KAYNAK : Haber Vitrini
MONDRAGON’UN transferinde, Beşiktaş ile amansız bir çekişme içine Galatasaray, Kolombiyalı kaleciyi, Monaco Prensi Albert’in devreye girmesiyle renklerine kattı. Beşiktaş’ın Metz ile her şartta anlaşmasının ardından, Başkan Özhan Canaydın, Fransa’daki lobisini harekete geçirdi. Sahil şeridi olan Cote D’Azur’da en çok vergi verenler arasında beşinci sırada yer alan Başkan Canaydın’ın isteğiyle, şirketlerinin üst düzey yöneticileri Prens Albert’e ulaştı.
Cim-Bom’u tutuyor
PRENS Albert, Monaco ile oynanan maçlardan sonra, Galatasaray’ı tuttuğunu her fırsatta dile getirmiş, Sarı-Kırmızılılar’a övgüler yağdırmıştı. İşadamları, Mondragon’un transferindeki gelişmelerin kendi açılarından olumsuz geçtiğini Monaco Prensi’ne bildirip, yardım ricasında bulundu. Bu isteğe sıcak bir yaklaşım gösteren Albert, Metz Kulübü Başkanı Carlo Molinari’yi aradı. Prensin, Molinari’ye "Transferi Mondragon’un istediği gibi Galatasaray lehine bitirin" dediği bildirildi.
Molinari’den dönüş
BAŞKAN Molinari’nin Beşiktaş ile anlaşıp, Galatasaray için "Bu kadar ciddiyetsiz bir kulüp görmedim" şeklindeki ağır suçlamalarına karşın, Prens Albert’ten gelen telefon, Fransız Başkanı’nın transfere bakış açısını değiştirdi. Sarı-Kırmızılılar, Kolombiyalı kaleci için fiyat artırımına bile gitmeden, Beşiktaş’ın özel mukaveleye yazdığı 3 milyon 100 bin dolar karşılığında Kolombiyalı kalecinin işini bitirdi.
PERDE ARKASI
Galatasaray, Metz’de kaybettiği 1. Mondi Savaşı’nın rövanşını Paris’te aldı. 2. Mondi Savaşı’nın zaferle sonuçlanmasında; Başkan Özhan Canaydın’ın transferi onur meselesi yapması, Mondragon’un Beşiktaş’a yüz vermemesi ve Ali Dürüst’ün, Kolombiyalı kaleci üzerindeki etkisi rol oynadı.
Beşiktaş’ın, Metz’deki görüşmeden sonra zafer çığlıkları atmasının ardından Galatasaray yönetimi adeta pusuda beklediği Paris’te operasyonun düğmesine bastı. Yöneticiler önce karşılarına alıp, konuştukları Mondragon’dan "Galatasaray, benim ailem. Beşiktaş’a gitmem" yanıtını aldılar. Yıldız kaleci, Metz Başkanı Carlo Molinari’yi arayarak "Beni, ailemden ayırmayın. Bir yıl oynamam, yine de Beşiktaş’a gitmem" dedi. Bu sözler Metz’in aklını iyice karıştırdı. Yönetim ertesi gün de Mondragon’u apar topar Miami’ye gönderdi, İstanbul’daki eşini de hemen ABD’ye yolladı.
Fransa’da bir işadamı olarak tanınan Özhan Canaydın, bu gelişmelerden sonra kolları sıvadı. Bu ülkedeki şirketlerinin üst düzey yetkililerinden ve nüfuslu dostlarından sadece bu transferle ilgilenmelerini istedi. Ayrıca Metz’in sahibi olan şirketler grubu ile de temas kurdu. Fransa’nın, Canaydın için kendi savaş alanı olması Galatasaray’ın işini daha da kolaylaştırdı. Galatasaray’dan, Beşiktaş’ın verdiği parayı isteyen Metz yine Siyah - Beyazlı kulübe verdiği Meyrieu teklif ettiği zaman bile Canaydın pes etmedi. Başkan, "Gerekirse onu alır, bin yıl yedek oturtur, Mondragon’u yine de alırım" dediği öğrenildi.
Başkan Canaydın’dan "Mondi bizim" müjdesini alan Sarı-Kırmızılı yöneticiler espriyi patlattılar: "O zaman Beşiktaş’a, Eser’i verelim."(Milliyet)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 16:57