Gündem
  • 23.11.2006 13:38

İŞTE KIBRISLI RUM SİYASETÇİLERİN ANNAN'IN AÇIKLAMALARINA CEVABI!..

LEFKOŞA - Kıbrıs'lı Rum siyasiler, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Kofi Annan'ın, Pazartesi günü Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Cenevre'de gerçekleştirdiği görüşme sonrası yaptığı açıklamaları yorumladı.


Kıbrıs Rum Kesimi'nde yayınlanan gazetelerden Haravgi ve diğer gazetelere göre, Rum Hükümet Sözcüsü Hristodulos Paşardis, BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın açıklamalarını yorumlayarak, 8 Temmuz anlaşmasının hayata geçirilmesi için sadece niyetlerin yeterli olmadığını, bunun için faaliyetlere de gereksinim olduğunu söyledi.


Rum tarafının, söz konusu anlaşmaya bağlı kaldığını, bu konuda tüm iyi niyeti ve samimiyetiyle, çalışmayı ve işbirliğinde bulunmayı sürdüreceğini savunan Paşardis, Kıbrıslı Türklerin izolasyonunun kaldırılması konusuna da değindi. Paşardis, "İddia edilen 'izolasyon', sahte devletin, siyasi açıdan ileriye götürülmesi ve dolaylı olarak tanınması ve uluslararası örgütlere katılımı çabalarından dolayı kendi kendine koyduğu izolasyondur" ifadelerini kullandı.


Annan'ın, Kuzey Kıbrıs'ın kalkınma isteklerine yönelik yardım sağlanmasıyla ilgili tutumunun sorulması üzerine Paşardis, bu yardımın, ne Kuzey'deki Rum mallarının "sistematik bir biçimde istismar edilmesinin yasallaştırılmasıyla", ne de Maraş'ın "yasal sahiplerine" geri verilmesiyle bağdaştırılan doğrudan ticaret ile ilişkilendirilemeyeceğini savundu.

Paşardis, "Maraş'a geri dönüşü", Güvenlik Konseyi'nin ilgili kararının öngördüğünü ve "Kıbrıs Hükümeti"nin buna tamamıyla saygı duyduğunu ileri sürdü.


Paşardis ayrıca, "Kıbrıs Türk tarafının Annan Planı'nı kabul etmesi, taviz değildi ki, Türk tarafı bununla ödüllendirilsin; gerek Kıbrıslı Türkler, gerekse Türkiye Annan Planı ile istediği her şeyi aldı. Annan Planı müzakerelerin sonucu değil, BM Genel Sekreteri'nin hakemlik kararıdır" dedi.

Annan Planı aracılığıyla Kıbrıs'ın yeniden birleşmesinin mümkün olmadığını ifade eden Paşardis, planın olduğu şekliyle, "halkın ve ülkenin yeniden birleşmesini garanti altına almadığını, iki varlığın gevşek birleşimini sağladığını, bölücü unsurları ebedileştirdiğini, çıkmazların oluşturulmasını peşin hükme bağladığını ve de devletin işlevsizliğini sağladığını" iddia etti.


Kıbrıs Rum Meclis Başkanı ve AKEL Partisi Genel Sekreteri Dimitris Hristofyas da, Annan'ın, Kıbrıslı Türklerin referandumda evet demesinden dolayı izolasyonların kaldırılması gerektiği şeklindeki açıklamalarında, "Türk Kuzey" ifadesini kullanmasından dolayı duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Haravgi'ye göre, Baf'ta dün akşam düzenlen bir etkinlikte konuşan Hristofyas, bu açıklamaların kendilerinde üzüntü oluşturduğunu belirterek, BM Güvenlik Konseyi ve de Genel Kurulu'nun hiçbir kararının "Türk Kuzey" diye bir şeyden bahsetmediğine dikkat çekti.

"BM KARARLARININ KORUYUCUSU ADDEDİLEN ANAN, BUNLARI ÇİĞNEDİ"
Hristofyas, ayrıca, Rum Yönetimi'nin uyguladığı ve ilan ettiği tedbirler göz önünde bulundurulmaksızın, "Kuzey Kıbrıs'ın ekonomik açıdan kalkındırılmasından" bahsedilmesini de üzücü olarak nitelendirdi.

Kıbrıslı Türkler'in AB ile doğrudan ticareti sağlaması konusunda kararlar alınmasına da destek verdiklerini belirten Hristofyas, ancak Kıbrıs sorunun çözümünden önce uygulanacak herhangi bir tedbir ve üstlenilecek olan bu tür faaliyetlerin, uluslararası hukukun görmezden gelinmesine, "Kıbrıs Cumhuriyeti"nin değerinin düşürülmesine ve de "sahte devletin" yükseltilmesine izin vermemesi gerektiğini ifade etti.


Politis'e göre ise AKEL Basın Sözcüsü Antros Kiprianu da, Annan'ın açıklamalarını yorumlarken, BM Genel Sekreteri'nde, "sahte devletin" tanınmasına yol açan faaliyetlerden kaçınılmasıyla ilgili Güvenlik Konseyi kararlarının bulunduğunu anımsattı ve "Kıbrıs Cumhuriyeti"nin Kıbrıslı Türkler'e birçok konuda yardım ettiğini savundu.


Kiprianu, "Eğer Kıbrıslı Türkler bugün izolasyon altındaysa, bu Türk istilası ve sürmekte olan işgalden kaynaklanmaktadır" iddiasında bulundu. Alithia'ya göre, Kiprianu, yaptığı açıklamada ayrıca, partisinin, BM Genel Sekreteri'yle ters düşme niyetinde olmadığını, ancak BM'nin ilgili kararlarının akılda tutulması gerektiğini belirtti. Kiprianu, BM Genel Sekreteri'nin, BM kararlarının koruyucusu olarak addedilen kişi olduğunu, fakat Annan'ın bunları çiğnediğini savundu. Kiprianu, Annan'ın benzer görüşleri, referandum sonrasında Güvenlik Konseyi'ne sunduğu raporda da dile getirdiğini anımsattı.


Gazete bir başka haberinde, DİSİ Partisi Meclis Grup Sözcüsü Hristos Burguridis'in açıklamalarına yer verdi. Habere göre, Burguridis, Annan'ın açıklamalarını yorumlarken, bu açıklamalar üzerinde düşünülmesi gerektiğini söyleyerek, hiç kimsenin, Annan'ın "Türk Kuzey"e ilişkin tezini benimsemesinin mümkün olmadığını, böyle bir terminolojinin ve açıklamanın da bulunmadığını ifade etti.

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 23:59

İLGİLİ HABERLER