KAYNAK : Haber Vitrini
Milliyet yazarı Hasan cemal, DSP'de yaşanan istifalarla birlikte kamuoyunun gözünü diktiği İsmail Cem ve Kemal Derviş'in gelecekte neler yapabileceğini yazdı.İşte Cemal'in yazısı:
Cem, Derviş, Özkan... Ve oyun planı!
Siyaset kulisinin yakın takipte tuttuğu iki kritik isim malum: İsmail Cem’le Kemal Derviş, Dışişleri ve Hazine bakanları.
Ne yapacaklar?
Aralarında bir oyun planı var mı?
Özkan’ın da dahil olduğu bir oyun planı.
Yanıtlar önemli.
Çünkü Cem’le Derviş’in izleyecekleri yol yakın gelecekte siyaset sahnesindeki gelişmeleri fazlasıyla yönlendirip şekillendirecek.
Şurası kesin:
Özkan gibi Cem’le Derviş’e de Ecevit’li DSP’de artık herhangi bir gelecek kalmadı.
Şimdi bu ikili arasında diyalog kanalları işliyor. Zaman zaman konuşuyorlar. Ayrıca, birlikte hareket edebileceklerinin işaretlerini bir süredir veriyorlar.
Birbirlerini takdir eden, birbirleri hakkında saygılı bir dille konuşan bu ikilinin siyasete bakışları da uyumlu.
İkisi de merkezde, merkez solda...
Bu arada Derviş yalnız kendisinin değil, Cem’in de iç ve dış piyasalarla Batı dünyasında ekonomik programa bağlanan güven konusunda önem taşıdığının farkında...
Hüsamettin Özkan depremine kadar her ikisinde ağır basan bir eğilim vardı:
DSP’de kalmak...
Ama şunu da görüyorlardı:
Bundan sonraki seçimlere Ecevit’le girecek DSP’nin herhangi bir başarı şansı yoktur.
Ecevit’li DSP’nin sandıktan çıkmasının, yüzde 10 barajını geçmesinin imkansız olduğunu nabzı tutan her gözlemci gibi Cem’le Derviş de görüyordu.
Bu durumda ne olacaktı?
Ecevit, Cem’le Derviş’e kapıyı açabilir miydi? Kendisini partinin tepesine, onursal bir konuma çekerek, DSP’yi Cem - Özkan - Derviş üçlüsüne bırakabilir miydi?
Tabii Cem’le Derviş biliyordu, bunun kolay olmadığını. Çünkü bu açıdan bir de Rahşan Ecevit faktörü vardı.
Bunun da farkındaydılar.
Ancak, Cem’le Derviş’te DSP’nin yine de en doğru siyasal alternatif olduğu görüşü yakın zamana kadar ağır basmıştı.
Peki, bu alternatif hala geçerli mi?
Hüsamettin Özkan’ın başlattığı istifa dalgasıyla birlikte Cem’le Derviş açısından DSP alternatifinin kaldığı söylenebilir mi?
Hayır.
Ayrıca, Cem’e de Derviş’e de sıcak bakmadığı bilinen, hem dış politikada hem ekonomideki görüşleriyle bu ikiliden farklı çizgide olan ve anti - AB eğilimleri ağır basan Şükrü Sina Gürel’in dün Ecevit tarafından Özkan’ın yerine Başbakan yardımcılığına atanması da böyle bir ihtimalin artık pek kalmadığının yeni bir işaretidir.
(ANAP lideri ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz açısından da Ecevit’in Şükrü Sina Gürel ataması ilginç!)
Şimdi ne olabilir?
CHP mi?
Derviş’in CHP hakkında hem olumlu bir havası, hem de devam eden tereddütleri var. Buna karşılık Cem için Baykal’lı CHP diye bir alternatif yok.
Özkan’la yeni parti mi?..
Bu ihtimal gündemde...
Cem - Özkan - Derviş üçlüsü eğer ‘yeni yüzler’le birlikte yeni bir partiyle siyaset sahnesine çıkabilirse, yeni bir umut kaynağı doğabilir, siyasetin önü açılabilir.
Ama biraz beklemek lazım.
Cem’in, Derviş’in bir süre Ecevit’i bekleyerek, biraz zamana oynayarak, eski deyişle teenni ile hareket etmeleri normaldir.
Ayrıca, Derviş’in erken seçime giden bir Türkiye’de bir süre daha ‘Hazine muslukları’nın başında oturmayı, yani ekonomik programa nezaret etmeyi bir süre daha tercih edeceği söylenebilir.
Ancak, Cem - Derviş ikilisinin işi çok fazla uzatmaları da ne kadar doğru olur, bir soru işareti... Bu açıdan Özkan kampında bazı sabırsızlık işaretleri görülüyor.
Kısacası:
Cem’le Derviş’e Ecevit’li DSP’de bir gelecek kaldığını sanmıyorum. Ama bu ikilinin Özkan’ın başlattığı istifa dalgasının içine de cuup diye atlamaları gerçekçi bir beklenti değil.
Belki de bir oyun planı var, Cem - Derviş - Özkan üçgeninde, kim bilir.
*
Hükümet mi?
Henüz istifa yok.
Bu, sizin klasik deyişinizle, içinize nasıl siniyor Sayın Ecevit? Partiniz artık azınlıkta!..
Yakışmıyor!
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 17:24
