Yaşam
  • 10.11.2011 17:34

JÖN OLMA UĞRUNA 18 ESTETİK AMELİYAT GEÇİRDİ...

Değişik bir yaşam öyküsü onunki... Bir insanı 18 estetik ameliyat yaptırmaya yönelten olaylar zinciri...

Bir-iki ay önce birkaç televizyonun ana haber bültenindeydi. Oyuncu olmak için 18 ameliyat geçiren genç bir erkek… Çok kolay kavranamayacak bir arzu, anlaşılmayı bekleyen bir ruh hali.
ızini bulduğumda, bir ay Belçika’da olacağını söyledi. Enver Akbaş’ın hikâyesini Beyoğlu’nda, Yeşilçam’ın Yeşilçam olduğu zamanlarda başka türlü işlek olan bir sokakta dinledim.
Akbaş, Ankara Ayaş’a bağlı Çanıllı beldesinde çiftçi bir ailenin çocuğu. Liseye giden iki de kız kardeşi var. O 13 yaşında ayrılmış; ailesi hâlâ köyde.
Öyle küçüklükten ‘Ben oyuncu olacağım’ diye büyüyen bir çocuk falan değil. Ama hayata erken atıldığı kesin: “Bizim oranın sütü meşhurdur. Gece üçte kalkardım. Süt toplayıp sabah 8’de benzinliğe yetiştiriyordum. Öğle arasında, teneffüslerde, okuldan sonra bir saat kantinde çalışıyordum. Akşamları 12’ye kadar domates toptancılığı, tüpçülük, camcılık yapan bir abimin yanında çalışıyordum. Meslek lisesi olduğu için çarşamba, perşembe staja gidiyordum, oradan maaş alıyordum. Cumartesi, pazar da sanayi sitesinde akrabalarımın kaynakçı dükkânları vardı, orada da kaynakçılık yapıyordum. Bu şekilde üç yıl çalıştım. Beş maaşlı iş yani…”

Tesadüfen oyuncu
19 yaşındayken ‘kilo vermeye yardımcı gıda takviyesi pazarlama ve tanıtımı’ diye özetlediği bir işe girişti. Sigortası olmayan, prim temelli bir iş. Ama artık soranlara bir nevi ‘beslenme uzmanı’ olduğunu söyleyebiliyordu.
ışte o toplantıların birinde bir ajans sahibi keşfeti Enver’i. Tanışmalarının üzerinden altı ay geçtikten sonra ‘Adanalı’ dizisinde bir mahkûmu canlandırması için teklif gelmişti. şaşırdı, “Doğru insanı mı arıyorsunuz?” dedi ama gitti de.
Küçük bir rol; Maraz Ali’inin hapisane arkadaşlarından biri… Ali tahliye oldu mu, üç dört bölüme o da diyet dünyasına geri döndü mecburen. Ama Enver Akbaş biraz değişmişti de: “Başrol oyuncusuna gösterilen o ilgi çok hoşuma gitti. Kendi kendime ‘Ben bu işi yapmak istiyorum’ dedim”.
Bir süre sonra yine birkaç bölüm için ‘Deniz Yıldızı’ adlı dizide mafyanın adamlarından birini canlandırdı. Yine mest... Fakat kaygılıydı da: “O zamanki yüz tipime bakarak ‘bana iyi adam rolü gelmeyecek’ diye düşündüm. Bu işe bir el atmak istedim. Önce özel bir tiyatroda iki ay diksiyon ve tiyatro eğitimi aldım. Sonra da yüzüm… Çene yapımdan dolayı dişlerim dilimi çiziyordu ve dilim şişiyordu. Zaten bunun için ameliyat olmak istiyordum. Yani aslında sağlık gerekçesiyle başladım.”

‘Oğlum sen ne yaptın’
ışte bundan sonra iki yıllık bir ameliyat maratonu başladı. Baştan kayda geçsin, bu ameliyat serisinin ederi 52 bin TL. Enver’in bütün çalışma hayatı boyunca biriktirdiği para yani…
Önce bir yıllık ortodonti tedavisi gerekiyordu. Diğer yandan da kafasında bir plan vardı. Hayatının gidişatına el atmaya karar vermişti bir nevi. şöyle düşünüyordu: “Madem oyunculuğa başladım. Kepçe kulak problemim vardı, bu da aradan çıksın dedim. Önce bir kulağım, sonra dengelenmedi diye öbür kulağım… Bir de kaşlarımın arasında bir ben vardı. Benim için eksi olabilir, zaten sevmiyorum. Onu da aldırdım. Geniz etini zaten aldırmam gerekiyordu. Arkasından burun kemiğimi aldırdım. Ameliyatta problem çıkınca sonra bir burun ameliyat daha olmam gerekti. Ondan sonra da çift çene ameliyatımın tarihi geldi zaten. Üst damağım kesildi, dişlerim yukarı gömüldü. Üst çenem ileri alındı. Alt çenem kesildi, geri alındı. Çene ucu tıraşlandı. Küçük dilime kadar tamamen kırıldı yani… Ameliyattan sonra yeniden burun problemleri çıktı. Toplamında 18 operasyon etti işte.”
Anlattıkları üzerimde narkoz etkisi yaratmıştı. Sonuçta saç kestirmiyor, çenesini kestirmiş.
Sonrası da pek kolay geçmedi tabii. Bir buçuk ay annesinin hazırladığı sıvı mamayı şırıngaya doldurup emerek beslendi. Ağzını, aynada kendine bakarak buluyordu. Aynı esnada köydeki aile evi “Vah vah, oğlum sen ne yaptın” diye söylenen teyzelerle dolmuştu. Çektiği acı yüzünden bu işlere giriştiği için bir ara pişman da oldu. Ama sonra uzun süredir görmediği teyze oğlu onu tanıyamayınca pişmanlığı unuttu.

Reklamın iyisiyle kötüsü
Enver Akbaş’ın ana haber bültenlerine çıkışı son ameliyatından sonrasına denk düşüyor. Bazı çekimlerde hâlâ suratı şiş hatta. Bir ahbabı sayesinde Ankara’da bir yerel gazetede yapılan haber ulusal medyaya sıçrayınca iş büyüdü. ‘Oyuncu olmak için 18 ameliyat geçiren adam’ olarak küçük çaplı bir şöhret edindiği bile söylenebilir.
Buluştuğumuzda biraz medyadan yakındı. Daha önceden az da olsa oyunculuk yaptığını, yani aslında ameliyatlar sayesinde oyuncu olmadığını söylüyordu. Ama bu hikâye tutmuştu işte.

Yeni Yeşilçam: Cihangir
Diğer yandan sağlık sebeplerinden söz etse de böyle sancılı ve de pahalı bir iş için temel motivasyonunun oyunculuk olduğu da ortada. En azından ‘kötü adam oynamamak’ gibi bir arzu… ‘Reklamın iyisi kötü olmaz’ noktasına kendisi gelmiş zaten.
şimdi aynada bambaşka birini görüyor. Peki gerçekten işe yaramış mı bu ameliyatlar? Yeni haliyle kamera karşısına geçmiş değil. Konuk oyunculuk için bazı dizilerle görüşmelerin sürdüğünü söylüyor. Üstelik artık ‘oyunculuk eğitimi’ de var.
Belçika’daki bir aylık bu eğitimi, çok soru sorduysam da tam kavrayamadım. ‘Uluslararası ticaret ve girişimcilik üzerine bir proje’ sayesinde gidiyor asıl. Ama aynı esnada internetten bulduğu ücretli bir oyunculuk kursuna da katılıyor. Günlük terimler için gitmeden Fransızca dersleri almış. Ama oyunculuk kursu Türkçe. “Benim amacım yurtdışında oyunculuk eğitimi aldı dedirtmekti. Bunu da başardım” diyor. Çayından bir yudum almamış, bardak buz. O kadar heyecanlı anlatıyor ki, bir şey diyemiyor insan.
“120’yi aşkın kişisel gelişim kitabı bitirdim. Stanislavski’nin tiyatro kitaplarını defalarca okudum” diyen, idolleri Ertan Petekkaya ile Timuçin Esen olan bir adam… şu anda sokakta onu tanıyan çıkarsa da ameliyat haberleri yüzünden oluyor ama o içindeki oyunculuk hayaliyle yaşıyor.
Biriktirdiği bütün parayı yüzüne yatırmış. Aradaki süreçte çalışmamış; bir de borçlar… şu anda ciddi bir şekilde işe ihtiyacı var. Ama sonuçta Belçika’da onu Marc Anthony’ye benzeten olmuş mu? Olmuş. şu anda bir menajeri var mı? Var. Gerisi için de umutsuzluğa düşmemeye çalışıyor.
“Sektöre girmek zor, biliyorum. Her tür role yönelebilirim, o derecedeyim. Karamsarlığa düşmüyorum. Bu sezon işiniz olabiliyor, sonra boş durabiliyorsunuz. Emeğimin boşa gitmeyeceğini umuyorum. Hayatımda nedense her şey hep zor oldu. ıki metrelik yeri iki kilometre olarak gittim ben. Ama çok şey öğrendim. Yaşım 25 ama öyle hissetmiyorum” diyor.
Merak ettim, kimliğinde hâlâ eski fotoğrafı var. “Polis durdursa, geceyi karakolda geçiririm” diyor gülerek. Sırf bu yüzden telefonunda eski fotoğraflarını taşıyor. Çok hoşnut bu durumdan.
Oturduğumuz sokağın bir duvarındaki bu oyuncu karikatürlerinin önünde poz vermek hoşuna gidiyor Enver’in. Bu buluşmadan sonra Cihangir’e gidecek. “Yeni Yeşilçam orası” diyor. Haklı belki de.
Ayrılırken dileği şu: “Artık inşallah magazin programlarında görürsünüz beni. Magazine bayıldığımdan değil, ama işte ünlü olunca mecbur…”

pınar öğünç / radikal

Güncellenme Tarihi : 23.3.2016 12:24

İLGİLİ HABERLER