Spor
  • 16.2.2011 10:42

KARTAL VE ASLAN’IN TARİHİ DAYANIŞMASI!

Beşiktaş’ın zaman zaman televizyonlarda gözümüzün kaydığı eski yeşilçam filmlerinden bir farkı yok...
Vizyon diye sundukları şey, futbolda 15-20 yıl önce sahneye konan senaryoların aynısı...
Yıldız transferler, iddialı demeçler, son durakta ise federasyondan adalet istemeler...
Sadece en iyilerle takım kurulamadığını, başarının kimyasında başka elementlerin de yattığını bir türlü farkedemiyorlar...
Ne oldu bu ligi silip-süpürür denilen Beşiktaş’a?
Beşiktaş’ı her fırsatta büyütenler, güzel bir hafta sonu için Dolmabahçe’yi mekan gösterenler, coşkuyu vermek için her türlü enstrümanı kullanmaktan çekinmeyenlerin yarattığı enerji birikimi, sonunda büyük bir depreme dönüştü...
Üst üste gelen kötü sonuçlar sonrası oluşturulmaya çalışılan bir sistemi yıkmaya kalkmak, hocanın ipini çekmek istemek, oyuncuları kötülemek, kelle avcılığına soyunmak tabii ki saçma ve yersiz...
Ama yaşananları gamsızca değerlendirmek, sorunlara çözüm aramamak, her şeyi güç ve para ile halletmeye çalışmak ümitsizliğe davetiye çıkarıyor...
Sorunlara fazla kafa yormamak, akıl ve sağduyu ile hareket etmemek düzelme umudunu ortadan kaldırıyor...
Mesela Beşiktaş Yönetimi, Schuster’i kaç defa sorguladı?
Geldiği günden itibaren kural tanımaz hocasını kaç defa düzene uyma konusunda uyardı?
Türkiye’nin örf ve adetlerini kaç defa hatırlattı?
Kamera karşısına geçip ince ayara kalkışanlar, kaç defa Schuster’e, “Hoca biz iyi futbol oynamıyoruz. Sadece başarılı bir şov ortaya koyuyoruz” yakınmasında bulundular?
En son gelişen İbrahim Üzülmez olayı ise sonun başlangıcı gibi. Schuster’in bir sözü ile 11 yıllık kaptanını kapı dışarı eden bir anlayışın Ümraniye’de sevgi ortamı yaratması, birlik ve beraberliği sağlaması, mümkün mü? Alman hocaya geldiği günden bu yana bir gün bile “hayır” diyemeyen Beşiktaş Yönetimi bu gidişle tribün desteğini de kaybederse kimse şaşırmasın... Yıldız transferi de bir yere kadar...
Beşiktaş’ta artık tolerans devri bitti. Eğer en başa dönmek istemiyorlarsa ya kendilerini yenileyecekler, ya da yönetim yenilenecek...
En son gelişen İbrahim Üzülmez olayı ise sonun başlangıcı gibi.
Galatasaray da Beşiktaş’ın kopyası...
Orada da iş dönüp dolaşıp Hagi’ye kilitleniyor... Bir futbol dehası olan (sahada tabii) Hagi’ye terbiyesizlik veya vicdansızlık etme gibi bir niyetimiz yok. Ama yaptıklarının da bir mantığı yok... Bugün futbolla ilgili her 10 kişiden dokuzu “seneye Hagi bu takımın başında kalmaz” öngörüsünde bulunuyorsa Rumen hocanın aşıladığı güveni siz düşünün.
Evet, Hagi geldiği günden bu yana Galatasaray sahada daha fazla mücadele ediyor ama kimse sahada büyük takım kalitesi göremiyor...
Avrupa’ya gidebilmek için tek şans olan Türkiye Kupası’nda da işlerin rast gitmemesi halinde hesap kime kesilecek? Tabii ki en basitiyle Stancu, Zapata, Culio transferlerini yapan, en önemli silahı Misimoviç’i yok sayan Hagi’ye...
Zaten Adnan Polat’ın da planı bu değil miydi! Sezon sonunda bir kurban gerekiyordu... Hagi’den güzel tercih mi olurdu!
Beşiktaş’a da Galatasaray’a da yazık ediliyor... Bakın ligin ilk üç sırasına... Yerli hocalar şampiyonluğa koşuyor! Gaza gelmeyen başkanlar kıs kıs gülüyor...

EDİZ SIRAPINAR /MİLLİYET

Güncellenme Tarihi : 23.3.2016 21:16

İLGİLİ HABERLER