
İşte, "Dink" cinayeti davası gerekçeli kararı
İSTANBUL - İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin karara bağladığı davanın gerekçeli kararında, ''Sanıkların örgüt kurma,yönetme, üye olma, yardım etme suçları dosyadaki deliller ile kesin, net, şüpheden uzak ve duraksamaya yer bırakmayacak somut olgu ve delillerle kanıtlanmadığından sanıkların delil yetersizliği nedeniyle beraatlerine karar verilmesi gerekmiştir'' denildi.
Mahkemece hazırlanan gerekçeli kararda, şu ifadelere yer verildi:
''Tartışılan 7 ayrı eylemde sanıklar farklıdır, farklı sanıkların ortak bir yerden talimat aldıklarını gösterir bir delil elde edilememiştir. Örgüt merkezi tespit edilememiştir. Örgüt var ise nerede, ne zaman, hangi amaç ile kurulduğu tespit edilememiştir. Örgütü kuranların karşılıklı iradelerinin hangi prensip ve suçlar etrafında oluştuğu tespit edilememiştir. Devamlılık gösteren bir yapı var ise 19 Ocak 2007 tarihinden sonra ne tür eylemler içerisinde olduğu bilgisi elde edilememiştir. Örgüt yöneticileri ya da üyeleri tespit edilememiştir. Örgütün amaç suçları işlemek üzere gerekli araç ve gereçlere sahip olduğunu gösterir delil elde edilememiştir. İddia edilen örgüt üyelerinin gizlilik ilkesine uymadıkları ortadadır. Örgüte yardım ettiği iddia edilen sanıklar Alper Esirgemez, İrfan Özkan, Osman Alpay, Erbil Susaman, Numan Şişman, Şenol Akduman, Veysel Toprak isimli sanıkların örgüte yardım etme suçunu oluşturma ihtimaliyle tartışılması gerekli eylemlerine dahi rastlanmamıştır. Ortada yalnızca bu kadar siyasi sonuçları doğuran bir cinayeti örgüt olmadan sanıkların işlemeye karar vermesi ve işlemesinin hayatın olağan akışına aykırı olması durumu vardır. Bu durum da şüphe oluşturur. Şüphe, sanık lehine yorumlanması gereken bir ceza hukuku kuralıdır. Tüm bu nedenlerle sanıkların örgüt kurma, yönetme, üye olma, yardım etme suçları dosyadaki deliller ile kesin, net, şüpheden uzak ve duraksamaya yer bırakmayacak somut olgu ve delillerle kanıtlanmadığından sanıkların delil yetersizliği nedeniyle CMK 223/2-e maddesi gereğince beraatlerine karar verilmesi gerekmiştir.''
Suçtan vazgeçme durumu söz konusu olabilir
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince hazırlanan Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin davanın gerekçeli kararında, ''Sanık Erhan'ın, Ogün'ün cinayeti işlemesi sürecinde eylemleri somut olgu ve delillerle kanıtlanamadığından 'faal nedamet' (suçtan vazgeçme) durumundan da söz etmek gerekmektedir. Suçtan dönen sanık döndüğü ana kadar gerçekleştirdiği icra hareketleri suç oluşturuyorsa bu hareketlerden sanık sorumlu tutulur. Cinayetin tetikçisi Zeynel Abidin Yavuz olmadığından sanığın sorumluluğundan bahsedilemez. Sanığın cinayetin azmettiricisi suçu noktasında şüphe oluşmuştur'' ifadelerine yer verildi.
Mahkemenin hazırladığı gerekçeli kararda, sanıklar Tuncay Uzundal, Zeynel Abidin Yavuz, Yasin Hayal'in savunmalarından Erhan Tuncel'in Yasin Hayal ile birlikte Hrant Dink'i öldürmek için karar aldıklarının anlaşıldığı kaydedildi.
Tuncay Uzundal'ın, Erhan Tuncel'in 2006 yılı başlarında bir cinayeti önlediğini, cinayeti kendisinin planladığını anlattığını söylediği belirtilen kararda, Erhan Tuncel'in 17 Şubat 2006 ve 7 Nisan 2006 tarihlerinde planlanan cinayet ile ilgili Trabzon Emniyetine bilgi verdiğinin gelen yazılardan anlaşıldığı ifade edildi.
Erhan Tuncel'in Yasin Hayal ile birlikte 2006 yılının ilk aylarında cinayetle ilgili karar aldıktan sonra Hayal'in tetikçi olarak Zeynel Abidin Yavuz'u bulduğu belirtilen kararda, Erhan Tuncel'in de tetikçi olarak bulunan Yavuz ile görüştüğü ve maktulün ''Türk düşmanı'' olduğu yönünde propaganda yaptığı, maktulün öldürülmesi gerektiği konusunda sanık Yavuz'u azmettirdiği anlatıldı.
Tuncel'in cinayet için gerekli Hrant Dink'in fotoğraflarını internet kafeden indirdiği ve bir markete bıraktığı, Yavuz'un da bunları alarak Hayal'e getirdiği anlatılan gerekçeli kararda şu ifadelere yer verildi:
''Sanık Zeynel, ağabeyi Kurtuluş Yavuz tarafından İzmit'e çalışmak üzere götürülmesinden sonra maktulün öldürülmesi konusunda Yasin ile temasa geçtiği yönünde dosyada yalnızca İrfan Özkan ve Tuncay Uzundal'ın beyanı vardır. İrfan Özkan Ogün ve Yasin'in, Erhan'ın odasına geçtiklerini ve ne konuştuklarını bilmediğini beyan etmiştir. Tuncay Uzundal, bir ara odaya girdiğinde masanın üzerinde Hrant Dink'in fotoğraflarını gördüğünü Erhan'ın Hrant için 'kafir' dediğini duyduğunu, ardından odadan çıktığı için diğer konuşmaları duymadığını belirtmiştir. Yani azmettirme olayının varlığından bahsetmemiştir. Sanık Erhan'ın tetikçi olarak Ogün'ün tespit edilmesinden sonra cinayet için Ogün ve Yasin ile temasa geçtiği, suçun işlenmesi için azmettirdiği konusunda başkaca delile ulaşılamamıştır. Sanık Erhan'ın telefon konuşmalarından cinayetin işleneceği konusunda bilgisi olduğu anlaşılmaktadır. Ancak bilgisi olması, sanık Zeynel Abidin Yavuz'un tetikçi olarak belirlendiği süreçten mi kaynaklanıyor yoksa Ogün'ün tetikçi olarak belirlenmesi sürecine katılmasından mı kaynaklanıyor telefon görüşmelerinden net olarak anlaşılamamaktadır. Sanık Erhan'ın, Ogün'ün cinayeti işlemesi sürecinde eylemleri somut olgu ve delillerle kanıtlanamadığından 'faal nedamet' (suçtan vazgeçme) durumundan da söz etmek gerekmektedir. Suçtan dönen sanık, döndüğü ana kadar gerçekleştirdiği icra hareketleri suç oluşturuyorsa bu hareketlerden sanık sorumlu tutulur. Cinayetin tetikçisi Zeynel Abidin Yavuz olmadığından sanığın sorumluluğundan bahsedilemez. Sanığın cinayetin azmettiricisi suçu noktasında şüphe oluşmuştur. 'Şüphe sanık lehine yorumlanmalıdır' ilkesi gereğince sanık hakkında cinayete azmettirmek suçundan aşağıda belirtildiği şekilde delil yetersizliğinden beraat kararı verilmesi gerektiği vicdani kanıya varılmıştır.''