KARISINI ALDATTI, YETMEDİ BİR DE KİTABINI YAZDI...
Aslında Cenk Babaeren’in hikayesi çok tanıdık. Eşiyle sürekli kavga ettiği için teselliyi başka kadınların kollarında arayan bir adam, yakayı ele verince eşi tarafından terk edilir. Pişman olur... Ancak garip bir şekilde diz çöküp af dilemek yerine yaşadıklarını yazmaya karar verir. “Bir Erkeğin Güncesi”nden çıkan ana fikir ise “Ben ettim, siz etmeyin... Sevdiğiniz kadını bir gecelik heyacan için sonsuza dek kaybetmeyin.”
2003 yılında Cenk Babaeren tarafından tutulmaya başlayan günceler bu ay Liman Yayıncılık tarafından “Bir Erkeğin Güncesi” adıyla kitaplaştırıldı. Güncedeki kahraman, yani 30 yaşındaki Cenk Babaeren karısını çok sevmesine rağmen onu aldatmış. Ancak bunu neden yaptığından bugün bile emin değil...
Karınla nasıl tanıştın?
İkimizde Mimar Sinan Üniversitesi’nde okuyorduk. Onu ilk gördüğüm gün “İşte evleneceğim kadın bu!” dedim. Hâlâ da öyle...
Evliliğiniz nasıldı?
Mükemmel! Mutluyduk, her şeyden önce arkadaştık. Evlendik ve yalanlar başladı...
Ne gibi yalanlar?
Aslında aldatma eylemi bir karşı cinsle başlamadı. Ben işimle ve borçlarımla ilgili yalan söyleme başladım. Ortaklarımın hataları yüzünden bir sürü borcun altına girmiştim. Borçlar ve borçların miktarları hakkında yalanlar söyledim.
Öğrenince ne oldu?
Kızgınlıktan delirdi! Bunların hepsini öğrendiğinde kavgalar ettik. Evli olduğumuzu, böyle şeyleri saklanmaması gerektiğini söyledi.
Başka bir kadın devreye nasıl girdi?
Keşke hiç yaşanmasaydı! Öyle sıradan bir günde canım başka bir kadın istiyor diye çıkmadım. Ben gerçekten bebek istiyordum. Bunu sevgilim çok iyi bilir. Ama o sürekli erteliyordu, bir şekilde para biriktirmemiz gerektiğini, daha zamanın gelmediğini söylüyordu. Beklemekten sıkıldım.
Ve onu bebek yapmıyor diye aldattın...
Aslında hayır... Ama o sırada bir boşluğa düştüm. İşimi değiştirmiştim ve etrafımda sürekli eğlenen, geceleri takılan insanlarla bir aradaydım. Bu benim aklımı biraz çeldi. Bir gün bir gezi için Antalya’da otele gittim ve bir kadınla tanıştım. Turistti, aramızda sadece o gecelik bir şey yaşanmıştı.
Karın aldattığını nasıl öğrendi?
Normalde özel eşyalarımı hiç kurcalamazdı ama hissetti demek. O geziden sonra o kadının yanına gitme isteği uyandı içimde. Aslında aramızda bir aşk yoktu, sadece onu görmek istiyorum. İnternet üzerinden haberleşiyorduk. Bana bir mailinde onun yanına nasıl gidebileceğim konusunda bilgi yazmıştı. Tabii kullandığı tabirlerde sadece arkadaş olduğumuz sonucu çıkmıyordu.
Psikolojisi nasıldı?
Benim onu aldatabileceğimi hiç düşünmüyordu. Zaten aldatan erkeklerin salak olduklarını söylerdim, bir gün benim aynı şeyi yapacağımı hiç aklıma getirmemiştim. Sevgilim o mail’i gördüğünde şoka girdi. “Bunu bana nasıl yapabildin” diye sordu. Odasına gitti ve neredeyse bayılana kadar ağladı.
O an sen ne yaptın?
Hiçbir şey! O ağladıkça ben biraz daha yerin dibine gömülüyordum. Zamanı geriye çevirebilseydim böyle bir şey yapmazdım.
Diğer kadının yanındayken rahat mıydın?
Sarhoştum, açıkçası sadece eğleniyordum. Karımı hâlâ seviyorum. Tüm bu olanlardan sonra beni terk etti. Hiçbir şey söylemeden...
“Her erkek aldatır” derler...
Aldatmayan erkek, erkek olduğunu anlayamaz, çünkü çocukluğumuzdan beri bize baskın olmamız gerektiği öğretilmiş. İstemesek de güzel kadın gördüğümüzde bir anda pamuk şeker gibi oluyoruz. Kadının nefesi bizi baştan çıkartmaya yetiyor. Ben bile aldatmışsam delice aşık olduğum sevgilimi evet, her erkek aldatır.
Eski eşinize “Seni aldattım, üstüne bir de kitaplaştırdım” dediniz mi?
Haberi yok ama mutlaka öğrenmiştir.
Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 13:08