
'KAHROLSUN MEDYA' SÖYLEMİNİN ARKASINDA NE VAR?
MEHMET ALİ BİRAND'IN POSTA'DAKİ YAZISI:
Çarpık toplumda, çarpık olaylar...
Gamze Özçelik’ten sonra, Ata Türk’ün ölümüyle birlikte yaşanan olaylar, toplum nabzının nasıl attığını çok açık şekilde gösteriyor. Birbirimizi hiç aldatmayalım, bu tip yaşam hikayeleri herkesi ilgilendiriyor. Ancak bir yandan da, hiç ilgilenilmiyormuş gibi burun bükülüyor. İşte gariplikte burada…
Türk kamuoyu birkaç haftadır iki olayla çalkalanıyor.
İlki, Gamze Özçelik’in sevişme sahnelerinin internet’te yayınlanması, ardından da Ata Türk’ün ölümü.
Bu tip olaylar sadece Türkiye’de değil, Avrupa ve Amerika da ilgi uyandırır.
Biri, çok güzel bir artistin, kendi beyanına göre, uyutulup sevişmeye zorlanması ve ilk defa bir cep telefonu kullanılarak filminin çekilmesi, olağan bir hikaye değildir. Nitekim tüm medya günlerce işin üzerinde durdu.
Ardından, Ata Türk’ün ölümü geldi.
Bir hiç’ten inanılmaz bir şöhret olan bir gencin hazin hikayesi.
Benim garibime giden, bu olaylara yaklaşımda bazı kesimlerin riyakarlıkları.
Hem büyük bir merakla izliyorlar, hatta reyting rekorları kırıyorlar, hem de sonra dönüp “Kahrolsun bu medya, her şey bunların yüzünden oluyor…Bu ülkenin başka sorunu yokmuş gibi davranıyorlar. Sorumsuzca, gereksiz konuları büyütüyorlar.” diyebiliyorlar.
Eskiden bu kadar yakından izlemezdim. Şimdi Kanal D’ye başladıktan sonra, durumu çok daha yakından gördüm ve açıkçası hayretler içinde kaldım.
Çarpıklıklarla dolu bir toplumda, çarpık olaylar yaşıyoruz ve toplumumuzda bu işten çok keyif alıyor. Bir de bunu açıkça kabul etsek, hiçbir sorun kalmayacak.
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 11:04