
İŞTE HAŞİM KILIÇ'IN KARŞI OY GEREKÇESİ
Kılıç, karşı oy yazısında kapatma davası açan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'yı eleştirdi. Başsavcının yeterli hazırlık yapmadığını belirten Kılıç, delil olarak gazete kupürü ve internet kaynaklı yorumların ortaya konulmasına karşı çıktı.
Kılıç, "Delillerin çok büyük bir bölümü gazetelerin haber kupürleri ile internet kaynaklı yorum ve haberlerden oluşmaktadır. Toplumun yarıya yakınının onayını alan bir siyasi partinin kapatılması için bu tür delillerin ses ya da görüntü kasetleriyle teyit edilmemesi, olması gereken ciddi bir hazırlık aşamasının ne kadar sorunlu olduğunun açık göstergesidir." dedi.
Odak konusunda varılan sonuçta, üniversitelerde uygulanan başörtüsü yasağı, imam-hatip lisesi mezunlarına üniversiteye girişte uygulanan katsayı ve Kur'an kurslarıyla ilgili söz ve eylemlerinin esas olduğuna dikkat çeken Kılıç, Anayasa'da yer alan "laiklik" ilkesini tartışmaya açtı. Kılıç, şöyle devam etti: "Anayasa'nın 24. maddesinde devletin dinle olan ilişkisi düzenlenmiştir. Laiklik boyutundan bakıldığında devletin dinle ilgisini kesmediği açıktır. Anayasa'da belirtilen düzenlemelerle, Türk halkına verilen dinsel içerikli eğitim, öğretim, kurs ve uygulamalarla hayata geçirilmiş, bireyler buradan aldıkları dini kültürle dini yaşamlarına yön vermişlerdir. Anayasa'mızda bize özgü olan bu laik yapının siyasi partilerin kapatılma davalarında göz ardı edilmesi mümkün değildir. Zira böyle bir yapıda dinsel alanlarla siyasal alanın kesişmesi kaçınılmazdır. Buna bağlı olarak toplumsal taleplere çözüm öneren siyasi partilerin vazgeçilmez güvenceleri olduğu kuşkusuzdur. Bir siyasi parti, dinsel bir inancı benimseyemez ya da onun propagandasını yapamaz. Ancak, bu inanç ya da dinsel öğretinin dış dünyaya yansıması ile bağlılarının ihtiyacı olan özgürlük alanı ile ilgilenmesi de engellenemez. İlgi duyulan din değil özgürlüktür. Siyasi partilerin yaptığı da bu özgürlüğün sözcülüğüdür. Bu söylemlerin laikliği ortadan kaldırma amacı taşıdığını söylemek oldukça zordur. Zira siyasi partilerin tek sermayesi toplumsal sorunlar ve taleplerdir. Bir boyutuyla öğrenim diğer boyutuyla din ve vicdan özgürlüklerini ilgilendiren bu konuların siyasi bir parti tarafından dile getirilmesi hem Anayasa'mızın hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin güvence altına aldığı ifade özgürlüğü kapsamındadır. Anayasa'nın 10. ve 42. maddelerinde yapılan değişiklik de bu kapsamdadır."
Kılıç, AK Parti'nin laikliği ortadan kaldırmak suretiyle şeriat düzenini getirmekle suçlanmasının ağır, ölçüsüz ve demokratik sabırla çelişen yaklaşımlar olduğunu vurguladı. Kılıç, demokratik düzen reddedilmeden laikliğin somut düzenleniş ve uygulanış biçimine aykırı söylemlerin şiddet içermedikçe ifade özgürlüğünün güvencesi altında olduğuna dikkat çekti.
Luxenburg'dan alıntı yaptı: Özgürlük yalnızca farklı düşünenlerindir
Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç, karşı oy yazısına, dövülerek öldürülen ünlü Alman sosyalist Rosa Luxenburg'dan alıntıladığı "Özgürlük yalnızca ve daima farklı düşünenlerindir" ifadeleriyle başladı. Mahkeme Başkanı'nın demokrasi vurgulu görüşleri şöyle: "Türkiye'de dünyada rastlanmayan sayıda parti kapatılmıştır. Bir türlü yakalayamadığımız uluslararası çağdaş ölçüler yerine bize özgü demokrasi, laiklik ve hukuk devleti anlayışı ve bu değerlerin dar bir alanda yorumlanması belirtilen sonucu doğurmuştur. Bireylerin dini inanç ve kanaat özgürlüğünün yanında, inanç ve kanaatlerini dışa yansıtma ve yaşamlarını dini inanç ve kanaatlerine göre sürdürme hakkı da Anayasa'nın tanıdığı bir temel insan hakkıdır. Laiklik ilkesinin bu anayasal tercihi zayıflatıcı biçimde yorumlanmasının, farklı uygulamaları da olsa çağdaş dünyanın laiklik anlayışıyla bağdaşmadığı düşünülmektedir."
Zaman