Gündem
  • 15.1.2003 10:58

KARANLIK KOMİSYONCUNUN MEDYA SKANDALI !...

KAYNAK : Haber Kaynağı AMERİKA Birleşik Devletleri Irak'a yönelik operasyonuna, özellikle de bölge ülkelerinde kamuoyu desteği yaratmak için büyük bir çalışma başlattı. Yani, 'savaş lobisi' için düğmeye basıldı. Savaşı istemeyen sadece Türkiye ve bölge ülkeleri değil elbette. Ama cepheye yakın ve ciddi tehdit altında bulunan ülkelerde durum dünyanın başka başkentlerinden çok daha sıcak şekilde gündemde. Amerikan planı da işte bu 'Savaşa hayır' diyen ülkelerin kamuoylarında ABD'ye destek ortamı yaratmayı hedefliyor. ABD'nin bu propaganda ve lobi faaliyeti için ayırdığı bütçe 200 milyon dolar. Ve bu 'dolar pastası' medyaya dağıtılacak. ABD, Türkiye ve bölge ülkelerinde savaş yanlısı yayınlar karşılığında medya kuruluşlarıyla bazı gazetecileri destekleyecek. Washington bu yolla, söz konusu ülke kamuoylarında mevcut bulunan ABD ve savaş karşıtı havayı tersine döndürmeyi hedefliyor. Türkiye sorumlusu Parris mi? İddialar, ortalığı karıştıracak boyutta... Ankara'da artık 'Karanlık komisyoncu' adıyla anılan ABD'nin eski Büyükelçisi Mark Parris'in son ziyaretinde 'gazeteciler' ile yaptığı görüşmeler, büyük şüphe ve soru işaretleri doğurdu. Parris bu görüşmelerde, bir araya geldiği gazetecilere Türk Hükümeti'nin tutumundan Washington'un büyük rahatsızlık duyduğu mesajını verdi. Parris, birçoğu Ankara'da görev yaptığı dönemden bu yana kişisel dostu olan köşe yazarlarına şunları söylüyordu: 'Türkiye çok geç kaldı ve hala kalıyor. Hükümetin kararsızlığı, Türkiye'nin zararına olur. Ankara, bir yandan Washington ile müttefik olduğunu söylerken diğer yandan bölge ülkelerine, hatta doğrudan Bağdat'a destek niteliğinde ziyaretler yapılıyor. Hükümetiniz bu zikzaklı politikaları her alanda sürdürüyor. Adeta 'ne şiş yansın, ne kebap' siyaseti izliyor. IMF ile görüşmelerde de bu böyle... Hatta Türkiye içinde bile, mesela YAŞ kararlarını hem kabul edip hem muhalefet şerhi koyuyorlar...' Parris, Türkiye'nin içişlerine bile bu denli müdahale eder bir tutum sergilerken, özellikle kahvaltılarda buluştuğu gazetecileri ABD yanlısı tavır almaya yönlendiriyordu. Nitekim, bu görüşmelerin hemen ardından bazı gazetelerin manşetlerine Parris'in 'dikte' ettirdiği görüşler yansıyordu. Kulislerde, Mark Parris'in İstanbul ve Ankara'da Mehmet Ali Birand başta olmak üzere birçok ünlü gazeteciyle görüştüğü konuşuluyor. Parris'in köşe yazarlarıyla görüşmelerini ise Ankara'daki bir danışmanlık firması organize ediyor. Ankara Çankaya'da, Abdullah Cevdet Sokak'taki bu şirketin adı, 'AK Grup Danışmanlık'. Medya dünyasından ilginç bağlantılar AK Grup firmasının adı, sahibinin isminin baş harflerinden oluşuyor: Aydan Kodaloğlu... Aydan Kodaloğlu, Türk Amerikan Dernekleri'nin (TAD) eski bir yöneticisi... 'Eski', çünkü TAD'dan usulsüzlük ve yolsuzluk gerekçeleriyle uzaklaştırılmış hatta hakkında bir yıl hapis istemiyle dava açılmış bir kişi... Aydan Kodaloğlu, Mark Parris'e 'yakınlığı'yla tanınıyor. Parris gibi Kodaloğlu'nun 'sıkı-fıkı' olduğu Alan Makovski ve Richard Perle gibi isimler de Amerikan yönetimine yakın ve etkili çevrelerin önemli temsilcileri olarak biliniyorlar. Ve Kodaloğlu'nun sahibi olduğu AK Grup Danışmanlık Şirketi'nin internet sitesinde, firmanın Türkiye, Ortadoğu ve Kafkaslar merkezli 'görev alanları' şöyle tanımlanıyor: 'AK Grup, Amerikan, Türk ve İsrail firmalarına, enerji, savunma, inşaat, sağlık, bankacılık ve finans sektörlerinde danışmanlık hizmeti sunar. AK Grup, Amerikan, Türk ve İsrail hükümetleri ve iş çevrelerinde 'üst düzey bağlantılar'a sahiptir...' Yine kulislerdeki çarpıcı iddialarla devam edelim: Mark Parris'in Türkiye'deki randevularını da ayarlayan AK Grup Danışmanlık firması, (her ne kadar hükümet nezdindeki üst düzey bağlantıları ile övünse de) eski büyükelçiye Başbakan Abdullah Gül'den bir randevu almayı başaramıyor. Mehmet Ali Birand'ın özel misyonu İşte bu noktada devreye Parris'in de yakın dostu, 'gazeteci' Mehmet Ali Birand giriyor. Birand, Parris ile hükümete yakınlığıyla tanınan bazı meslektaşlarını bir araya getirmek için girişimde bulunuyor. Ancak, Birand'ın aracı olup Parris ile buluşturmayı denediği bu gazeteciler randevu taleplerini geri çeviriyorlar. ABD'nin Ankara eski Büyükelçisi Mark Parris için, Türkiye temaslarından en büyük beklenti, Başbakan Abdullah Gül ile görüşmekti. Parris, Tayyip Erdoğan'dan randevu almayı başarmış, Başbakanlık'tan gelecek yanıtı bekliyordu. Başbakan Gül'den gelen yanıt Parris için bir hayal kırıklığının da ötesindeydi. Gül, Parris'in randevu talebini 'reddediyordu'. Mark Parris, gelen 'ret' cevabı sonrası, başka kanalları zorlamaya başladı. Parris, Ankara'daki 'hatırlı dostları' aracılığıyla Başbakan Gül'e yakın milletvekillerini devreye soktu, ama sonuç değişmedi. Başbakan Abdullah Gül, kendisine iletilen mesajlar üzerine, yakın çevresine şu değerlendirmeyi yaptı: 'Bu öyle bir adam ki, benim yakın arkadaşlarıma kadar ulaştı. Bunlar öyle örgütlü çalışıyorlar ki, araya en yakın dostlarımı bile koymayı başarıyorlar. Ama bu kapı o kişiye kapalı!' Böylece, Mark Parris, hem komisyon aldığı Amerikan firmalarının iş takibi, hem de Türk gazetecilere 'savaş lobisi' yaptığı ziyaretinde kendisi açısından tam bir başarı sağlayamıyor. Ancak art arda yaşanan gelişmeler kulislere bir 'soru işaretleri tortusu' bırakmaya yetiyor da artıyor bile... Bir yanda, ABD'nin bölge ülkelerindeki medyaya ayırdığı toplam 200 milyon dolarlık 'savaş pastası' ve bu pastanın Türkiye'ye düşecek 'kreması' duruyor... Diğer yanda İstanbul ve Ankara'daki randevular zincirindeki özel görüşmeler... Tüm bu 'ilginç ve soru işaretli' gelişmelerin odağındaki isim Mark Parris, Ankara'da kaldığı Hilton Oteli'nden, hedeflerini tam olarak gerçekleştiremeden, 12 Ocak Pazar günü ayrıldı. Ancak ayrılmadan önce yediği bir öğlen yemeğinde de, yine gayet dikkat çekici bir isim ile biradaydı. Parris'in Hilton'daki bu özel konuğu, CHP İstanbul Milletvekili Kemal Derviş'ti... (Star) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:08

İLGİLİ HABERLER