
KALBİN YENİ DÜŞMANI: HOMOSİSTEİN
Ailesinde kalp damar hastalığı olanlar, kolesterol, şeker, tansiyon gibi sıkıntıları olmadığı için kendisini rahat hissedenler dikkat! Kalp-damar sağlığını tehdit eden yeni bir etken daha bulundu:homosistein'"Kolesterol düzeyim normal, tansiyonum kontrol altında. Kalp krizi riskim yok" diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz... Çünkü, son yıllarda kanda bulunan 'homosistein' adlı bir aminoasitin de kalp hastalıkları üzerindeki etkisi dikkati çekiyor. Özelikle et tüketimi ile birlikte kandaki seviyesi artan bu madde, kalp hastalıklarının erken gelişimine zemin hazırlıyor. Memorial Hastanesi Biyokimya Uzmanı Dr. Nilgün Tekkeşin, homosistein adlı aminoasitin kalp hastalıkları üzerindeki etkisini anlattı: "Homosistein, birçok biçimde kan damarlarına hasar verir. Kan damarlarının iç yüzeyini döşeyen hücrelere zarar verdiği gibi, damarların kalınlaşmasına da yol açar. Kanın pıhtılaşma mekanizmalarını etkiyerek kanın damar içi pıhtılaşmasına dayalı kalp krizi ya da inme riskini artırır. Uzun sağlıklı bir yaşamın anahtarlarından biri de homosistein düzeyini düşük tutmak. Bunun için, daha az et tüketmek, folik asit, B6 ve B12 gibi B vitamini türevlerini içeren (yeşil yapraklı sebzeler ve mercimek gibi hububatlar) besinleri almaya özen göstermek yeterli.
AZ ET TÜKETİN
Bu vitaminlerin düşük olması durumunda ise vücut tarafından daha fazla homosistein üretileceğinden kanda tehlikeli bir birikim başlayabilir. Tabi ki, beraberinde düzenli egzersizlerle aşırı kilolardan kurtulmak, diyabeti ve yüksek tansiyonu kontrol etmek, kötü kolesterol olarak da bilinen LDL düzeyini düşürebilmek ve sigarayı bırakmak da büyük önem taşıyor.