
KANDİL DAĞI PKK'DAN TEMİZLENİYOR
Serdar Turgut'un yorumuAmerika, 15 Aralık'ta Irak'ta yapılacak seçimden sonra ağırlıklı olarak Kuzey Irak'tan çekilmeye hazırlanıyor. Bu bölgede bir tek Bağdat'ın kuzeyinde oluşturulmuş iki büyük, üç de küçük üste Amerikan askerleri kalacak, bunun dışında bölgede doğabilecek boşluğu Türk askerleri dolduracak. CIA Başkanı'nın Ankara ziyareti ile aynı zamana rastlayan Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt'ın Washington ziyaretinde bu sürecin adımları detaylı tartışılıyor.
Gayret tabii Amerika'nın Kuzey Irak'ın güvenliğini Türk Ordusu'na bırakma kararı, PKK hakkında neler yapılacağı sorusunu da beraberinde getiriyor. Denilebilir ki bu soru hem CIA Başkanı'nın hem de Büyükanıt'ın gündeminde birinci sırayı alıyor. Amerika bu konuda PKK'nın kontrol altında tutulmasından yana. Kandil Dağı'nın boşaltılması dahi bu bağlamda tartışılıyor. MİT Başkanı'nın bundan bir süre önce Barzani ile yaptığı görüşmede de bu meselenin ele alındığı belirtiliyor.
Şu da var: PKK, Amerika tarafından kontrol altına alınırken ve Türkiye de Kuzey Irak'ta sokakların güvenliğini sağlama işini üstlenirken, ABD ile girilen bu yeni işbirliği dönemi iki ülke arasında çok daha kapsamlı işbirliğinin başladığını da gösteriyor.
Bu yeni işbirliğinin temelinde istihbarat yatıyor:
Çok uzun süreden beri istihbarat çalışmalarında elektronik istihbarata dayanmış durumda olan Amerika, son verilen bir kararla tekrar insana dayalı istihbarata ağırlık verecek. Stratejik karar bu olduğunda ise Türkiye, Amerika açısından en önemli ülke olarak ortaya çıkıyor. Bölgedeki istihbarat gücü dışında Türkiye bir süredir bölge ülkeleri üzerinde abilik rolü oynamaya soyunmuş durumda. Türkiye'nin bu konulardaki gücü İran ile Suriye üzerinde denendi. Hariri cinayetinin sonrasında açılan davada 5 kilit isim vardı ve bunların sorgulanması ulıuslararası camia tarafından talep ediliyordu. Bu beş isim aile bağlantılarıyla da birbirlerine bağlılar ve Suriye yönetimi içinde çok güçlüydüler. Türkiye birkaç girişim yaparak Suriye'nin bu isimleri yargı önüne çıkartması yolunu açtı. Türkiye'nin aynı abilik rolü İran üzerinde de nükleer silahlar konusunda denendi. Türkiye bazı nükleer tesislerin denetime açılması için İran'ı ikna etti ve İran'ın bu konudaki gizli bir mesajını da Amerika'ya iletti. Bir anlamda ABD ile İran arasında arabulucu oldu. Kurulmuş bu tür ilişkiler ABD ile önümüzeki aylarda yapılacak istihbarat ortak çalışmalarının da temelini oluşturuyor.
Ankara'da gündeme getirilen bu gelişmelerin yanı sıra bütün gözler Washington'a ve orada bu sıralarda Yaşar Büyükanıt'ın yaptığı temaslardan alınacak sonuca çevrilmiş durumda. Bu gelişmelerin iç siyaset ve AKP üzerindeki etkilerinin nasıl olacağı daha net değil ancak bir etkisinin mutlaka olacağı da belirtiliyor. Yaşar Büyükanıt'ın Amerika ile yeni bir işbirliği döneminin arifesinde Washington'da hem Beyaz Saray'a çok yakın olan hem de Türkiye'de Tayyip Erdoğan'a pek sıcak bakmayan çevrelerle de görüşmesi ve buna önümüzdeki günlerde Tayyip Erdoğan'ın nasıl tepki vereceği, dış gelişmelerin iç politik uzantıları üzerinde kafa yoran çevrelerce merakla bekleniyor.
Bir de konunun hassas olduğu için fazla söylenmeyen bir başka boyutu da var. Son gelişmeleri Kuzey Irak'ta Türkiye'nin üstleneceği yeni konumla birlikte, bu bölge ile Türkiye arasında konferedatif bir ilişkiye giden yol açılırsa ne olur? Kürdistan ile Türkiye arasında bu tür bir bağlantıya Kuzey Irak'ta sıcak bakan çevreler de olduğunu unutmayalım. Tabii böyle bir gelişme gündeme geldiğinde bile bunun iç politik sancılarının hayli fazla olacağını tahmin etmek de zor değil.
Akşam
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 10:28