
KILIÇ: "ŞİMDİ OLSA YİNE MİT MENSUPLARINA BASIN KARTI VERİRDİM"
RIZA YANIKANTALYA - Basın Yayın eski Genel Müdürü Altemur Kılıç, Anadolu Ajansı'nın eski Genel Müdürü Ekrem Karaismailoğlu'nun kitabında MİT mensuplarına basın kartı vermesinden dolayı eleştirilmesine kızarak, "Şimdi olsa yine verirdim. MİT istemişse önemli bir iş için istemiştir. Bana da geldiler, istediler verdim. Bunu vermedim demek kahramanlık olmamalı" dedi.
Anadolu Ajansı eski Genel müdürlerinden Ekrem Karaismailoğlu'nun "Sivri Kayalar Üzerinde Çıplak Ayakla Dolaşmak" adlı kitabındaki "MİT-A.A." ilişkisinin anlatıldığı bölümde adı geçen Altemur Kılıç, konuya ilişkin İHA'ya açıklamalarda bulundu.v Antalya'nın Alanya İlçesi'nden ev alarak hayatını burada geçiren Altemur Kılıç, yaptığı açıklamada, kitabı yazan Ekrem Karaismaioğlu'na sert eleştirilerde bulundu. Genel Müdürlüğü sırasında MİT tarafından gazeteci kimliği istendiğini doğrulayan ve bunu seve seve sağladığını söyleyen Altemur Kılıç, "2 kez Basın Yayın Genel Müdürlüğü yaptım. Anadolu Ajansı'nın eski Genel Müdürü Ekrem Karaismailoğlu bir kitap yazmış. Orada kendisinden MİT tarafından basın kartı istendiğini, kendisinin de vermediğini bir cesaret arz eder gibi söylemiş. Şimdi yanlış bir düşünce var. Sanki MİT düşman istihbarat teşkilatı, Yunan teşkilatı. Ondan uzak durmak lazım. Benim anlayışım bu değil. Milli İstihbarat Teşkilatı her Türk'ün gerektiğinde yardım etmesi gereken bur kurumdur. MİT'e yardım etmek bir vatan borcudur. Ben de hem gazeteci olarak hem de resmi görevim sırasında böyle bir talep olduğunda memleketimin milli menfaati için destek verdim. Soğuk savaş döneminde Türkiye en kritik noktadaydı. Bütün devletlerde hatta en demokratik ülkelerde bile istihbarat teşkilatlarına devletin diğer kuruluşları yardım eder.
İngiltere'nin Times Gazetesi'nin yönetim kurul başkanı aynı zamanda EM 16'nın ileri gelenlerindendir. CIA'de, Almanlar ve Fransızlar da bu tür şeyleri kullanırlar. Bazı gazeteci kılığında ülkemize gelenler istihbarat elemanıdır ve bunu da ülkemiz bilir. Türkiye'ye gelince, 'Ben vermedim kahramanım' diyorlar. MİT istemişse, önemli bir iş için istemişlerdir. Bana da geldiler, istediler verdim. Bunu vermedim demek kahramanlık olmamalı" diye konuştu.
Kimlere basın kartı verdiğini söylemesinin mümkün olmadığını belirten Kılıç, "Bizim mesleğimiz enteresan bir meslek. Çok değerli bir gazeteci hanım arkadaşımızın, Türk ordusuna sıcak bakmayan biriyle birlikteliği makul görülebiliyor. Hanım kardeşimiz Josef diye biriyle evlenecekmiş. Böyle şeyler de oluyor. Bunu yadırgamıyorlar da MİT'e yardım edilmesi yadırganıyor" dedi.
Kendisinin çok büyük devlet sırları bildiğine dikkat çeken Altemur Kılıç, "Ben öyle devlet sırları biliyorum ki bunları kendime bile tekrar etmem. Gazeteci oldum diye kitabımda ve yazımda bunları neşretmem. Bunlar benimle ölüme gider. Bu da benim devlet anlayışımdır. MİT'e yaptığım yardımları da söylemem" şeklinde konuştu.
"Türkiye'de MİT mensubu gazeteci var mı?" sorusu üzerine Kılıç, "MİT'e gerektiğinde yardım etmesi gerekenler var. Milli menfaatler olunca, gazeteci 'Ben bu işlere karışamam' diyemez" dedi. Yabancı İstihbarat Teşkilatı adına çalışan gazeteciler olduğunu ileri süren Altemur Kılıç, "Bu kişiler açıkça yapmasalar da başka türlü yapıyor. Yabancılara hizmet eden köşe yazarlarımız var. Bu arkadaşlarımıza türlü yerlerde seyahat verilir ve maalesef bunlar mazur görülür. AB bir çok şeylerde yardım eder bu kişilere. Mesela Türkiye hakkında yönlendirilmiş kamuoyu araştırması yapılır. Bunlar yine makul görülür. Ancak bir Türk'ün MİT'e yardım etmesi yadırganır, garip şeyler bunlar" ifadelerini kullandı.
Çılgın Türkler adlı kitabın arkasında yazısı bulunan Altemur Kılıç, bu konuyla ilgili soru üzerine, "Türkiye'de milliyetçilik akımı yükselmeli, Eğer bu kitap buna neden olduysa çok güzel. Türkiye her taraftan tehdit altında. Gençler Atatürk'ün nutkunu okumaya başladı. Atatürk'ü anlamaya çalışıyorlar. Bu Cumhuriyet kolay kurulmadı" dedi.
Bazı medya mensuplarına çağrıda da bulunan Kılıç, şöyle konuştu:
"Bugün medyada bulunan arkadaşlarımızı ve bazı işadamları 1919 yılında olsalardı nerede olurlardı? Kendilerine vicdanen bunu sormaları lazım. 1919 yılında ülke işgal altında, İstanbul'da mı kalırlardı yoksa Anadolu'ya geçip Atatürk'ün yanında mı yer alırlardı? Bugün bazı yerlerde cart curt edenler, konuşanlar, yazanlar acaba 1919 yılında nerede olurlardı? Hem biz hem de onlar sorsunlar" diye konuştu.
Kurtlar Vadisi filmini beğendiğini söyleyen Altemur Kılıç, çuval olayına da değinerek, "Kurtlar Vadisi bence çok tenkit edildi ama bana göre iyi bir filmdi. Çuval olayı sadece sanal olmamalı. Filmde adamlara çuval geçirildi ama o işin peşini öyle kolay kolay bırakmamak lazım. Çuval, Türk onuruna vurulmuş büyük bir darbedir. Öyle kolay kolay affedilecek bir şey değildir. 'Filmde intikam aldık, bu iş bitti' diye bir şey olmaz. Ben acısını her dakika duyuyorum. Türk subayının başına çuval, eline kelepçe geçirip, sonra bu işi mazur görecekler. Yok böyle bir şey. Türk insanının ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin onuru bu kadar ucuz değil" şeklinde konuştu.
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 07:00