Gündem
  • 1.4.2012 00:27

Kılıçdaroğlu : Bir benim bir de Erdoğan'ın mallarına bakın

     Muratpaşa Belediyesi tarafından Dutlubahçe Mahallesi'ne yaptırılan Kültür ve Toplum Merkezi'nin açılışında konuşan Kılıçdaroğlu, demokrasinin en saf haliyle muhtarlık seçimlerinde yaşandığını ve muhtarları doğrudan vatandaşların seçtiğini söyledi.
     İktidara gelmeleri durumunda milletvekillerini doğrudan vatandaşların seçeceği şekilde Siyasi Partiler Kanunu'nda değişiklik yapacaklarını anlatan Kılıçdaroğlu, demokrasinin bu şekilde uygulanabileceğini savundu. Türkiye'de insanların doğdukları andan itibaren vergi ödediğini belirten Kılıçdaroğlu, ''Anneniz mama alır vergi öder, çocuk bezi alırsınız vergi ödersiniz, bulaşık yıkarsınız vergi ödersiniz, telefonla konuşursunuz vergi ödersiniz. Hayatınızın her alanında vergi var. O vergilerin halk için harcanması lazım. Politikacının temel görevi budur'' dedi.
     Elektriğe yüzde 8 zam geldiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
     ''Yeter ya, zamla ülke mi idare edilir Allah aşkına. Benzine zam, doğalgaza zam, petrole zam, mazota zam, elektriğe zam. Ee yetmez mi ya. Zam, zam, zam eşittir Recep Tayyip Erdoğan. Zamla ülkeyi herkes yönetir. Önemli olan zam yapmadan bu ülkeyi yönet bakalım. O yolsuzlukların başında kimler oturuyor. En yakın arkadaşlarına baksın önce bir. Bütün bakanlar Başbakan dahil, ailelerinin ve çocuklarının mal varlığını millete açıklasınlar namuslu iseler. Siyaset topluma adanmışlıktır. Siyasete giren adam, 'Siyaset bana ne verecek' değil, 'Ben topluma ne vereceğim' bunun üzerine inşa eder. Eğer ben toplumdan alacaksam, yani halkın deyimiyle 'Malı götüreceksem', o topluma ihanettir. Siyasete giren adam topluma hizmet eder. Onun mal varlığı artmaz, siyasete giren adam mal varlığını halka açıklar. Milletvekili olduğum gün bütün mal varlığımı kamuoyuna açıkladım. Mal varlığım varsa alın terimle kazandım. Benim hanım hamamım yok. Ama ben Recep Tayyip Erdoğan'ın aldığı aylığın her dönem en az iki katını aldım. Benim mal varlığım meydanda, onunkine bir bakın. Bakanlarınkine bir bakın. Yahu artık doymadınız mı Allah aşkına siz, yeter ya. Öbür tarafa bir kefen götüreceksiniz. Yeter artık düşün bu milletin yakasından.''
    
     -''Sen rahatsız olasın diye ben bunları söylüyorum''-
    
     Antalya'nın Türkiye'nin en temiz, en güzel kenti olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Çünkü burada yeni CHP'nin belediye başkanları, aydınlık CHP'nin, yenilikçi CHP'nin belediye başkanları var'' dedi.
     Yenilikten, aydınlıktan, insandan yana olduklarını ve kul hakkı yiyene karşı durduklarını belirten Kılıçdaroğlu, herkesi kucakladıklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, ''Biz onların yaptığı gibi din, iman edebiyatı yapıp, han hamam sahibi olmuyoruz. Din, iman edebiyatı yapıp köşeyi döndükten sonra malı götürmüyoruz. Biz namuslu adamız, dürüst adamız'' diye konuştu.
     Yolsuzluklardan konuşmasından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın rahatsız olduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, ''İstediğin kadar rahatsız ol, zaten sen rahatsız olasın diye ben bunları söylüyorum. Vicdanını sorgula diye sana anlatıyorum. Siyaset temiz insanların işidir, size yalan söyleyene oy vermeyin, prim vermeyin'' dedi.
     Kavgasız bir Türkiye istediklerini vurgulayan Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin milleti birbirine düşman ettiğini iddia etti.
     Kılıçdaroğlu, ''Bir Başbakan çıkıyor, 'Kininizi unutmayın' diyor. Allah aşkına gençlere söylenecek laf mı- Ne kini ya'' diye konuştu.
     Türkiye'de herkesin cep telefonlarının dinlendiğini, TBMM'de milletvekillerinin konuşmak istediğinde dövüldüğünü iddia eden Kılıçdaroğlu, yanlışlar üzerine bina kurulamayacağını söyledi.
     Her şeye rağmen konuşacaklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, ''Yedi düvelin karşısında durduk, bağımsız Türkiye'yi kurduk. Bizde Kuvayı Milliye ruhu var Recep Tayyip Erdoğan, sen bunu anlayamazsın. Meclis'te bir konuşma yapmıştı. Efendim diyor ulusal Kurtuluş Savaşı var, dedesi kümese saklanmış. Pes ya millet savaşa gidiyor, o kümese saklanmış. Sen bunu nasıl söylersin. Kendi soyuna bile hakaret ediyorsun. Kendisiyle, ruhuyla barışık değil'' dedi.
    
     -''Torunum cevap verir''-
    
     Konuşmanın ardından merkezin açılışını yapan Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin, ''4 artı 4 ile ilgili Başbakan Erdoğan, 'Torununu göndermesin' diye bir açıklama yapmış, ne diyeceksiniz-'' sorusu üzerine, ''Başbakan'ın muhatabı demek ki torunum. Torunum ona gerekli yanıtı verir'' dedi.
    
     -Nashira Park'ın açılışı-
    
     Kılıçdaroğlu daha sonra, Konyaaltı Belediyesi'nin yaptırdığı Nashira Park'ın açılışına katıldı. Burada konuşan Kılıçdaroğlu, alandakilerin alkışları üzerine, ''Bu alkışları seçim zamanında da bekliyorum'' dedi.
     Kendisinden önce konuşan parkın işletmecisi Hüseyin Aydoğan'ın, ''İş adamı olduğum için konuşamıyorum'' dediğini belirten Kılıçdaroğlu, ''Eğer bir ülkede bir insanın konuşmasına kısıtlama getiriyorsanız, kimse kusura bakmasın o ülkede demokrasi yoktur. Demokrasinin birinci koşulu insanların korkmadan, ürkmeden düşüncelerini, eleştirilerini dile getirmeleridir. 'Ben konuşacağım herkes susacak'. Onun adına Recep Tayyip Erdoğan demokrasisi diyoruz. Biz Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nde özgür ve bağımsız demokrasi istiyoruz'' diye konuştu.
     Türkiye'de 100'den fazla gazetecinin ve akademisyenin hapiste olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, insanların kaygı içinde yaşadığını iddia etti.
     Türkiye'de insanların birbirine saygılı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ''Siyaset niye kavgalı- Çünkü Başbakan öyle istiyor. Kavga ruhuna işlemiş. Bıraksalar kendi kendine kavga edecek. Böyle bir insanda demokrasi kültürü olabilir mi-'' ifadesini kullandı.
     Partililerine seslenen Kılıçdaroğlu, kimsenin küçük işlerle uğraşmamasını istedi. Türkiye'de geleceğe karamsarlıkla bakan bir toplum oluştuğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, 21. yüzyıl Türkiyesi'nin bunu hak etmediğini vurguladı.
     Kavgasız ve onurlu bir Türkiye için herkesin mücadele etmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
     ''Bir düşünün. Başbakan geliyor İran'a, diyorlar ki 'Görüşeceğimiz konuk hastalandı'. O akşam başka birisini kabul ediyor. Türkiye'nin onuru, halkın onuru incinmiştir. Bir Başbakan onun kapısında bekleyemez, beklememelidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin onurunu bir Başbakan korumak zorundadır. Birilerinin kapılarında beklemek zorunda değildir. Birilerinin kuryeliğini de yapmak zorunda değildir. Neymiş, Obama'nın talebini götürecekmiş. Sen kurye misin- İlk kez Türkiye Cumhuriyeti tarihinde dış politikamız taşeron konumuna geldi. Birileri söylüyor, bizimkiler tekrarlıyor. Suriye'de 1,5 milyon Müslüman öldürüldü, gıkı çıktı mı onların. Şimdi, efendim 'Suriye'de ne oluyor-'. Sana ne kardeşim Suriye'de ne oluyor. Oraya silahla mı gireceksin. Suriye'de bir şey varsa, insan hakları ihlalleri varsa, demokratik bir devlet olarak çıkarsın, bütün dünyayı uyarırsın. Suriye yönetiminin kaderini Suriye halkı belirler. Dışarıdan belirlenir mi- Kaddafi'den gidip ödül aldılar, linç edilirken seslerini çıkarmadılar. 21. yüzyıldayız, bir ülkenin devlet başkanı linç edilecek, öldürülecek, sen buradan alkış tutacaksın. O Kaddafi ki Kıbrıs çıkartmasında uçak benzinimiz yoktu, verdi, uçağımızın tekerleği yoktu, verdi.''
     Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, Muratpaşa Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen ve Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek ile el ele halkı selamlayan Kılıçdaroğlu, ''Zaman zaman kulağıma anlaşamıyorlar diye geliyor. Öyle bir lüksü yok kimsenin. Herkes anlaşacak'' diye konuştu. 

Güncellenme Tarihi : 22.3.2016 19:11

İLGİLİ HABERLER