Gündem
  • 14.11.2003 11:37

KADINLARDAN MİLLETVEKİLLERİNE AZGIN TEKLİF!...

İFFETTEN RAHATSIZ OLDULAR Kendilerine 'TCK Kadın Çalışma Grubu' adını veren bir grup, yeni TCK tasarısını yerden yere vurdular. Cinsel özgürlüğün sınırsız olmasını istediler. Hazırladıkları toplam 44 sayfalık dosyayı Meclis’te dağıtan kadınlar, ''kişinin cinsel bütünlüğünü, kelime anlamı ‘namus, iffet, şan, şeref’ olan ‘ırz’ kavramı ile eş tutan yaklaşım, kişinin cinsel hak ve özgürlüklerinin korunmasını engellemektedir'' dediler. EDEP VE HAYÂ KALMAMIŞ Milletvekillerine dağıtılan dosyada; ''Genel ahlâk kuralları, edep töreleri, hayâsız hareket gibi kavramlar, TCK kapsamında, hukuki özellik çerçevesinde tanımlanamazlar. Zamana ve topluma göre değişiklik gösteren, bireyin hak ve özgürlüklerini kısıtlayan ve ihlal eden ‘edep’ ve ‘hayâ’ gibi ifadeler üzerinden yapılan düzenlemelerin TCK’da yeri yoktur'' denildi. DESTEK ALDILAR Aralarında Mor Çatı Cumhuriyet Kadınları, İstanbul Valiliği Kadın Statüsü Birimi, İzmir Barosu Kadın Komisyonu gibi oluşumların da bulunduğu kuruluşlar, daha önce de Cumhurbaşkanı Sezer, CHP lideri Baykal, Cumhuriyet Başsavcısı Kanadoğlu ve dönemin MGK Genel Sekreteri Org. Kılınç’ı ziyaret ederek destek istemişlerdi. İstedikleri desteği alan kadınlar, şimdi ise bir dosya hazırlayıp Meclis’i kuşatma altına aldılar. Cinsel özgürlük adı altında, Atatürk döneminde de kanunlarda yer alan 'haya', 'iffet', 'namus' gibi kavramların kanunlardan çıkarılmasını öneren çağdaşlar, atağa geçtiler. Kadının İnsan Hakları Projesi Platformu’na bağlı TCK Kadın Çalışma Grubu, milletvekillerine bir dosya göndererek, yeni TCK tasarısını yerden yere vurdular, cinsel özgürlüğün sınırsız olmasını istediler. Cumhuriyet Kadınları Derneği, Diyarbakır Barosu Kadın Komisyonu, İstanbul Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi, İstanbul Valiliği Kadın Statüsü Birimi, İzmir Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi, İzmir Barosu Kadın Komisyonu, Kadının İnsan Hakları Yeni Çözümler Vakfı ve Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı isimli kuruluşların hazırlayıp Meclis’te dağıttığı dosya tepki topladı. GELENEKLERE BAĞLI KALMAK İLKELLİKTİR Toplam 44 sayfalık dosya, Cumhuriyet’in ilk yıllarının önemli jakoben isimlerinden birisi olan Mahmut Esat Bozkurt’un bir konuşmasından alıntıyla başlıyor. Bozkurt’un, ''Gelenek ve göreneklere sıkı sıkıya bağlı kalmak savı, insanlığı en ilkel durumdan bir adım ileriye götüremeyecek kadar tehlikeli bir kuramdır'' şeklindeki sözlerine yer verildi. IRZ KELİMESİNİ YASALARDAN ÇIKARTIN Yeni tasarıda değiştirilmesi düşünülen maddelere ilişkin tavsiyelerin yer aldığı dosyada, kanun metinlerinden 'ırz' kavramının çıkartılması istendi. Metinde, ''Kişinin cinsel bütünlüğünü, kelime anlamı ‘namus, iffet, şan, şeref’ olan ‘ırz’ kavramı ile eş tutan yaklaşım, kişinin cinsel hak ve özgürlüklerinin korunmasını engellemektedir'' denildi. HAYÂSIZLIĞA ENGELOLAMAZSINIZ Milletvekillerine dağıtılan dosyada önerilen tekliflerin çoğu da 'toplumsal değerleri' küçümsüyor. Platformun metninde, 'hayâsızca hareketler'in Türk Ceza Kanunu kapsamında ele alınmasını eleştirilerek, şöyle denildi: ''Hayâsızca hareketler TCK kapsamında suç olarak tanımlanıp cezalandırılabilecek davranış değildir. Günümüz hukuk devleti anlayışında, kişilerin en temel haklarından biri olan cinsel özgürlüğü sınırlayan hukuk kurallarına yer yoktur. Tam tersine, ceza hukukunun önlemesi gereken suçlar; ahlâki, dini ya da herhangi bir gerekçeyle cinsel özgürlükleri sınırlandırmaya yönelik suçlardır. Bu nedenle ‘Hayâsızca Hareketler’ maddesinin kaldırılması gerekir. ‘Genel ahlâk kuralları’, ‘edep töreleri’, ‘hayâsızca hareket’ gibi kavramlar TCK kapsamında, hukuki özellik çerçevesinde tanımlanamazlar. Zamana ve topluma göre değişkenlik gösteren, bireyin hak ve özgürlüklerini korumak yerine, onları kısıtlayan ve ihlal eden ‘edep’, ‘hayâ’ gibi ifadeler üzerinden yapılan düzenlemelerin TCK’da yeri yoktur. Gündemdeki tasarı, gerçek hayatta kadınların cinsel ve bedensel hak ve özgürlüklerini kısıtlamak amacıyla kullanılan bu maddelerden arındırılmalıdır.'' Hukukçular, bu önerilerin kabul edilmesi halinde, sokakta haya yerlerini açan erkek veya kadın bir insanın önlenmesinin mümkün olmayacağını, bunun da anarşiye sebeb olabileceğini belirttiler. BEKÂRET KONTROLÜ YAPAN YARGILANMALI Dosyanın son bölümünde bekâret kontrollerine de ağır bir dille tepki gösterildi. ''Bekâret kontrolleri, TCK kapsamında bir suç olarak düzenlenmeli ve cezalandırılmalıdır'' denilen metinde, daha sonra şu değerlendirilmelere yer verildi: ''Kadınların cinseL özgürlüklerini açıkça ihlal eden bekâret kontrolleri, TCK’da bir suç olarak tanımlanmalı ve cezalandırılmalıdır. Gündemdeki tasarıda, bekâret tabusu yasa eliyle pekiştirilmektedir.'' HAZIRLAYANLARIN KİMLİKLERİ Dosyayı yayına hazırlayanlardan birisi olan Liz Amado, Kadının İnsan Hakları Projesi (KİHP) koordinatörlerinden. Koç Lisesi mezunu olan Amado, Yale Üniversitesi’nde yüksek lisans yaptı. Dönem arkadaşları arasında Beyoğlu Anadolu Lisesi mezunu Yona Abuaf, Robert Kolej mezunu Sandy Antebi ve Koç Lisesi mezunu Lari Baruh’la birlikte Yale’de yüksek lisans programına katıldı. SEZER, BAYKAL, GENERAL KILINÇ VE KANADOĞLU Teklifi yapanlar arasında yer alan Cumhuriyet Kadınları Derneği, geçtiğimiz Mart ayında, 'Laik Eğitim İçin Birlik' adı altında bazı örgütlerle birlikte bir çalışma yapmıştı. Bu örgütler, 4 Mart 2003’te, Cumhurbaşkanı’nın eşi Semra Sezer, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve MGK Genel Sekreteri Orgeneral Tuncer Kılınç’ı ziyaret etmişlerdi. Aynı örgütler, 5 Mart 2003 günü ise Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’i ziyaret ederek destek istemişlerdi. Baykal, Kanadoğlu, Kılınç, Bayan ve Bay Sezer, adı geçen örgütlere ''Sonuna kadar arkanızdayız'' mesajı vermişlerdi. vakit Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:02

İLGİLİ HABERLER