KENEDEN KORUNMA YÖNTEMLERİ
MUSTAFA DÖVER
SAMSUN- Samsun'da, 7 ay içerisinde Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi'ni 1'i ölümlü 20 hastada Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) görülürken, 4 kişi şüphe nedeniyle tedavi altına alındı.
İl Sağlık Müdürü Dr. Mustafa Kasapoğlu, 2007 yılı itibariyle Amasya, Tokat, Çorum, Ordu, Sinop, Giresun ve Samsun 51 kişinin kene ısırması sonucu KKKA şüphesiyle OMÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Enfeksiyon Servisi'nde tedavi altına alındığını söyledi. Tedavi altına alınan hastalardan 3'ü Samsun olmak üzere toplam 20 kişinin tahlil sonuçlarının pozitif çıktığını dile getiren Kasapoğlu, "4 hasta şuan KKKA şüphesiyle tedavi altındadır. Diğer hastalar tedavilerinin ardından taburcu edilmişlerdir. Bölgemizde şuan
tehdit olarak gözükecek bir durum yoktur. Geçmiş dönemlerde yaşanan panik havası durulmuştur. Müdürlük olarak ilgili kurumlarla önlem ve bilgilendirme çalışmalarımız devam etmektedir. Afişler bastırarak ve çeşitli yollar deneyerek halkın bilinçlendirilmesine çalışıyoruz. Bu konuda epey bir yol kat edildi. Artık halkımız ne yapacağı konusunda bilinçli. İlimizde bir ölüm vakası yaşandı. Konuyla ilgili tahliller yapıldı. Şüpheli bir ölüm olarak değerlendiriyoruz" dedi.
Hastalık hakkında bilgi veren Kasapoğlu, KKKA'nın, zoonotik hastalıklar grubundan virüs kaynaklı, şiddetli seyir gösteren ve oldukça ölümcül bir hastalık olduğuna dikkat çekti. "KKKA'ya yakalanan her 100 hastadan 30'u hayatını kaybetmekte" diyen Kasapoğlu, "Hastalık hayvanlarda, insanlara nazaran daha yaygın olarak görülmekte, ancak herhangi bir belirti olmaksızın seyretmektedir. Sığır, koyun, keçi, kirpi, yabani tavşan, tilki ve çeşitli kuşlardan virüs izole edilmiştir. Keneler hastalığın yayılmasında
vektör aracıdır. 30 kene türünün KKKA'nin bulaşmasında rol oynadığı bildirilmektedir. Keneler, enfekte hayvanlardan kan emerken aldıkları virüsü vücutlarında muhafaza eder, daha sonra yine kan emerken sağlıklı hayvan ve insanlara bulaştırırlar. KKKA, çoğunlukla bulaştırıcı kenelerin aktif olduğu bahar ve yaz aylarında nisan-ekim arasında ortaya çıkmaktadır. İnsanlarda tek tek vakalar veya salgınlar şeklinde görülebilmektedir. İnsanlara virüs bulaşma şekli, mikrobu taşıyan kenelerin ısırması, mikrobu taşıyan
hayvanların kesilirken hayvana ait kan ve dokularla temas, KKKA hastalarından direkt temas yolu ile olabilmektedir" diye konuştu.
Hastalığın, daha çok hayvancılıkla uğraşanlarda, mezbaha çalışanlarında, tarım çalışanlarında ve kırsal alanda yaşayanlarda görüldüğünü ifade eden Kasapoğlu, "Kene ısırığından 1-3 gün sonra, hasta hayvan veya insanlara ait vücut sıvıları, kan veya diğer dokularla temastan ise 5-6 gün sonra ani başlayan ateş, baş ağrısı, kas ve eklem ağrıları, halsizlik, bulantı, kusma, karın ağrısı ve ishal gibi şikayetler görülür.
Ciltte kanamalı döküntü, burun kanaması, kanlı kusma, kanlı balgam, idrar ve gaita ile
kan gelmesi gibi şikayetler ortaya çıkar. Kesin tedavisi yoktur, antiviral ilaçlar kısmen fayda sağlamaktadır. Hastaların tedavisinde kan ve kan ürünleri replasmanı, solunum ve dolaşım desteği yapılmaktadır. Kene ısırığı olduğunda ve bu bulgular görüldüğünde en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır" şeklinde konuştu.
Kenelerin yaşayabileceği alanlarda bulunan kişilerin, vücutlarını düzenli olarak kene yönünden muayene etmeleri gerektiğini belirten Kasapoğlu, şunları kaydetti: "Kene mevcut ise, kesinlikle ezilmeden ve kenenin ağız kısmı koparılmadan bir cımbız veya pens yardımıyla kenenin vücuda yapıştığı yerden tutularak, sağa sola oynatılarak çıkartılmalıdır. Keneler virüsü, vücuda yapıştıktan hemen sonra vermeyip, bunun için belirli bir süre gerektiğinden bu husus çok önemlidir. Kene üzerine herhangi bir kimyasal
madde kesinlikle dökülmemeli ve keneler sigara veya kibrit gibi fiziksel yöntemlerle uzaklaştırılmaya çalışılmamalıdır.
Çünkü bu durumda keneler kusmakta ve mikrobu vücuda verebilmektedir. KKKA, hastaya ait kan ve diğer vücut sıvılarına temas ile de bulaşabildiğinden, hastanın yakınları ile hastane çalışanlarının, gerekli korunma önlemlerini almadan hastalarla temas etmemeleri gerekmektedir. Kenelerin bulunduğu çalılık, su kenarı veya gür otların bulunduğu alanlara piknik veya başka bir amaçlı gitme
durumunda pantolon paçaları çorap içine alınmalıdır. Giysiler, kenelerin vücuda ulaşamayacağı şekilde olmalıdır. Böcek kaçıran (repellent) olarak bilinen ilaçların (Sağlık Bakanlığından onaylı) kullanılmaları kenelerin vücuda yapışmasını önlemektedir.
Hayvanlarda bulunan kenelere yönelik olarak ilaçlarla mücadele edilmesi ve bu ilaçlamaların zamanında yapılması sağlanmalıdır. Hayvan barınaklarının, kenelerin yaşayamayacağı şekilde sıvanması, badanalanması ve ilaçlanması önemlidir. Hayvanlarda bulunan
kenelerin elle temizlenmemesi ve kenelerin patlatılmaması gerekmektedir".