
Japonya'da Kürtleri sınır dışı etmek için gösteriler yapılıyor
Japonya Birinci Partisi, özellikle de Kürtleri Japonya'dan sınır dışı etmek için bir miting düzenledi. Japonya'da 1990'lardan beri küçük bir Kürt Müslüman nüfusu vardı, ancak nüfus son beş yılda hızla arttı. Kürtlerin çoğu Türkiye'de yaşıyor. Yerli Japon halkı, Kürt Müslümanların sınır dışı edilmesini talep ederek protestolar başlattı.
İrfan Aktan Japonya'da yaşayan Kürtlerin durumunu değerlendirdi: Mültecilik hakkı verilmiyor
Japonya'da ırkçı bazı gruplar ve siyasetçiler ülkede yabancılara karşı zaman zaman gösteriler düzenliyor. Ülkedeki Kürler de ırkçılarla ve göçmen karşıtlarının hedefi olabiliyor.
Japonya'da hükümetler bugüne kadar Kürtlere mültecilik hakkı da vermiş değil.
Ülkede temmuz ayında genel seçimler yapılacak. Japonya'da yaklaşık 2 bin Kürt yaşıyor. Genel seçimlerden önce bazı partiler ve muhafazakar siyasetçiler Japonya'daki göçmenlere karşı gösteriler düzenliyor.
Japonya’daki Kürtlerin durumunu yakından bilen gazeteci İrfan Aktan, Rûdaw TV 17.00 bültenine konuk oldu. Aktan, Japonya'da yaşayan Kürtlerin durumu hakkında değerlendirmede bulundu.
İrfan Aktan, Japonya'da yaklaşık 2 bin Kürt bulunduğunu ve çoğunluğunun da 1990'lı yıllarda Maraş’tan gittiğini söyledi.
Aktan'a göre, 1990’lı yıllarda yayla yasağı başlayınca Maraş’ta Mehkani aşireti mensupları besledikleri hayvanları satarak Japonya'ya göç etti. Aşiret mensuplarının Japonya'yı tercih etmesinin nedeni de vize mecburiyetinin olmamasıydı.
Kürtler 35 yıldır Japonya'da yaşıyor
İrfan Aktan, 35 yıldır Kürtlerin Japonya'da yaşadığını ve mültecilik hakkı elde etmek için birçok kez başvuruda bulunduklarını ancak hiçbir zaman bu başvuruların kabul edilmediğini belirtti. Aktan bunun sebebi hakkında şöyle konuştu:
"Japonya, Kürtlerin ülkeye gelişini siyasi değil, ekonomik bir sorun olarak görüyor. Ama gerçekte sorun siyasi çünkü devlet yaylalara çıkmayı yasakladı ve Kürtler de göç etmek zorunda kaldı. Devlet yaylalara çıkmayı yasakladığında önlerinde hiçbir yol kalmamıştı. Ayrıca Japonya Türkiye ile ilişkilerini bozmak istemiyor. Kürtler yüzünden sorun çıkmasını istemiyorlar. Mesela Ordu Fatsa’dan da Türkler Japonya'ya gitmiş. Ancak Türkiye onlara sahip çıkıyor. Türkiye 2019’da Nagoya’da bir konsolosluk açtı. Fatsalılarla çok ilgililer ama Kürtlere sahip çıkmıyorlar. Kürtleri yabancı olarak, sorun olarak görüyorlar.’’
İrfan Aktan, şu anda Japonya'da Kürtlerin hiçbir hakkı olmadığını ve istedikleri işi yapamadıklarını, sadece inşaat ve tehlikeli işlerde çalışabildiklerini belirtti. Aktan'a göre Kürt çocukları da sadece 8 yaşına kadar okula gidebiliyor. Üniversiteye gitmek içinse ‘’gözlem altındaki kişi’’ statüsü denilebilecek bir çeşit statüyü kabul eden üniversiteleri bulmaları lazım.
Gazeteci Aktan ayrıca; 2023’ten bu yana ülkede Kürtlere karşı bir kampanya yürütüldüğünü, Japonya'daki Kürtlerin çocuklarının parklara gitmekten korktuğunu, markete gittiklerinde ırkçıların peşlerinden gelip onları rahatsız ettiğini söyledi.
Japonya'daki Kürt Nüfusu
Kürtler veya Kürt halkı , Batı Asya'da, güneydoğu Türkiye, kuzeybatı İran, kuzey Irak ve kuzey Suriye'yi kapsayan Kürdistan bölgesine özgü İrani bir etnik gruptur. Kürtler, Orta Doğu'da tahmini 30 ila 35 milyon kişiyle dünyanın en büyük vatansız etnik nüfusu olarak kabul edilir. Kürtlerin yerinden edilmesi ilk olarak yirminci yüzyılın başlarında ortaya çıkmış olsa da, Japonya'daki Kürt göçü sorunu ancak son on yılda önemli bir sorun haline geldi. Japonya'da 1990'lardan beri küçük bir Kürt nüfusu vardı, ancak nüfus son beş yılda hızla arttı. 2025 itibarıyla, tahminlere göre Japonya'daki Kürt nüfusu yaklaşık iki bin ila üç bin kişi olacak ve çoğunluğu Güney Saitama vilayetindeki Kawaguchi ve Warabi şehirlerinde yaşayacak. Her ne kadar birçok Kürt sığınmacının Japonya'da yasal olarak çalışmasına izin verilmese de, birçoğu yetersiz istihdamla karşı karşıya olan Japon ekonomisinin kilit bir sektörü olan inşaat ve yıkım sektöründe "yasadışı" olarak çalışmaktadır.
Japonya'nın Göç ve Sığınma Politikaları
Japonya, 1981 yılında Birleşmiş Milletler (BM) Mültecilerin Statüsüne İlişkin Sözleşmesi'ne taraf olduğundan beri , mültecileri kabul etmek ülkenin göç politikasının bir parçası olmuştur. Ancak Japonya'nın göç politikası, 2024 yılında %1,5'lik mülteci kabul oranıyla (12.373 başvuru sahibinden 190 kişi) örneklendirilebilecek kısıtlayıcılığıyla bilinmektedir .
Bu, Japon hükümetinin Kürt mülteci sorununa ilişkin yaklaşımını etkiledi. Japonya Mülteci Statüsü Tanıma Ofisi müdür yardımcısı Yasuhiro Hishida, yetkililerin mültecilik sürecinin yaygın bir şekilde suistimal edildiğinden şüphelendiğini söyledi. Başvuranların çoğu, şu anda çatışma bölgesi olarak kabul edilmeyen ülkelerden geliyor ve bu da onların zulümden kaçan mülteciler yerine ekonomik göçmenler olduklarını gösteriyor. Ancak, bu kişilerin " tehlikeli bir yaşam " ile karşı karşıya olduğunu iddia eden Japon Mülteciler Derneği sözcüsü Shiho Tanaka da dahil olmak üzere göçmen savunucuları bu iddiaya karşı çıktı. Daha önce Japonya'ya sığınma başvurusunda bulunan Kürt gazeteci Eyyup Kurt , Türk polisi tarafından beş kez tutuklanmış ve hatta bir IŞİD üyesi tarafından vurulmuştu.
Uzmanlar ayrıca, Japon hükümetinin Türk rejimiyle olumlu ekonomik ve diplomatik ilişkiler sürdürmek için Kürtleri mülteci olarak kabul etmeyi reddettiğini savunuyor. Türkiye, Kürtlerin oy hakkı ve vatandaşlık hakları nedeniyle ayrımcılığa uğrayan bir azınlık olmadığını iddia ediyor.
Kürtler Kalıcı Belirsizlik İçinde
Tokyo Yabancı Diller Üniversitesi'nde araştırma görevlisi olan Sohrab Ahmadian , Japonya'daki Kürt göçmenleri iki ana gruba ayırıyor: Başvurularını göçmenlik bürosuna kaydettiren sığınmacılar ve ilk birkaç ay içinde yasal ikamet sürelerini kullanıp sonrasında herhangi bir başvuruda bulunmayan ve Japonya'da düzensiz olarak kalmaya devam eden "geçici ikamet edenler". Öğrenci veya vasıflı işgücü programları aracılığıyla Japonya'ya giren diğer göçmenlerle karşılaştırıldığında, birçok Kürt Türk hükümetinin zulmünden kaçmak için sığınma başvurusunda bulunuyor. Ancak, Japonya'nın kısıtlayıcı göç politikası nedeniyle, tarihte yalnızca bir Kürt'e sığınma hakkı tanındı.
Buna karşılık, çoğu Kürt başvuru sahibi "geçici tahliye" statüsünde kalıyor ; bu statüde geçici olarak gözaltından serbest bırakılıyorlar, yasal olarak çalışamıyor, sağlık sigortasına erişemiyor veya daimi ikamet başvurusunda bulunamıyorlar. Buna karşılık, birçok Kürt, Japonya'ya Türk pasaportlarıyla girmeyi tercih ediyor ve bu da onlara ülkede doksan gün vizesiz kalma olanağı sağlıyor . Bazıları ülkeye girdikten sonra sığınma başvurusunda bulunsa da, çoğu göçmenlik görevlilerinin dikkatini çekmemek için başvurmamayı tercih ediyor. Sonuç olarak, Kürtler mülteci statüsü için tekrar tekrar başvurdukları ve sonunda reddedildikleri bir belirsizlik içinde kalıyorlar. Bu arada, sığınmacılar hayatta kalmak ve yurtdışındaki aile üyelerine yardım etmek için "yasadışı" işlerde çalışıyorlar.
Güncellenme Tarihi : 13.7.2025 12:30