
İşte Gül'ü üzen AK Partililer...
HABER VİTRİNİ- Cumhurbaşkanlığı başdanışmanı Ahmet Sever'in Vatan Gazetesi yazarı Ruşen Çakır'a yaptıkı açıklamalar AK Parti'de bomba etkisi yaptı. Sever’in röportajda, Gül’ün iki kez seçilmesinin yasayla engellenmeye çalışılması, bazı AKP'lilerin açıklamalarından rahatsız olduğu ve yasal olarak yeniden aday olabileceğini anımsatması parti içinde farklı yorumlara neden oldu. Ancak birçok isim bu konuda değerlendirme yapmaktan kaçındı.
Partinin ikinci adamı Hüseyin Çelik ise 'dikkatli' bir açıklama yaptı. Çelik, şöyle dedi:
“Sayın Cumhurbaşkanının bir daha aday olamayacağına dair hükmün yasaya konmasına üzüldüğünü tahmin etmek zor değil. Ama Anayasa Mahkemesi’nin kararı, bu konuya açıklık getirmiştir. Cumhurbaşkanı Gül de aday olabilecektir. Ancak, AK Partinin kurulmasından bu yana Gül ile Erdoğan arasında özel bir hukuk vardır. Erdoğan cumhurbaşkanlığına aday olduğunda Sayın Gül ‘ben de adayım’ demez. Aday olabilmesi, bunun imkan dahilinde olması mutlaka aday olacağı anlamına gelmez. İmkan dahilinde olması farklıdır, mümkün olması farklıdır.
JEST YAPMA SIRASI GÜL'DE...
Daha önce Başbakan aday olabilecekken, Cumhurbaşkanlığını bir tarafa bırakmıştır. 2007 yılında ‘Cumhurbaşkanı adayımız Gül kardeşimdir’ dedi. İkisi arasındaki ilişki, kader birliği, dostluk ve kardeşlik hukukuna dayalıdır. Dolayısıyla biri diğerine zarar verecek bir eylemin içinde olmaz. Başbakan siyasi yasaklı olduğu dönemde 58. hükümetin kurulması görevini Abdullah Gül üstlenmiştir. O dönem düşük profilli birine hükümet kurdurulması yönünde öneriler olduğu halde Başbakan tüm arkadaşlarımıza danıştıktan sonra Gül’ün hükümeti kurması fikrini benimsemiştir.
Anayasa değişikliğinin ardından Başbakan, milletvekili seçilme imkanına kavuştuğunda ise Gül de bir gün beklemeden istifa etmiş ve görevi anında Sayın Erdoğan’a teslim etmiştir. Dolayısıyla aralarında böyle bir hukuk varken, Erdoğan ‘başbakanlıkta son dönemim’ demişken, Gül’ün farklı bir tutum içinde olacağı kanaatinde değilim. Gül, çok iyi cumnurbaşkanlığı oldu. Derleyici, toparlıyıcı, bütünleştiriciydi. Hem ilgisiyle, hem de bilgisiyle layıkıyla bu işi yürüttü. Yeniden aday olabilecekken, yapabileceği bir şeyi yapmaktan geri durarsa onun adı jest olur. Başbakanın geçmişte yaptığı jestlere, jestle karşılık vereceğini düşünüyorum."
İŞTE GÜL'Ü ÜZEN AKP'LİLER
Sever, Gül’ün ikinci kez aynı göreve aday olmasının önünde engel bulunmadığını söylerken buna karşı görüş bildirenler konusunda ise “özensizlik Cumhurbaşkanı’nı kırdı” mesajı verdi.
Peki Cumhurbaşkanı kimlere kırıldı?
Gül’e ikinci kez Cumhurbaşkanlığı ihtimalini açan kararı en çok AKP'liler, hükümetin en üst düzeydeki isimler eleştirmişti.
En sert eleştiriyi, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ yapmıştı; Bozdağ, kararın hemen ardından konuşmuş ve “Anayasa Mahkemesi’nin kararının hukuki değerlendirmesini yapmakta fayda var. Bana göre Anayasa Mahkemesi’nin Cumhurbaşkanı’nın görev süresinin 7 yıl oduğuna ilişkin kararı Anayasa’ya uygundur ve doğrudur. İkinci kez seçilme hususunun iptaline ilişkin hususu ise Anayasa’ya aykırıdır” demişti.
Çalışma Bakanı Faruk Çelik de kararın ardından, “Abdullah Gül çok iyi bir Cumhurbaşkanı oldu. Ancak Erdoğan aday olursa, Sayın Gül’ün aday olacağını sanmıyorum” demişti.
AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ise, Gül için Cumhurbaşkanlığı sonrasında uluslararası bir görev olabileceğinin işaretini vermişti. Bağış, “NATO, Sayın Cumhurbaşkanımızdan daha iyi bir genel sekreter bulamaz. Bundan hiçbir endişem yok. Ama Sayın Cumhurbaşkanımız böyle bir görevi kabul eder mi, etmez mi, onu bilemiyorum” demişti.
Ak Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli ise, Anayasa Mahkemesi’nin kararı ardından şöyle konuşmuştu;
“'Düzenlemeyi teklif ederken mantık şuydu; Anayasa'nın eski hükümlerine göre seçilen Cumhurbaşkanı için eski hükümlerin uygulanması gerekir. 7 yıllık süre için seçilir ve bir daha seçilemez. İnancımız, yorumumuz bu olduğunu için düzenlemeyi getirdik. Bunun karşısında olan görüşler ise 'Hayır burada mükteseplik yoktur, anayasa değiştiği için yeni kurallar geçerli olması gerekir. Sürenin 5 yıl olması ve bir daha seçilmesi gerekir.' Bu ikisi de zıt görüşler ama kendi içinde tutarlı....Biri eski kurallara göre seçildiği için eski kuralların bütün olarak uygulanması, diğer görüş ise yeni kuralların uygulanması gerekir. Anayasa mahkemesinin kararı farklı oldu. Burada biri eski birisi yeni kural var. Bu yönüyle dikkat çekici. Gerekçeli kararı görmek lazım. Kararda 7 yıl eski kural, yeniden seçilebilir yeni kural.' Canikli ayrıca, “2014 yılındaki cumhurbaşkanı seçiminde adaylık konusunda takdiri olursa, karşısında kimin olup olmadığının çok önemi yok.”