Yaşam
  • 12.3.2007 19:48

KENDİNİ CAMİ AVLUSUNA BIRAKAN AİLESİNİ BULDU, AMA KABUL ETMEDİLER

İstanbul’da iki günlükken cami avlusuna bırakılan, yıllarca Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunun (SHÇEK) Adana’daki yurdunda barınan genç, çalıştığı okulun yöneticilerinin yardımıyla bulduğu anne ve babasının kendisini kabullenmemeleri nedeniyle ailesine kavuşamıyor.
      Kimsesiz genç Recep Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İstanbul’da 1980 yılında terk edildikten sonra 1993 yılında, Adana’daki Şükrü Tülay Yetiştirme Yurdu’na gönderildiğini ve 18 yaşına geldiğinde buradan ayrılarak, Yetiştirme Yurtlarından Ayrılanlar Kültür ve Dayanışma Derneği (YURT AY DER) Adana Şubesi’nce kurulan Sığınma Evinde yaşam mücadelesi verdiğini belirtti.
      Yılmaz, ailesini bulmak için büyük girişimlerde bulunduğunu, günlük işlerle kazandığı paraları da ailesini bulmak adına harcadığını, yaşadığı olaylar nedeniyle bunalıma girerek birkaç kez intihar girişiminde bile bulunduğunu vurguladı.
      Son olarak kendisi gibi yurtlarda yetişmiş, Yıldız Teknik Üniversitesi’nde görevli Abdullah Kahraman’ın kurduğu internet sitesi aracılığıyla ailesini bulmaya çalıştığını ifade eden Yılmaz, şunları kaydetti:
      "Arayışlarımın internet, televizyon ve gazetelerde yer almasının ardından, yaklaşık 8 yıl önce sözleşmeli olarak çalışmaya başladığım okulun müdürü bana ulaştı. İşe girdiğimde benim yaşadığım kimlik bunalımının farkına vararak, ailemi SHÇEK’in de yardımıyla aradıklarını anlattı. Son olarak Balıkesir de yaşayan Emine İ’ye ulaşmışlar, ardından bir dönem nikahsız yaşadığı ve şu anda İzmit’te ailesiyle birlikte yaşayan Metin Y’yi bularak Adana’ya getirdiklerini söyledi.
      7 yıl önce okul yöneticileri beni bir iş adamıyla tanıştırdı, ancak, bana
      babam olduğunu söylemediler. Emine İ, benim bulunmamla aynı tarihte Metin Y’den olan çocuğunu İstanbul’a bıraktığını anlatmış, ancak, her ikisi de yeni bir hayat düzenleri olduğu için beni kabullenmeyerek, kentlerine geri dönmüşler. Bunları, gazetelerde haberler çıktıktan sonra, duygulanarak, gerçekleri aktarmak isteyen ve o dönemde okulda görevli emekli idareci tarafından anlatıldı. Ailem kabullenmediği için söylemek yerine saklamışlar. Şimdi ise diyalog girişimlerim sonuçsuz kalıyor" Babasının İzmit’te bir mermer atölyesinin sahibi olduğunu, annesinin ise kanser hastası olduğunu öğrenen Yılmaz, "(Arayışlarım son buldu, artık, benim de bir ailem olacak) derken, yapayalnız kaldım. Kabullenmemeleri beni derinden yaraladı" diye konuştu. Yılmaz, her şeye karşın ailesiyle görüşmeye çalışacağını, kendisini kabullendirmek için elinden geleni yapacağını vurguladı. Annesinin kanser rahatsızlığının ilerlemesi nedeniyle sıkıntılı günler yaşadığını öğrendiğini belirten Yılmaz, annesinin yaşamının son döneminde yanında olmak istediğini sözlerine ekledi.

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 21:05

İLGİLİ HABERLER