Yaşam
  • 24.5.2002 14:51

İŞTE, TEMEL FIKRALARINI ARATMAYACAK GERÇEK OLAYLAR...

KAYNAK : Haber Vitrini ANKARA (ÖZEL HABER)- Hala etkisinden kurtulamadığımız ekonomik kriz yüzünden geleceğe yönelik belirsizlik, Başbakan'ın hastalığı dolayısıyla bir aşağı bir yukarı oynayan piyasalar gibi küçük dertler yüzünden yeterince gerildik.Kısa bir süreliğine de olsa bu gerginliği atmanın en iyi yolu mizah. Ama birazdan okuyacaklarınız mizah tadında, yaşanmış gerçek olaylarlan oluşuyor.İşte, "Memleketimden dumur manzaraları" başlığıyla internette dolaşan birbirinden ilginç olaylar... MEMLEKETİMDEN DUMUR MANZARALARI 1) Benim dumurum klasik SSK dumuru. Kalp ameliyatı oldum. 4 ay rapor aldım ve bu 4 ayın sonunda rapor paramı almak için Fatih SSK'ya gittim. Klasik bir şekilde eksik evrakları parti parti söyledikleri için 3 gün uğraştım ve büyük gün geldi. Param hesaplanıyor. Bankodayım sorular geldi: -Hastanede yattın mı? -Heralde abi dedim, henüz evlerde kalp ameliyatı yapamıyorlarmış. Hiç yorum yapmadı, 2. Soruya geçti. - Çıktın mı peki?? Ve ben dumur.. -Hayır hala akşamları işten sonra yatmaya hastaneye gidiyorum.. Ve kafamı duvarlara vuracak soru geldi. -İstanbul'da kimsen yok mu yav. Niye hastanede kalıyorsun ki hala.... 2) Hani şu İETT'nin yeşil otobüsleri var ya; çevreci ve ABS frenli olanlar. Abi gayet güzel bir gün herkes kendi kıvamında ve tadında yolculuk ederken birden bir telefon sesiyle irkildik. Gazman'inki gibi çalıyordu. Neyse adam çalan telefonu açtı ve konuşmaya başladı. Biraz argosu rahatsız ediyordu çevreyi ama, asıl rahatsızlık veren kapalı olması gereken telefonun açık ve kullanılır vaziyette olmasıydı. Tabi çok geçmeden İETT şoförünün ikaz sesi duyuldu; -Beyfendi cep telefonuyla bu otobüste konuşmanız yasak! Adam hiç iplemeden konuşmaya devam etti. Şoför tekrar uyardı; -Beyfendi kime diyorum, cep telefonuyla konuşmanız yasak, aaaa! Adam hala konuşuyor valla hiç tınmıyor. Şoför daha fazla dayanamadı bir hışımla el frenini çektiği gibi, caaaart diye durdurdu otobüsü ve herifin tepesine dikildi. - Kardeşim ne laf anlamaz adamsın sen yaaaaa! Bu otobüste cep telefonuyla konuşamazssıııın. Yasak yaaa yasaaaaak! Şoförün bu hiddetli hareketinin ardından telefonla konuşan adam bir an duraksadı ve telefonda konuştuğu kişiye dönerek; - Aloo, Hilmi abi benim bu otobüste cep telefonuyla konuşmam yasakmış abi. Naapalım abi, tamam sen konuş ben sadece dinliyorum aabiii. Cümleten apıştık kaldık billa. 3) Geçen gün akşam vakti dolmuşta gidiyorum. Arkadan teyzenin biri bağırdı; evladım su sari kamyonetin yanında indiriver. Dolmuş şoförü dumur olmuş bir vaziyette; -iyi de teyze o kamyonet hareket halinde nerde duracağını nerden bileyim.... 4) Bir halk ekmek büfesinde mükemmel bir yazı gördüm. Sanırım satıcı kendi el yazısıyla yazmıştı. Üstünde "lütfen veresiye istemeyin sonra vallahi unutuyorum" yazıyordu. 5) Geçen sene hava harb okulunun sınavına gitmek için Bursa terminalinde otobüsümü bekliyodum. Bu ilginç olaya tanık oldum. Adamın teki karısını İstanbul’a yollamak için bi otobüs firmasından bilet almıştı. Fakat otobüs firması adama ayırdığı bileti başkasına satmış. Adamda bu sinirle gişede görevli olan memura şu şekilde bağırıyordu. 'Karimi s.. s. Götüreceksiniz İstanbulaaaaaa. 6) Şimdi arkadaşımla Taksim'de takılıyoruz, bir adam ağlayan çocuğunu susturmaya çalışıyor. Yanda da bir polis var; sonra adam çocuğa dedi ki; -Sus yoksa seni polise veririm. Yandaki polis de bir dellendi -Lan geri zekalı, biz adam mi yiyoruz da bize veriyon çocuğu? 7) Bir gün İzmir' de belediye otobüsünde gidiyoruz arkadaşlarla. Bizim arkadaş bos yer buldu ve oturdu. Sonraki durakta da eli bastonlu yaşlı bir amca geldi. Arkadaş da kıllığına adama yer vermedi. Adam o arkadaşın oturduğu koltuğun yanına geldi ve ayakta arkadaşın yer vermesini bekliyor. Fakat arkadaş yerini vermedi. Neyse adamcağızın da yazık bastonu otobüs hareket ettikçe bi o tarafa bi bu tarafa kayıyo. Arkadaş dayanamadı ve yaşlı amcaya 'amca bastonun ucuna lastik takarsan kaymaz' dedi. Adam şöyle baktı sonra 'o lastiği zamanında baban taksaydı şimdi sen olmazdın, ben de orda oturuyo olurdum' deyince bütün otobüs koptu. Arkadaş o gün bu gündür belediye otobüsüne binmez. 8) Bu komik olayı arkadaşım anlattı. Arkadaşım, okulun İngilizce hazırlık bölümünde gereken "more reading power" adlı kitabı almak için okulun yakınına tezgah açan kitapçıya gitmiş. Kitapçıya kitabin ismini söylediğinde adam ona üzerinde yalnızca "reading power" yazan mor renkli bir kitap uzatmış. Arkadaş doğal olarak kitabın o kitap olmadığını, "more reading power" adli kitabı istediğini yinelemiş. Adam ise şu cevabı vermiş: - Kardeşim bu mor ya işte. Alacaksan al şunu, almıyosan tezgahın önünü kapama! 9) Bir kız arkadaşım ve ablası beraber Zeki Triko'ya gidiyolar mayo bakmaya. Neyse bi bayan ilgileniyo, arkadaşımın ablası bi mayo beğeniyo, bayan diyo ki "aa cok güzel bi tercih yaptınız, zaten onun çizimini Zeki beyle ikimiz yaptık, ben Zeki beyin yeğeniyim." Ablamız "aa sizin de mi soyadınız triko?" Deyince, arkadaşım arkasına bakmadan olay mahallinden uzaklaşıyo. 10) Bir gün böle 3-4 arkadaş Ankarada (ankara metrosu) istasyonundayız; bekliyoruz metroyu. Tam da okulların çıkış saati filan, etraf hınca hınç dolu. Neyse 2-3 dk. Sonra metro geldi herkes hücum etti; biz baktık "alet çok doldu bi sonrakine binelim" dedik ve gittik ordaki banklardan birine oturduk. Daha tren gitmemiş bir ding-dong ve anons: "İstasyonlarımızda gereksiz bekleme yapmak yasaktır" Biz sallamadık nolcak filan derken bir ding-dong daha ve ikinci anons: "Hişt gençler size söylüyorum binin lan trene" 11) İşhanımızın kapıcısı İsmet abiye bir gün laf olsun diye "İsmet abi binada dinozor görmüşler. İlaçlamazsan çoğalırlar, hastalık yaparlar"dedim. O da, "ula dinozor ne ki?" Diye sordu. Yemi yuttuğunu gorünce sıraladım: -"Küçük, fare gibi bir hayvan, çabuk ürer". Bir sure detaylı "attim" hepsine inandı. Yarım saat sonra "İsmet abi, sana şaka yaptım, dinozor filan yok burada" dedim. Cevabı yüzünden iki dakika kendime gelemedim: "Ben biliyordum zaten. Hayvanat bahçesinde hiç mi dinozor görmedim ki" 12) Bir arkadaşım küçük bir firmanın otobüsüne biniyor. Otobüs hareket ettikten kısa süre sonra şoför mikrofonu eline alıyor ve şunları söylüyor: "Hostes bacımız iki gündür uyumuyor. Muavin de amcasının cenazesinden geldi. Bugünlük su filan içmeyin. Elleşmeyin gariplere... Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 16:57

İLGİLİ HABERLER