Gündem
  • 9.1.2014 00:04

İşte Zekeriya Öz ile görüşen o iki isim

T24 sitesi, Zekeriya Öz’ün Başbakan Erdoğan tarafından kendisiyle görüşmek üzere gönderildiğini söylediği isimlerden birinin Kamu Başdenetçisi Nihat Ömeroğlu olduğu iddiasına yer verdi.

Kulislerde konuşulan diğer isim ise Balyoz davasında 102 komutanın tutuklanmasıyla ismi gündeme gelen Ali Efendi Peksak Balyoz Davası'nın önemli hakimlerinden biriydi.

Bakırköy Başsavcı Vekilliği'ne atanan Zekeriya Öz, yaptığı basın açıklamasında Başbakan Tayyip Erdoğan’ın operasyonu durdurması için kendisine iki kişi gönderdiğini ileri sürmüştü. Başbakan Erdoğan’ın iddiaları yalanlamasına karşın, Öz’ün aktardığı buluşmanın gerçekleştiği ve açıklamasında bahsettiği “yüksek yargı kökenli” hukukçunun Kamu Başdenetçisi Nihat Ömeroğlu olduğu söyleniyor.

DİĞER İSİM ORTAYA ÇIKARSA...

T24, savcı Öz'le görüşen isimlerden birinin Ömeroğlu olduğunu söylerken diğer isim ile ilgili ipucunu ise Cemaat'e yakın olan ve Ankara'dan kulis bilgileri veren "@twitankara" adlı adres verdi.

Twitankara şunları yazdı: "Eğer A. E. P. ismi doğruysa, Savcı Öz'ün onun adını açıklaması mümkün değildir. Aksi takdirde ülke baştan dizayn edilir."

O İSİM ALİ EFENDİ PEKSAK MI

Kulislerde görüşmeye katılan ikinci ismin Ali Efendi Peksak olduğu iddia edildi. Öz'ün otel kayıtlarını elinde tuttuğu da iddialar arasında.

Hakim Ali Efendi Peksak, Balyoz davasında ismi sıkça gündeme gelen bir kişiydi.
Sanık avukatları, hakim Peksak'ın dosyayı iyi incelemeden, savcılığın mahkemeye gönderdiği herkesi tutuklandığını söylemişlerdi. Ayrıca TÜBİTAK raporlarını isteyen avukatların taleplerini de reddetmişti.

T24'ün Nihat Ömeroğlu ile ilgili haberi şöyle:

"Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) hakkındaki iddiaları yanıtlamasına izin verdiği Savcı Zekeriya Öz, gün içinde hem yazılı açıklama yaptı, hem de gazetecilerin sorularını yanıtladı. Öz, yazılı açıklamasında Başbakan’ın yolsuzluk soruşturmasını durdurması için kendisine iki kişi gönderdiğini ileri sürdü. Öz, “Başbakan tarafından gönderilen yüksek yargı kökenli 2 kişiyle Bursa'da görüştüm. Bu kişiler bana 'bizzat Başbakan'dan özür dile. Soruşturmayı durdur' dedi” ifadelerini kullandı.

Açıklamadan kısa bir süre sonra Singapur’da olan Başbakan Erdoğan, Zekeriya Öz’ün iddiasına yanıt verdi. Başbakanlık kaynakları Erdoğan’ın iddiayı “tümüyle iftira” olarak nitelediğini aktardı.

Ancak Zekeriya Öz’ün yolsuzluk soruşturması başladıktan sonra, 22 Aralık 2013’te tarif ettiği gibi “yüksek yargı kökenli” bir isimle buluştuğu öne sürüldü. Bu kişinin, kariyerinde Bursa hakimliği de bulunan, 2005’te başlayan Yargıtay üyeliği ardından 2012’de TBMM Genel Kurulu’nca Kamu Başdenetçisi olarak atanan Nihat Ömeroğlu olduğu aktarıldı.

Öz’ün kamuoyunda “Ombudsman” olarak bilinen Ömeroğlu’na “ağabey” diyecek düzeyde bir yakınlık duyduğu belirtilirken ilgili buluşmanın Öz’ün ailesinin de yaşadığı Bursa’da gerçekleştiği konuşuluyor. Aktarılanlara göre, Öz ile Ömeroğlu, yolsuzluk operasyonu başladıktan altı gün sonra, 22 Aralık’ta Bursa’daki Crowne Plaza Otel’de buluştu.

Zekeriya Öz ne demişti?

Savcı Zekeriya Öz’ün HSYK’dan aldığı izin üzerine bugün (8 Ocak 2014) yaptığı yazılı açıklamanın ilgili bölümü şöyle:

“Hakkımdaki bu iddialar (Öz, “Dubai’deki tatilinin faturasını yolsuzluk soruşturması kapsamında gözaltına alınan iş adamı Ali Ağaoğlu’nun ödediği” ve “iki sene içinde 22 kez yurt dışına çıktığı” iddialarını kast ediyor- T24) Sayın Başbakan tarafından açıklanmadan önce Yüksek Yargı kökenli olan, daha önceden tanıştığım ve saygı duyduğum iki kişi bizzat Sayın Başbakan tarafından bana gönderilmiştir. Bursa’da bir otelde görüştüğüm bu kişiler Sayın Başbakan’ın bana çok kızgın olduğunu, hakkımda ağır laflar ettiğini, bir mektup yazarak kendisinden özür dilemem gerektiğini, hükümete yönelik soruşturmaların derhal durdurulmasını, aksi takdirde zarar göreceğimi ve bunun sonuçlarının benim için ağır olacağını, emniyete neden gittiğimi, bunun herkesi çok kızdırdığını söylediler. Tehdit niteliğindeki bu haberi getiren kişilere, soruşturmanın benim dışımda vicdanları ve kanunlar çerçevesinde görev yapan savcılar tarafından yönetildiğini, kaldı ki kuvvetli deliller nedeniyle bir çok şüphelinin tutuklandığını, kuvvetli deliller bulunduğunu, emniyet müdürlüğüne yeni atanan personelin şüphelilere sorulmak için hazırlanan soruları değiştirdiği yolunda bir ihbar yapılması üzerine gittiğimi ve sorulacak soruları kapalı zarf içinde mühürlü olarak teslim aldığımı, başıma gelecek en kötü şeyin ölüm olduğunu, görevim nedeniyle ölmem halinde de görev şehidi olacağım için bunun benim için şeref olduğunu ifade ettim. Bu cevabımdan sonra çok zarar göreceğim bana söylendi.

Daha sonra kamuoyunda ikinci yolsuzluk operasyonu olarak isimlendirilen dosyada ilgili savcılarla görüşerek bu soruşturmaya müdahale etmem gerektiğini, işin farklı boyutlara kaydırılmasını, bu konuda yardımcı olmam gerektiği söylendi. Ben de o soruşturmadan bilgimin olmadığını, soruşturmanın TMK 10. maddesiyle ilgili yetkili başsavcı vekilliği tarafından yürütüldüğünü belirttim Bu gelişmeden bir gün sonra Sayın Başbakan tarafından şahsıma yönelik gerçek olmayan iddialar dile getirildi. Bazı basın yayın organları da bundan sonra şahsıma yönelik yıpratma kampanyasına başladı ve halen bu saldırılar devam etmektedir. Bu konuda gönderdiğim tekzipler de yayınlanmamaktadır.”

Odatv.com

Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 08:39

İLGİLİ HABERLER