Ekonomi
  • 23.1.2003 10:24

KAYHAN: ''HÜKÜMET KADAR BU GÜNDEMİN SAHİBİYİZ''

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Muharrem Kayhan, ''TÜSİAD'ın eleştirileri hep birlikte içinde bulunduğumuz geminin, rotasından sapma ihtimaline karşıdır'' dedi. Kayhan, TÜSİAD'ın 33. Seçimli Genel Kurul Toplantısı'nın açılışında yaptığı konuşmada, 4 Kasım'da, Adalet ve Kalkınma Partisi'ni seçim başarısından dolayı kutlarken, Türkiye'yi yönetecek hükümetin göz önüne alması gereken üç temel konu bulunduğuna dikkat çektiklerini ifade ederek, şunları söyledi: ''Cumhuriyetimizin temel ilkelerinin ve yönetim kurallarının titizlikle gözetilmesi, makroekonomik istikrarın güçlendirilmesi amacıyla Uluslararası Para Fonu (IMF) ile yapılmış olan anlaşma çerçevesindeki uygulanmalara devam edilerek yapısal ekonomik reformların tamamlanması, Türk toplumunun geniş bir kesimi tarafından benimsenen bir ulusal politika olan AB tam üyelik hedefinin gerektirdiği yasal ve kurumsal reformların sürdürülmesi. Kısacası, yeni hükümetin, ülkeye hizmet için yeni gündem yaratma arayışına girmeden önce, mevcut gündemin hakkından başarıyla gelmesi gerekiyordu.'' Muharrem Kayhan, aynı bildiride, tek parti iktidarının ekonominin gereği olan cesur kararları popülizmden uzak bir biçimde alabilmeye imkan sağlaması ve kamuoyu tepkilerinin demokrasinin sağlıklı bir şekilde işlemesinin vazgeçilmez şartı olduğu hususlarına da dikkat çektiklerini kaydederek, bu konuların ne kadar isabetli olduğunun kısa sürede ortaya çıktığını bildirdi. Yönetimin zirvesinde bir gerginlik ortaya çıktığında, TÜSİAD olarak, konunun gündemde kalmasına katkıda bulunmamak yönünde bir tutum izlediklerine işaret eden Kayhan, istikrar ve yeniden yapılanma programı ile ilgili çelişkili yaklaşımlarla beslenen kararsız görüntü ve piyasalarda görülen tedirginliğin bu konuya dikkat çekmelerini gerekli kıldığını ifade etti. Muharrem Kayhan, şöyle devam etti: ''Hükümetin gelir yaratma ve dengesizlikleri giderme konusundaki istekliliğini saygıyla karşılamakla birlikte, Türkiye'nin geride bırakabilmek için büyük fedakarlıklara katlandığı popülist uygulamaları yeniden gündeme getiren girişimleri zaman, zemin ve yöntem açısından eleştirmek, erken uyarı misyonumuzun doğal bir sonucuydu. TÜSİAD'ın eleştirileri, hep birlikte içinde bulunduğumuz geminin, rotasından sapma ihtimaline karşıdır. Dikkatle incelenecek olursa, dışardan değil, aksine son derece içerden yapılmış değerlendirmelerdir. İçerden sözcüğünün altını kuvvetle çiziyorum. Çünkü, bizler de hükümet kadar bu gündemin sahibiyiz. Bizler derken sadece iş dünyasını kastetmiyorum. Toplumun tüm kesimlerinin Türkiye'nin gündemiyle organik bir ilişkisi var. Irak ve Kıbrıs da dahil olmak üzere, gündemimizdeki her konu, tek tek hepimizin gündelik hayatını yakından ilgilendiriyor. Keşke biz de Avrupalı meslektaşlarımız gibi, istikrarlı bir ortamda, dar anlamıyla yalnızca kendi işlerimizle uğraşabilme lüksüne sahip olsak. İş geliştirme imkanları, verimlilik, sektörel çalışmalar gibi konulara konsantre olabilsek. Ne yazık ki Türkiye'nin şartları buna elvermiyor. Yaşadığımız dönem her vatandaşın, her sivil toplum kuruluşunun aktif bir sorumluluk içinde davranmasını zorunlu kılıyor. Toplumun da bu yönde beklentileri var.'' Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:12

İLGİLİ HABERLER