KIVRIKOĞLU’NUN FOTOĞRAFINI YERE SEREN GAZETECİ KÜSTAHLIĞINA PROTESTO
KAYNAK : Haber Vitrini
TANSU SARITAYLI
PARİS - Fransa'nın başşehri Paris'teki " Sınır Tanımayan Gazeteciler Merkezi" Paris büyükelçiliğimiz tarafından gönderilen bir mektupla protesto edildi.
Sınır Tanımayan Gazeteciler Merkezi dünya basın özgürlüğü günü çalışmaları çerçevesinde Paris'te başlattığı "Özgür Basın " tanıtım etkinliklerinde Sınırsız Basın Özgürlüğünü biraz Sınırsız Hakaret Özgürlüğüne dönüştürdüğü ileri sürüldü.
Sınır Tanımayan Gazeteciler Cemiyeti'nin, Paris'teki Saint Lazare Tren Garı'nda yolcuların geçiş zeminine serdiği dünya haritasında, Basın özgürlüğünü engellediği iddia edilen 38 ülke devlet başkanları ve askeri üst düzey komutanlarının resimlerini yapıştırıp , sergiyi gezen ve trene binecek yolcuların resimleri çiğneyerek geçmelerine özel olarak zemin hazırlanmış olduğu gözlendi.
38 Ülke arasına Türkiye'yi de dahil eden Sınır Tanımayan Gazeteciler Cemiyeti ülke yöneten " diktatörler " sınıfına Türk ordusunun Genel Kurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun da resmini zemine yapıştırmıştı.
Türkiye'nin Paris Büyükelçiliği gönderdiği bir mektupla "bu uygunsuz" davranışı protesto etti.
Basın Özgürlüğünü kısıtladığı iddia edilen , Türkiye Genelkurmaybaşkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu'ya birlikte, Irak devlet Başkanı Saddam Hüseyin, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, İran'ın dini Lideri Ali Hameney, Türkmenistan Devlet Başkanı Saparmurat Türkmenbaşı, Özbekistan Devlet Başkanı Kerimov, Suudi Velihat Prensi Abdullah, Küba Devlet Başkanı Fidel Castro, İsrail Genelkurmaybaşkanı General Şaul Mofaz gibi toplam 38 ülke yetkilisinin isim ve resimleri zemine konulan dünya haritası üzerinde bulunuyor.
Sınırsız Basın Özgürlüğü için hazırlanan, ama genelde yolcuların isteyerek veya istemiyerek üzerlerine basarak geçtiği bir sergi havasını veren bu sınırsız basın özgürlüğü tanıtım etkinliği hakkında sergiyi merakla gezenlerden bazıları, "Buna 'Sınırsız Hakaret Özgürlüğü' demek daha doğru olur" şeklinde görüş belirttiler.
Türk Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun isminin ve resminin yer almasına neden olarak Türkiye'nin AB'ye basın özgürlüğü konusunda verdiği taahütleri tam olarak yerine getirmediği ileri sürüldü. 159 ve 312 maddelerde yapılan değişikliğin yetersiz olduğunu ileri süren Cemiyet, yayınlamış olduğu raporda Nureddin Şirin, Hasan Özgün, Fikret Başkaya, Mustafa Benli ve Asiye Zeybek Güzel'in tutukluluk hallerinin devam ettiğini belirtiliyor.
SINIR TANIMAYAN GAZETECİLERE PROTESTO MEKTUBU
Merkezi Paris'te bulunan, yayınladığı yıllık raporlarında Türkiye'ye saldıran " Sınır Tanımayan Gazeteciler Cemiyeti"nin, " Basın Özgürlüğünü Ayaklar altına alan ülkeler " yazılı dev dünya haritasında Türkiye üzerine Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu'nu koyarak ayaklar altına alınmasına Paris'teki Türkiye Büyükelçiliği'nce anında Sınır Tanımayan Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Robert Menard'a bir mektup gönderilerek olay protesto edildi. Ve mektupda şu görüşlere yer verildi:
" Bağdat'ta Saddam rejiminin uyguladığı metodların aynısını Paris Saint Lazare tren istasyonunda Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'nün uygulaması esef vericidir. Düşman olarak iddia ettiğiniz kişilerin portrelerini geçenlerin ayakları altına sermeniz, üzerinde tartışılması ve düşünülmesi gereken demagojik bir harekettir.
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü olarak Türkiye'de basın özgürlüğüne katkıda bulunmak istiyorsanız, Paris'teki meslektaşlarından hiç de geri kalmayacak şekilde gazetecilerin haklarını savunacak Türk profesyonel basının temsilcileri ile yapıcı bir diyaloğa girip görüşmeniz herhalde daha yararlı olurdu.
Örnek olarak Türk Basın Konseyi, bağımsız ve görüşü hükümet tarafından dikkatle dinlenen profesyonel bir kurumdur. Bilgisi olduğu her olayda ilgili gazetecilerin aileleri ve avukatlarıyla ilişkiye geçerek gerekeni yapar. Bu nedenle bir kez daha Hürriyet Gazetesi'nin Başyazarı ve aynı zamanda Dünya Basın Konseyi Başkanı olan Oktay Ekşi'nin başkanlığını yaptığı Basın Konseyi ile ilişkiye girmenizi öneriyoruz. Konsey yıllık raporunu, _www.basinkonseyi.org.tr_ internet sitesinde de bulabileceğiniz gibi 27 Mart 2002'de yayınladı .
Diyalog kopukluğundan örgütünüz Milli Güvenlik Kurulu ile RTÜK arasında amalgam yapmıştır. Adli makamların aldığı kararları sansürmüş gibi gösteriyorsunuz. Parlamentonun yetkisi ile mahkemelerin yetkilerini birbirine karıştırmışsınız. Size Türkiye'de 16'sı Ulusal yayın yapan 260 televizyon kanalı olduğunu ve bunun halen dünyanın bir çok ülkesinde rastlanamayan çoğulculuğun en iyi örneği olduğunu da hatırlatmak isteriz.
Son olarak ve özellikle Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü olarak, sizi Türkiye'yi layık olmadığı ve uygulamadığı politikaların uygulayıcısı gibi göstermeme konusunda dikkatinizi çekiyor ve bir çok kez açıklamalar yapıldığı halde, mağdur ya da kurban gibi gösterip serbest kalmasını istediğiniz kişiler arasında, terörist faaliyetleri gerçekleştirmek için gazeteciliğin arkasına sığınan ya da terörizme yönlendirenlerle gerçek gazetecileri birbirinden ayırmanızı, kulaktan dolma değil gerçeklere dayalı bilgilere itibar etmeniz konusunda uyarıyoruz".
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 16:45