
İŞTE ELİNİZDEN BIRAKAMAYACAĞINIZ KİTAPLAR..
Lalenin zarafeti, aşkın büyüsü, Osmanlı’nın estetiği..
Bir isyanın ortasında: Katre-i matem
İskender Pala, Katre-i Matem'de usta kalemiyle lalelere bezediği İstanbul'da kavuşup doyulamayan, kavuşulamayıp yakan aşkların elemli ve Osmanlı hallerini de tüm ıstırap ve coşkularıyla anlatıyor. Roman, müzayededen alınan elyazması bir kitabın hikâyesi olarak başlıyor.Sevdiğini, aşklarının ilk gecesinde kaybeden Şahin'in macerasını anlatan roman, bu kaybın ardındaki esrarı çözmek için külhanlara, tomruklara, lalezarlara ve hatta Osmanlı sarayına kadar gidiyor. İşte bu yolculuk, okuru hiç ummadığı yerlerde hiç ummadığı maceralarla karşılaştırıyor.
Cinayetlerin gölgesiyle giderek gizemli bir hal alan olaylar Lale Devrine nihayet veren Patrona Halil İsyanının yakıcı siyasal çalkantılarıyla birlikte çözülmeye başlıyor.
Kitap içinde bir kitap, hayatın anlamı peşinde bir aşk macerası…
Elif Şafak'tan arayışa, gerçeğe ve keşfetmeye dair bir roman:AŞK
Ya ortasındasındır AŞK'ın merkezinde; ya da dışındasındır, hasretinde..
Ella Rubinntain (40) Amerikalı bir ev kadınıdır. Tipik burjuva değerlerinin hâkim olduğu oldukça varlıklı bir ailesi, düzenli ve görünüşte 'sorunsuz' bir evliliği vardır. Üç çocuğunu da büyüttükten sonra bir yayınevinde editör-asistanı olarak iş bulur; görevi A. Z. Zahara adlı tanınmamış bir yazarın tasavvuf felsefesini konu alan tarihi romanını değerlendirmektir.
Ancak hayatının kritik bir döneminde eline aldığı bu kitap, hiç beklemediği bir şekilde Ella'yı derinden sarsacak, dünyevi aşkı keşfetmek adına zorlu ve tehlikeli bir yolculuğa çıkmasına neden olacaktır.
Hayatlarımızın durgun gölünü dalgalandıran taş misali, yüzleşmek zorunda olduğumuz sıkıntılar, acılar… ve aşkın peşinde kat etmek zorunda olduğumuz zorlu yollar, ödediğimiz bedeller..
Soluğunuzu kesen tempo, heyecan ve gerilim hiç bitmeyecek
Grangé'nin uzun zamandır beklenen romanı: Koloni
Onlar Çocuktular...
En mükemmel elmasların saflığındaydılar...
Ne ufak bir lekeleri... Ne de en ufak bir kusurları vardı...
Ve ne de en ufak bir günahları...
Ama onların saflığı kötülüğün saflığıydı...
Paris'te bir Ermeni katedralinde işlenen bir cinayet. Kan yok, cinayet aleti yok, yara bere yok...
Biri yaşlı ve huysuz emekli bir polis, diğeri Çocuk Bürosu'nda görevli, ancak açığa alınmış uyuşturucu müptelası genç bir polis. Bu ikisi, gitgide hunharca bir hal alan ve peş peşe işlenen cinayetlerin katilini veya katillerini bulmak için birlikte çalışmak zorundadır. Birbirlerine ihtiyaçları vardır, birbirlerini tamamlamaktadırlar. Ancak bu cinayetler sıradan bir seri katilin işi değildir. Gizli servisler, Naziler, Yahudiler, ülke içinde ülkeler, ve "siyah bölgeler"... Sanki birileri bir şeyleri gizlemek istemektedir.
Kitapta kuramsallaşıp yasallaşan ve dünyadaki bütün kültürler ve halklar için felakete yol açacak politikaları eleştiriyor.
Türk okurunun daha çok tarihsel romanlarıyla tanıdığı Maalouf, bu kez ‘Çivisi çıkmış dünya’ adlı kitabıyla karşımızda..
Yazar, yaşamın devamlılığının olmazsa olmazı olarak gördüğü hoşgörü çığlığını yeniden duymaya davet ediyor insanlığı...
Çivisi Çıkmış Dünya bir yandan küresel ısınma, enerji kaynakları ve doğal felaketlerle, bir yandan da yanlış ve çıkarcı politikaların doğurduğu ekonomik ve siyasal krizlerle mücadele eden insanlık için bir yol haritası... Kitabın satır aralarında Amerikan politikaları, Avrupa Birliği,20. yüzyıl Arap siyasi tarihi ve Türkiye'den bahsediliyor.
Maalouf'un bu eseri, her şeye rağmen birbirimize saygı duymayı ve birlikte yaşamayı başarmak isteyenler için bir tür pusula.