
Kılıçdaroğlu, hakimler şalvar giyip takke takarsa tepkiniz ne olur sorusunu cevapladı
Kılıçdaroğlu, başörtüsü çıkışının nedenlerini açıkladı! ‘Oy hesabı yapmadım…’
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, başörtüsü çıkışının nedenlerini açıklayarak "Kadının kıyafetine karışılmasın'' dedi. CHP lideri ayrıca, ''Oy hesabı yapmadım, teklif sadece başörtüsü ile ilgili değil'' ifadelerine yer verdi.
Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın çağrısına “Erdoğan; eğer arkasında yine kurnaz bir ajanda çıkmazsa tabii ki Alevi vatandaşlarımız dahil, hak ve özgürlükler konusunda getireceğiniz öneriye her türlü desteği vermeye hazırız” yanıtını vermişti.
Başörtüsü çıkışının nedenlerini açıkladı
CHP lideri, Gazeteci Fikret Bila'ya açıklamalarda bulundu. Baş örtüsününe ilişkin CHP'nin görüşünün yeni olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, ''Biz kadının kılık-kıyafetinin siyasetin konusu olmaktan, üzerinde siyaset yapılan alan olmaktan çıkarılmasını istiyoruz. Siyasi olarak istismar edilmesini istemiyoruz. Bu görüşümüz yeni de değil. Daha 1935 yılında CHP'nin bu görüşü ortaya çıkmıştır. 16 Mayıs 1935 tarihinde yapılan ve toplantıda 'kadının çarşafı yasaklansın mı, yasaklanmasın mı' konusu 4 saat tartışılmış ve 'kadın kıyafetine karışılmasın' kararı çıkmıştır. Biz de bu görüşteyiz. Kadının kıyafetine karışılmasın. Ne giyeceğine kadın karar versin'' ifadelerini kullandı.
Teklifin sadece başörtüsü ile ilgili olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, ''Bu bizim yeni bir görüşümüz değil. Aniden gündeme getirdiğimiz bir konuda değil. Bizim verdiğimiz teklif sadece başörtüsüyle de ilgili değil. Hakim de avukatın etek boyun karışmasın, uyarı yapmasın, teklifidir aynı zamanda'' dedi.
Kılıçdaroğlu ayrıca ''Ben görüşümü açıklarken yasa teklifini verirken herhangi bir siyasi hesap yapmadım. Özel bir gün seçmedim. Gündem hesabı da yapmadım. Çok önemli gördüğümüz bir yarayı kesin olarak kapatmak için yaptım. Bildiğiniz gibi ben genel başkanlık görevine seçildikten sonra başörtüsünü üniversitelerde serbest bırakan yönetmelik düzenlemelerine itiraz etmedim'' diye konuştu.
Bila'nın Kılıçdaroğlu’na yönelttiği sorular ve yanıtları şöyle:
'BEN SAMİMİYİM'
Yasa teklifiniz gündem oldu. "Başörtüsüne yasal güvence sağlayalım" açıklamanızın ardından yasa teklifini verdiniz. “Gündemde böyle bir konu yokken Kılıçdaroğlu neden bu teklifi yaptı. Gündemde yüksek enflasyon, iktidara yönelik rüşvet iddiaları, sosyal medyaya sansür yasası vardı. Bu konular dururken, sorun olmayan başörütüsü-türban gibi bir konuda teklif verilmesi gündemi değiştirdi, Erdoğan’a koz verdi, Erdoğan’a pas verdi, o da gole çevirdi, niye 4 Ekim Medeni Kanun'un kabulüne denk getirildi" gibi eleştirilere ne diyorsunuz?
Önce şunu söyleyeyim biz kadının kılık-kıyafetinin siyasetin konusu olmaktan, üzerinde siyaset yapılan alan olmaktan çıkarılmasını istiyoruz. Siyasi olarak istismar edilmesini istemiyoruz. Bu görüşümüz yeni de değil. Daha 1935 yılında CHP’nin bu görüşü ortaya çıkmıştır. 16 Mayıs 1935 tarihinde yapılan ve toplantıda “Kadının çarşafı yasaklansın mı, yasaklanmasın mı” konusu 4 saat tartışılmış ve “kadın kıyafetine karışılmasın” kararı çıkmıştır. Biz de bu görüşteyiz. Kadının kıyafetine karışılmasın. Ne giyeceğine kadın karar versin. Bu bizim yeni bir görüşümüz değil. Aniden gündeme getirdiğimiz bir konu da değil. Bizim verdiğimiz teklif sadece başörtüsüyle de ilgili değil. 'Hakim de avukatın etek boyuna karışmasın, uyarı yapmasın,' teklifidir aynı zamanda. Teklifimizin de arkasındayım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan sizin yasa teklifinize karşılık, “anayasaya koyalım” teklifinde bulundu. Böyle bir karşı teklif bekliyor muydunuz? İktidarın anayasa hükmü teklifi gelince tavrınız ne olacak?
Erdoğan bu konuda samimi değil. Yıllarca kadının kılık-kıyafeti üzerinden siyaset yaptı, istismar, etti, oy topladı. Erdoğan, konuşmasında hem “ortada bir sorun yok, o sorun çözüldü, yasa yapmaya, anayasada düzenleme yapmaya ihtiyaç yok, diyor; hem gelin anayasaya koyalım diyor. Samimi değil. Madem ortada sorun yok niye anayasaya koyalım diyorsun? Sorun varsa, niye yok diyorsun? Kendisiyle çelişiyor, bu da samimi olmadığını gösteriyor.
Teklifinizin yasalaşması halinde kamuda çalışan kadınlar arasından çarşafla gelip üzerine cübbesini giyip yargıç kürsüsüne çıkan veya takke ve şalvarla gelip üzerine cübbe giyecekler olabileceği eleştirisi yapıldı. Bu eleştiriye ne diyorsunuz?
Bunlar çok uç örnekler. Ciddiye alınacak düzeyde bu tür girişimler olacağını sanmıyorum.
'YARGIÇ HUKUKUN GEREĞİNİ YAPIYORSA, BAŞÖRTÜLÜ OLMASININ BİR SAKINCASI YOK'
Bir diğer eleştiri konusu, bazı mesleklerde siyasi veya dini simgelerin kullanılamayacağı konusu. Örneğin yargıçlıkta, savcılıkta, subaylıkta, polislikte türbanın olmaması gerektiği savunuluyor. Siz bu konuda bir sakınca görmüyor musunuz?
Hayır. Bir sorun olacağını sanmıyorum. Yargıç hukukun gereğini yapıyorsa, hukukun üstünlüğüne göre doğru karar veriyorsa başörtülü olmasının bir sakıncası olmaz. Diğer meslekler için de öyle; görevini hakkıyla yerine getiriyorsa, o görevi yapacak liyakate sahipse sorun yok, demektir.
İktidarın “CHP gelirse başörtünüzü açtıracak. Türbanlıları işten atacak. Kazanımlarınızı kaybetmek istemiyorsanız AK Parti’ye oy verin" propagandası yapılacağı böyle bir yasa teklifi getirerek, bunu önlemek istediğiniz de söylendi. Teklifi yaparken böyle bir amaç güdüyor muydunuz?
Elbette onu düşünerek yaptım. Kapalı kapılar arkasında bunu söylemeye başlamışlardı. İşte CHP gelirse başınızı açmanız için sizi zorlayacak, kamudan atacak, kazanımlarınızı kaybedeceksiniz, diye konuşmaya başlamışlardı. Şimdi artık böyle istismar edecekleri, kara propaganda yapacakları bir imkan kalmadı ellerinde. İşte “endişeli muhafazakarlar var, bu propaganda onlar üzerinde etkili oluyor” deniliyordu. Aksini söyleyenler de oldu. Asıl “endişeli modernler baskı altında, onlara kılık kıyafet baskısı yapılıyor, onlara güvence lazım” eleştirileri geldi. Evet. Bizim yasa teklifimiz hem endişeli muhafazakarlar hem endişeli modernler için güvencedir. İki taraftan kadınlar için güvence sağlıyor.
Güncellenme Tarihi : 9.10.2022 15:05