Sağlık
  • 4.6.2008 17:02

KENEYE KARŞI ANTİ SERUM ÇALIŞMALARI BAŞLADI

MÜGE TUTCALI
ANKARA  - Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Hıfzısıhha Merkezi Başkanlığı'nın kene ısırması ile bulaşan ölümcül Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına karşı serum geliştirmek için çalıştığını belirterek, "Hastalığı geçirenlerden elde edilen kandan anti serum elde edilip, daha sonra hastalığa yakalananlara uygulanması şeklinde çalışmalar devam ediyor" dedi.
Ölümle sonuçlanan vakalarla yoğun şekilde yeniden gündeme gelen kene ısırmasına değinen Bakan Akdağ, KKKA virüsü taşıyan vakaların genellikle Orta Anadolu'nun kuzeyinde görüldüğüne, ancak diğer illere de yayılması ihtimali bulunduğuna dikkat çekti. Özellikle hayvancılığın yapıldığı meralarda ilaçlama ile kene miktarının azaltılabileceğini ancak, kenelerin tamamen yok
edilmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Akdağ, Sağlık Bakanlığı olarak vakaların yoğun görüldüğü yerlerde özel merkezler oluşturduklarını ve gerekli önlemleri almayı sürdürdüklerini söyledi. Hastalığın özel bir tedavi ya da antibiyotikle tedavisinin mümkün olmadığını belirten Akdağ, hastalara destek tedavisi uygulandığını ve bu şekilde ölümlerin önlenebildiğini kaydetti. Sağlık Bakanlığı olarak meseleye çok ciddi yaklaştıklarını söyleyen Akdağ, yüzde 5-7 oranındaki ölüm oranını daha da aşağı çekmeyi
hedeflediklerini anlattı. KKKA virüsüne karşı ilaç geliştirilmesiyle ilgili olarak da Bakan Akdağ, anti virüs ilaç geliştirilmesinin kolay olmadığını, nezle ve grip gibi virüs hastalıklarının bile henüz spesifik ilaçları olmadığına işaret etti. Bakan Akdağ, "Bir aşı geliştirilebilir mi? Herkese bu aşıyı yapmak makul olur mu, bilim adamları tartışıyor. Hıfzıssıhha, bilim adamlarıyla birlikte bir anti serum geliştirme çalışması içine girdi. Hastalığı geçirenlerden elde edilen kandan anti serum elde edilip,
daha sonra hastalığa yakalananlara uygulanması şeklinde onun üzerinde çalışmalar devam ediyor. Ama nasıl bir sonuç alınır, gerçekten etkili bir sonuç alınabilir mi, zaman gösterir" diye konuştu.
Sağlık Bakanlığı olarak sağlık çalışanlarına bu konuda eğitim vermeyi sürdürdüklerini belirten Akdağ, vatandaşların da kırsala çıktıklarında kapalı giysiler ya da kene uzaklaştırıcı spreyler kullanmaları konusundaki uyarılarını yineledi.

"ANKARA'NIN SUYUNU HER GÜN TETKİK EDİYORUZ"
Ankara'ya Kızılırmak'tan su getirilmesi konusundaki eleştiriler ve İl Sağlık Müdürlüğü'nün göreve çağrılmasını da değerlendiren Bakan Akdağ, bunu saygıyla karşıladıklarını, ancak İl Sağlık Müdürlüğü ve Hıfzıssıhha'nın zaten görevini yaptığını söyledi. İçme suyu ile ilgili standartların Avrupa Birliği standartlarına uygun olduğunu belirten Akdağ, "Bu hususta yayınladığımız standartlar, uyulması gereken sınırları AB ile birlikte belirlemiş durumdayız. Tabii ki bilimsel gerçekler doğrultusunda. Bu norm ve
standartlar çerçevesinde İl Sağlık Müdürlüğü ve Hıfzıssıhha sürekli olarak bütün illerde su tahlilleri yapmaktadır. Hem mikrobiyolojik, hem organik hem de kimyasal açıdan. Özellikle Ankara gibi hassasiyetin oluştuğu kentlerde daha sık yapıyoruz. Yani her gün birçok yerden, arıtma tesislerinin çıkışından su numuneleri alınıyor ve değerlendiriliyor" şeklinde konuştu.
Bakan Akdağ, Kızılırmak suyunun başka bir su ile karıştırıldığını da belirterek, bu şekilde içindeki sülfat oranının düşürüldüğünü söyledi. Risk olduğunda kamuoyunu da uyaracaklarını belirten Akdağ, "Bazı illerde arıtılmadan veriliyor. Barajlardaki sular arıtılsın, arıtılmasın, bunların kabul edilebilir sınırları aştığı herhangi bir durumda Sağlık Bakanlığı olarak bizim buna müsaade etmemiz mümkün değil" dedi.

ÖZEL HASTANELERE YÜZDE 30 SINIRI
Sağlık Bakanı Akdağ, özel hastanelerin Sosyal Güvenlik Kurumu yoluyla gelen hastalardan aldığı ücretlerle ilgili de vatandaşa müjde verdi. Mevcut durumda Sosyal Güvenlik Kurumu'nun anlaşmalı olduğu özel hastanelerin, tedavi ücretinin belli bir bölümünü SGK'dan aldığını, vatandaştan da sınır olmaksızın istediği kadar ücret talep ettiğini hatırlatan Akdağ, "Ama şimdi bir kanun yaptık. Bakanlar Kurulumuz da bunu onayladı. Artık özel sektör de vatandaşa hizmet verirken ilave ücret olarak en fazla yüzde 30
alabilecek. Yani SGK'ya neyi fatura etmişse onun yüzde 30'u kadar vatandaştan alabilecek. Diyelim ki ayaktan teşhis ve tedavinin toplam ücreti 30 lira, SGK 30 lirasını ödüyor. 30 liranın yüzde 30'u 9 lira. Özel hastane vatandaştan en fazla bu 9 lirayı alabilecek. Rekabet için hiç almayan da olabilir" şeklinde konuştu.
Bakan Akdağ ayrıca, bu sistemde vatandaşın kendisine kesilen faturayı inceleyebileceğini ve kendi Sosyal Güvenlik Kurumu'nu bu şekilde koruyacağını söyledi. Özel hastanelere de seslenen Bakan Akdağ, "Biz kamu sigortacılığı olarak sizi fonluyorsak, sizden hizmet alıyorsak, bu yeni sistemde siz de buna göre kendinizi dizayn edeceksiniz ve yeni bir halk hastaneleri modeli ortaya çıkacak. Arzu etmezseniz SGK ile anlaşma yapmazsınız" dedi.

TAM GÜN YASASI
Bakan Akdağ, 5-6 yıl öncenin aksine artık bütün vatandaşların tüm hastanelerden yararlanabildiklerini belirterek, bu sistem içinde Sağlık Bakanlığı'nın uyguladığı ücret politikası sayesinde uzman hekimlerin yüzde 70'inin muayenehanelerini kapattığını söyledi. Yüzde 30 oranında muayene hekimliğinin sürdüğüne işaret eden Akdağ, bu açıdan sistemin zayıf noktaları olduğunu söyledi. Bu yüzde 30 için de uygun vasatın oluştuğunu düşündüklerini belirten Akdağ, "Devlet hastanesi veya üniversite hastanesine
gideceğim, hizmet alabilmek için muayenehaneye gitmem gerekecek veya özel muayene fişi almam gerekecek ki işimi rahat gördüreyim. Biz AK Parti olarak bu durumu kabul etmiyoruz. Aslında tam günle ilgili çalışmamız vatandaş odaklıdır. Vatandaşımız bu hizmeti sosyal devlet anlayışı içinde kendi sigortası ile, fakirse de yeşil kartı ile hastaneye gittiği zaman alabilmelidir. Cebinden ilave para vermesine gerek kalmamalıdır" diye konuştu.
Yeni sistemin doktorların maaşları yanında ek ödemeler de alabilmelerine imkan sağladığını kaydeden Bakan Akdağ, hasta ve doktor arasında istenmeyen parasal ilişkinin de bu şekilde önlenmiş olacağını söyledi. Türk Tabipler Birliği'nin Tam Gün Yasası ile ilgili eleştirilerini de değerlendiren Akdağ, "TTB benim bildiğim kadarıyla 20 yıldır tam zamanlı çalışmadan yanadır. Ne değişti de buna karşı çıkılacak?" ifadelerini kullandı.

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 11:48

İLGİLİ HABERLER