Gündem
  • 23.4.2002 09:51

KANADOĞLU BAĞIMSIZLIK İSTEDİ

KAYNAK : Haber Vitrini Yargıtay Başsavcısı Kanadoğlu'ndan çok tartışılacak bir teklif geldi: 'Örgütlü suçla mücadele için, savcı ve kolluk kuvvetlerine emir veren, siyasi iktidardan bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Başsavcılığı kurulmalıdır...' Kanadoğlu'nun açıklamasını köşesine taşıyan Star yazarı Cemalettin Özdoğan, şunları yazdı: Yargının tepesinden bağımsızlık talebi Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, suç örgütlerine yönelik mücadelenin sağlıklı yürümesi için savcıların bağımsız olması gerektiğini vurguladı. Kanadoğlu, İzmir Çeşme'de düzenlenen, 'Terör, örgütlü suçla mücadele ve insan hakları' konulu, 'Hukuk İhtisas Semineri'ndeki 'Türkiye Başsavcılığı' önerisinin tartışıldığı ve kendisinin yönettiği panelde, özetle şunları söyledi: 'Türkiye Cumhuriyeti de örgütlü suç gruplarının saldırısı altındadır. Siyasi iktidarlar, Adalet Bakanları ve İçişleri Bakanları, mevcut yasalardan aldıkları yetkilerle savcılar ve kolluk kuvvetlerine müdahale edebiliyor. Siyasi otoriteye bağlı olan, savcı ve polis, örgütlü suçla nasıl mücadele edecek? Çünkü bu gruplar siyasete de müdahale etmektedir. Örgütlü suçlarla mücadele için, kesinlikle savcı ve kolluk kuvvetlerine emir verebilen, siyasi iktidardan, bakanlardan bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Başsavcılığı kurulmalıdır. Gereken kadro ve bütçe verildiğinde biz de bu göreve talibiz ve iddialıyız. Çağdaş ülkelerde vakit geçirilmeden önleyici kanun çıkarılır. Bizde de çıkarılmalıdır.' Kanadoğlu'nun gazeteci alınmayan seminerde yaptığı, 'bildik' ama yargının en üst düzeyinde 'açıkça' telaffuz edilmeyen 'cesur' konuşmasını dinleyenlerden aktardık. Bizim meslekte, bu tür alıntılar, 'dedi' şeklinde değil, 'dediği öğrenildi' diye bitirilir. Molada görüştüğümüz Kanadoğlu'na 'öğrendiğimiz', içerideki konuşmasından hareketle sorduk; 'Operasyonlar, soruşturmalar, mevcut yapıda yürümüyor mu?'... Soruya soruyla yanıt veren Kanadoğlu, 'Sorunuzun yanıtı içerdeki konuşmamda. Peki sizce yürüyor mu?.. Siz de görüyorsunuz, yürüyor mu?' dedi, 'illaki bana mı söyleteceksiniz' der gibi. 'Bilmediklerimiz bir yana bildiklerimizin yürümediği görülüyor' dedik, aksini söylemedi. Hukuk Devleti değil miyiz? 'Peki sayın Başsavcı, bir de o dosyaların yakılacağı yolunda iddialar var?' diye sorduk. 'Yakamazlar' dedi sertçe, 'Kim yakacak, nasıl yakacak. Yakamazlar, tartışamazlar. Devletin dosyaları kişilerde de olmaz. Yakmak, tartışmak suç' diye ekledi. 'Ama tartışılıyor' dedik, Kanadoğlu, 'Tartışılıyor ve işte böyle sulandırılıyor. Hukuk Devleti'nde böyle şey olmaz...' yanıtını verdi. 'Bu durumda hukuk devleti olmadığımızı mı söylüyorsunuz?' sorumuza yanıtı net oldu Kanadoğlu'nun; 'Bu bir süreç... Hukuk Devleti olma süreci... Konu sulandırılıyor. Sulandırılmasından da en çok savcılar ve kolluk kuvvetleri zarar görüyor...' Kanadoğlu, belli ki seminere 'dolu' gelmiş... Belli ki savcılar ve 'kolluk kuvvetleri' dediği, polisle jandarmadan gelen yakınmalarla dolmuş... Yine kahve arası, Kanadoğlu'nun yanında İstanbul DGM'nin savcı ve yargıçları var. Bu kez, Ankara Emniyeti Kaçakçılık Organize Suçlar Şube Müdürü Şerafettin Bural, soruyor; '5 ay önce 4422 sayılı 'Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Yasası'ndan 'Kişileri kendilerine tabi kılmaya zorlamak veya her ne suretle olursa olsun mensupları arasında açık veya gizli işbirliği yapmak' bölümü çıkarıldı. Bu cümle gereksiz miydi?' 'Örümcek Ağı Operasyonu'nun 'polis cephesi'ni yönetenler arasında bulunan Bural'ın sorusu hayli anlamlı. Çünkü, 50-55 milyar dolar gibi 'çok büyük' rakama ulaşılması beklenen tarihin en büyük vurgun operasyonu bugün askıda gibi görünüyor, bitirilemiyor... Kanadoğlu'nun yanıtı netti; 'fevkalade gerekliydi'... Elbette gerekliydi... Gerekliydi, çünkü; Organize suçla mücadele eden savcı, jandarma ve polisler, bu bölümün yasadan çıkarılmasından sonra 'hortum'u tutamaz, Türkiye'yi 'saldırı altında' bulunduran 'organize soyguncu'ya dokunamaz olmuştu. Dün koluna girilip DGM'ye götürülenlerle aynı suçu işleyenler bugün 'rutin' soruşturmalarda 'sessiz-sedasız' ifade verip, faaliyetine devam edebiliyordu... Bu noktada, 'Örümcek Ağı Operasyonu'na dönmekte yarar var. Operasyonun başında birçok kişinin koluna girildi, DGM'ye sevkedildi. Sıra, 'VIP' isimlere geldiğinde operasyon durdu. Bunun en önemli nedenlerinden bir de yasadan o bölümün çıkarılmasıydı. DGM'lerden Ağır Ceza Mahkemeleri'ne gönderilen dosyalar, 'tefrik' edilecek, mevcut sanıklar, 'çete'siz yargılanacak, diğerleri de soruşturmayı üstlenen savcılar tarafından çağrılıp ifadelerine başvurulacak... Belki haklarında, 'ekonomik suç' davaları açılacak... Cesur, şeffaf ve kararlı kişiliğiyle tanınan Kanadoğlu, tepkisinde- talebinde haksız mı? Ya, kucağında 'VIP'lerin dosyalarıyla kalan soruşturmacılar? Onlar ışık bekliyor... Belli ki tek ışık; Kanadoğlu'nun da işaret ettiği, yargının kayıtsız şartsız bağımsızlığında... Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 16:34

İLGİLİ HABERLER