya iblis ile ilişkiye girmesine gerek yoktur. İblise tabi olan ins ve cin şeytanlarına tabii olması yeterlidir. Bazı büyücüler dünyayı kötü ruhların yönlendirdiği felsefesini savunsa da bazıları da yezidilik gibi bir inanışa da sahip olabilir. Ama en tehlikeli olan inanış satanizimdir. Buna göre, tanrı yoktur bir tek şeytan vardır. O güç şeytani vasıflara sahiptir. İnsanların ruh sağlığına en büyük zararı satanizm yapar. Satanizm bir türlü Tandora''nın kutusudur. Bu kutu açılmıştır. Bizim yapacağımız şey, Allah''a tam sevgi ile bağlanıp Resulü Ekrem''e bağlanmaktır. Kalpteki vesvese ve virüslerin kaybolmasının anahtarı duadır. Dua bir tür virüs çözücüdür. Peygamber Efendimiz, Felak ve Nas surelerinin yanısıra şu duayı okurdu: ''''Hasbiyallâhu ve kefâ semi''Allahu limen deâ. Leyse verâallahu muntehâ.'''' Bunlar insanın kendisini kalbini şeytandan savunmasının bir yoludur. İnsanlar, bilmeden şeytana teslim olmuşsa sonradan iyileşmek için de bu ayet ve dua okunabilir. Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 11:10

İLGİLİ HABERLER