İşte İmamoğlu'nun boğazdaki yalı ve villalardan rüşvet tarifesi
İBB’ye yönelik ‘yolsuzluk’ iddianamesinin sanıkları arasında bir dönem Adnan Hoca’nın karargâh olarak kullandığı Boğaz manzaralı villayı satın alan Rus oligark Boris Borisenko da yer aldı. Borisenko’nun villanın tadilatı için 700 bin dolar rüşvet verdiği öne sürülüyor
Suçlamaya dair detaylar iddianamede “49. Eylem” başlığıyla anlatılıyor. Sanıklardan Cüneyt Yakut’un ifadesine göre; Rusya’da iş yaptığı dönemden tanıdığı İgor ve Dimitri adlı iki Rus kendisiyle temasa geçti. Bu villada tadilat yapmak için Boğaziçi İmar Müdürlüğü’ne başvurduklarını belirterek, yardımcı olup olmayacağını sordular. Cüneyt Yakut yaşananların devamını ifadesinde şöyle anlattı:
700 BİN DOLAR RÜŞVET
“2023 yılının Ağustos ayı gibi bunun için ilk önce Boğaziçi İmar Müdürü olan Elçin Karaoğlu’na gittim, durumu anlattığımda bana, ‘Bir değerlendirelim’ dedi. Ondan çözüm bulamayacağımı anlayınca Yakup Öner ile temasa geçtim. Yardımcı olabileceklerini, karşılığında 1 milyon dolar verilmesi gerektiğini söyledi. Bunun çok olduğunu söyledim. Pazarlık sonucunda hatırladığım kadarıyla 700-750 bin dolara anlaştık. Hiçbir şekilde kreş yaptırılması teklif edilmedi. Bu teklif edilseydi bunu da kabul ederdik. Ödemeler taksitli olarak yapıldı. Bu ödemelerden 150 bin dolarını ifademde bahsetmiş olduğum cep telefonunu arayarak 2023 yılının sonu, 2024 yılının başı gibi Ayazağa ’da bulunan Stoneline mermer mağazasının önünde yaptım. Söz konusu numara ile iletişime geçtikten bir gün sonra bahsettiğim mağazanın önüne Doblo benzeri marka bir araç ve içerisinde üç kişi geldi, parayı teslim ettim. 2024 yılının Mart ayında başka bir suçtan tutuklanmam dolayısıyla konunun akıbetini ve diğer taksitleri kimin verdiğini bilmiyorum.”

‘İMAMOĞLU GÖREVLENDİRDİ’
Sanıklardan ‘itirafçı’ Yakup Öner’in bu konudaki ifadesi ise şöyle: “Vaniköy’deki villanın Rus bir işinsanı tarafından satın alınarak burada tadilat talebinde bulunulduğu, bu konunun önemli olabileceği belirtilerek bize Boğaziçi İmar yetkilileri tarafından bildirildi. Bunun üzerine Ekrem İmamoğlu çağırarak bu görüşmeleri yürütmemi istedi. Talebi önce reddettik. İki ay sonra Cüneyt Yakut aradı ve görüşmek istedi. Bana, Ekrem İmamoğlu ile görüştüğünü söyledi. Ben de bu beyanı teyit ederek görüşmelere başladım. Güçlendirme ruhsatı için Ekrem İmamoğlu ile yaptığım görüşmede kendilerinden büyük bir kreş (yaklaşık maliyeti o dönem itibarıyla 700-800 bin dolar) yaptırılmasını istemem söylendi. Bu talebi ilettiğimde güçlendirme talebinden vazgeçtiklerini, basit onarım talebiyle yürümek istediklerini belirttiler. Ekrem İmamoğlu’na ilettim. Bu şahıslardan küçük bir kreş (o dönem maliyeti itibarıyla 500- 600 bin dolar) yaptırılması istendi. Cüneyt Yakut’a ilettim. Bu görüşmeler neticesinde basit onarım ruhsatı verildi. Kreş yaptırılıp yaptırılmadığı hakkında veya nakit bir menfaat temin edilip edilmediği hususunda görgüm yok. Ancak kreş yaptırma işinin nakit menfaat teminine döndüğünü duydum. Miktarı hakkında bir bilgim yoktu. Bu süreçleri Cüneyt Yakut yürütmüştü.”
‘RÜŞVET VERMEK’TEN 12 YIL HAPSİ İSTENİYOR
Savcılık, Cüneyt Yakut’un bu süreçteki telefon ve HTS verilerini de tespit ederek iddianameye koydu. Yakut’un paranın ilk taksitini teslim ettiği kişinin Boğaz hattındaki konuları Yakup Öner ile takip ettiği iddia edilen Süleyman Atik olduğu da belirlendi. Boris Borisenko, Türkiye’de olmadığı için ifadesi alınamadı ancak diğer sanıklarla hakkında ‘rüşvet vermek’ suçundan 12 yıl hapis istemiyle dava açılarak iddianamede sanık olarak yer aldı.
BOĞAZ’IN İSTİHBARATÇISI
İddianamede sanıklara Boğaz hattındaki yalı ve villaların imar ve tadilat süreçlerine dair suçlamalar da yöneltiliyor. Suçlamaların merkezinde ise imar konularında uzman avukat Süleyman Atik var. İddianameye göre Boğaz’daki imar konularına dair “saha istihbaratı” yapan Süleyman Atik, “Boğaz’daki sitelerin nüfus profili, sosyo-politik durumu, hangi dosyada hangi tepkinin doğacağı, mülk sahiplerinin mali durumu ve yapıların durumu” gibi konuları analiz ederek Fatih Keleş’e aktarıyordu. Atik’in ‘itirafçı’ sıfatıyla verdiği ifadelerine iddianamede detaylarıyla yer verilmiş. Boğaziçi İmar Müdürlüğü’ndeki benzer konulara dair diğer itirafçı Yakup Öner de ifadesinde Atik için ‘Enteresan bir şekilde Boğaz civarındaki tüm siteler hakkında, sitelerde yaşayan insan popülasyonu ve sosyo-politik durumlar hakkında bilgi sahibiydi” diyor. Atik’in ifadelerinde, Fatih Keleş merkezli ve aralarında Boğaz hattında evi olan birçok ünlü işinsanının da adının geçtiği iddia ve suçlamalar var. Atik’in ifadelerine göre, Keleş imar konusunda bu bölgedeki kişilerden ne kadar para talep edebileceğini Atik’e soruyordu. İddianameye geçen ifadelerde bu konuya dair bölümler şöyle:
KAÇAK EKLENTİ 250 BİN DOLAR: (Sarıyer Kireçburnu’ndaki kaçak bölümleri olan otel için): “Fatih Keleş, bu şahıslardan 250 bin dolar istememi söyledi. Ben paranın bu işler için az olduğun söylediğimde Fatih Keleş, otel sahibinin Malatyalı olduğunu ve un işi yaptığını, söylediği kişi ile depremden sonra Ekrem İmamoğlu ile Malatya’da görüştüklerini, İmamoğlu’nun ‘Yardımcı olun’ dediğini, bu nedenle böyle bir rakam telaffuz edildiğini söyledi.”

OTELE İSKÂN 3 MİLYON DOLAR: “Fatih Keleş beni arayarak Florya ‘da başkanlık konutundaki ofisine davet etti. Burada ‘Sixsence Otel’ isimli işletmenin iskân taleplerinin olduğunu, bu otelin iskânına ilişkin birtakım problemli hususlar bulunduğundan bahsedip buradaki teknik detayları bana gösterdi ve ‘Bunlardan ne kadar istenir?’ diye sordu. Belediyecilik geçmişi olmadığı için bu konulara yabacıydı. ‘3 milyon istesek uygun olur mu?’ diye sordu. Otelin teknik problemli olan hususlarını incelediğimde miktarın fazla olduğunu, 500 bin dolar istenebileceğini söyledim. O az bulunca 1 milyon talep etmenin uygun olacağını söyledim. 1 milyon dolar alarak iskânı verdi.”
RUHSATA AYKIRILIK 40 MİLYON DOLAR: “Fatih Keleş, beni Florya’ya çağırdı. Beşiktaş’taki Mandarin Otel isimli işletmenin daha önce ruhsat aldığını ve şu an iskân talebinde bulunduğunu, yapının birebir ruhsata uygun olmadığını söyledi. 40 milyon dolar talep edeceğini söyledi. 7-8 milyon doların uygun olacağını söyledim. ‘Bakacağız’ deyip beni gönderdi. 1 ay sonra tekrar görüştüğümüzde 20 milyon dolar aldığını ve iskân verilmesini bu şekilde onayladığını söyledi.”
HÜRRİYET