Gündem
  • 2.6.2004 13:25

KIZILAY'IN BAŞINDA ''HAYALİ İHRACAT SANIĞI'' VAR

SAYGI ÖZTÜRK 135 yıllık Kızılay Derneği'nde bir şeyler oluyor ki aralarında Genelkurmay Başkanlığı, Kuvvet Komutanları, siyasi partiler, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay başkanlıklarına Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na, sivil toplum örgütlerine, basın kuruluşlarına ''Gerçek Kızılaycılar Hareketi'' adı altında mektup gönderiliyor. Gönderilen mektupta müthiş bir iddia var. AKP hükümeti döneminde Kızılay Genel Başkanlığı'na getirilen Talat Yılmaz ''hayali ihracat'' yapmakla suçlanıyor. Kızılay'ın Antalya sahillerindeki paha biçilmeyen 64 dönüm arsası, bir bakanın akrabasına satılmak isteniyor. Kızılay'da bazı işlerin bir kargo şirketine verilmek istendiği vurgulanıyor. Bunlar sıradan iddialar değil. HAYALİ İHRACATIN PEŞİNDE Kızılay gibi saygın olması, herkesin güven duyması gereken bir kuruluşun başındaki kişiye yönelik suçlamaları araştırmak da boynumuzun borcu. İşte ben de bunu yaptım. Talat Yılmaz'ın adı gerçekten ''hayali ihracat'' olayına karıştı mı? Bunun izini sürdüğümde 23 kasım 1990 tarihli bir ''rapor''a ulaştım. Raporu Hazine Kontrolörü Cihat Çatalcalı düzenlemiş. 101/6 sayılı raporun konusu ''Yekta Dış Ticaret A.Ş.'nin, Uluslar arası Ticaret ve Turizm A.Ş.'nin imalatçısı olduğu, ihracat işlemlerinin incelenmesi'' olarak belirtilmiş. Raporun dayanağı olarak ''Hazine Kontrolörleri Kurulu Başkanlığı'nın 20 Mart 1989 tarih, MAK-300-338/394 sayılı ve Müsteşarlık Makamı'nın 1 Mart 1989 tarihli onayları'' olarak açıklanmış. Rapor ekleriyle birlikte 36 grup altında toplanmış toplam 223 sayfadan oluşmuş. Raporun ilk sayfasında ''inceleme konusu''nu okuyorum: ''Mete Caddesi 18 Taksim-İstanbul adresinde yerleşik Yekta Dış Ticaret A.Ş firmasının 24 sadet gümrük çıkış beyannamesiyle 6 milyon dolarlık ihracat yapıldığı, ihraç edilen mal cinsinin kontak otomatiği olduğu, ihracat bedeli dövizlerin yurda gelmediği, tüketimi çabuk bir mal olmayan kontak otomatiği ihracatının, bir günde ve birçok gümrük çıkış beyannamesiyle yapılmış olması karşısında yüksek bir meblağ tutan kıymetin gerçek değer olup olmadığı hususunda tereddüde düşüldüğü, bu nedenle konunun incelenmesi gerektiği.'' TALAT YILMAZ'IN İFADESİ Hazine Kontrolörü Cihat Çatalcalı, Yekta firmasının Yönetim Kurulu Başkanı Talat Yılmaz'ın ifadesini 22 Eylül 1989 tarihinde aldı. Talat Yılmaz iddialar üzerine şunları söyledi: ''Uluslararası Ticaret ve Turizm (UTT) A.Ş. firmasının imalatçısı olduğu ihracat işlemlerinde yüzde 2 komisyon alıyoruz. UTT firmasından Hasan Ali Sarıgöllü ile temaslarımız var. İhracat malını yurtdışındaki alıcı firmayı, UTT firması buldu. İhracat sonucu gelen dövizlerin bankalarda Türk lirasına çevrilmesinden sonra UTT firmasına veya talimat verilen kimselere ödendi. Bu ihracatlar sonucu T.C. Merkez Bankası'ndan vergi iadesi almadık. İhracatla ilgili olarak ne yapıldıysa UTT firması yaptı. Biz, hiçbir şeye karışmadık.'' Yekta firmasının Yönetim Kurulu Üyesi Tayyar Yılmaz ise ifadesinde E''Türk ticaret Bankası Galata Şubesi'ne gelen ihracat bedelinin Atilla Menetli'ye ödenmesini UTT firması istedi. Bu şahsı tanımayız. Neden ödeme yapıldığını bilmiyoruz'' dedi. Raporun ''sonuç'' bölümünü incelediğimizde ''müthiş'' bir isimle daha karşılaşıyoruz. Muhammed Şekerci. Yurtdışı muhabir banka dövizlerle ilgili olarak gönderilen havale telekslerinden, bu dövizlerin uluslar arası döviz kaçakçısı Muhammed Şekerci tarafından gönderildiği vurgulanıyor. Bazı bölümleri rapordan okumaya devam ediyoruz: ''Viyana Büyükelçiliği Ekonomi ve Ticaret Müşavirliği'nin 9 nisan 1990 tarihli yazılarına göre, Yekta Dış Ticaret A.Ş.'nin Avusturya'ya gerçekte 6 bin 500 kilo hurda demiri gönderdiği anlaşılmıştır.'' Firmanın Türkiye gümrüklerinde yüksek değer, Avusturya gümrüklerinde düşük değer gösterdiği belirtiliyor, ''322 bin kontak otomatiği yerine 6 bin 500 kilo hurda demir ihraç etmek yoluyla, haksız menfaat sağlamak yoluna başvurduğu'' ifade ediliyor. SAHTE ÇIKIŞ BEYANNAMESİ Kontrolörün raporunda, ihracat işlemlerinde 46 adet sahte gümrük çıkış beyannamesi ve sahte yurtdışı satış faturası düzenlendiği belirtiliyor ve şöyle deniliyor: ''Faturaları düzenleyen Yekta Dış ticaret A.Ş.yetkilileri 1956 doğumlu, Sakarya nüfusuna kayıtlı Tayyar Yılmaz ile 1952 Düzce doğumlu Talat Yılmaz hakkında kovuşturmaya geçilebilmesi için Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasının gerektiği , vergi iadesi ödemesi yapılmaması için önlem alınması, imalatçı UTT firmasına KDV ödemesi yapılmaması için gerekli önlemin alınması gerektiği sonuç ve kanısına varılmıştır.'' Kızılay Başkanlığı görevinde bulunan Talat Yılmaz'la ilgili ''hayali ihracatçı'' suçlamasının aslı-esası ulaştığımda raporda yer aldığı gibi. Alabildiğine şeffaf olması gereken Kızılay'da, Genel Başkan Talat Yılmaz'ın böyle bir konu gündeme geldiği için bunun arkasında başka şeyler aramaması gerekir. İfadesine de yer verdiğim Yılmaz'ın ek açıklaması olursa onu duyurmayı da görev biliriz. Doğruların yazılmasından kimse korkmasın... BİR MEKTUP DAHA Kızılay'la ilgili olarak çok sayıda telefon, mektup ve elektronik posta ulaşıyor. Önce, Kızılay'a ait otomobilin onarımının 6 milyar 535 milyon lira veren firmaya değil, 8 milyar 260 milyon lira veren firmaya verildiğini, tamire rağmen otomobilin çalışmadığını Kızılay eski Genel Müdür Vekili Oktay Ergünay'ın Cumhurbaşkanlığı'na gönderdiği rapora dayanarak belirtmiştim. Kızılay Maltepe Bölge Depo Müdürü Taşkın Hoşver ''Tamir bedeli arasındaki fark çatlak çıkan motor bloğunun değiştirilmesine bağlı olarak önceki fiyat listesine ilaveten değiştirilen 10 kalem parça fiyatından kaynaklanmıştır. Tamir sonrası aracımız çalışır vaziyette depoliz hizmetlerinde kullanılmaktadır. Yaptırılan bu işte herhangi bir şekilde kişi veya kişilere çıkar sağlama amacı olmadığını tecrübelerime dayanarak önemle belirtmek isterim'' diyor. ''Bir kargo şirketine Kızılay'ı yeniden yapılandırma projesi veriliyor. Üstelik bu kargo şirketi henüz imzalanmış sözleşmesi olmamasına rağmen mart 2004 sonundan beri Kızılay'ın tüm departmanlarında cirit atıyorlar onlara karşı gelenlerin işine son veriliyor, Kızılay'ın bilgisayarlarındaki tüm verileri, tüm raporları izin almadan alıyorlar. Kızılay'ın depolarını (Etimesgut depo) kendi müşterilerine peşkeş çekmeye başladılar. Lojistik Yönetimi ve Tedarik Zinciri Yönetimi Danışmanlık hizmeti ihale şartnamesi bile bu kargo şirketi tarafından kendi özellikleri ön plana çıkartılarak yazıldı. Amaçları her şekilde belli olan ve lojistiğin L'sini bilmeyen ve lojistiğe dair hiçbir alt yapı ve donanımları olmayan bu kuruluşa nasıl dur denilecek. Lütfen yazıyı dikkate alın demekten diyecek bir şeyimiz yok.'' VAKIFTA SEÇİM SONUCU Gelelim günlerdir yazdığım Milli Eğitim Vakfı Genel Kurulunun sonucuna. Bakan Hüseyin Çelik'in dediği oldu. Seçime tüm ağırlığını koyan Çelik, 9 kişilik yönetim kuruluna, desteklediği listeden 6 kişinin girmesini sağladı. Ancak bu seçimin mahkemelik olacağını da şimdiden belirtiyorum. Genel kurulda ''örtülü ödenek'' iddialarına da yapılan konuşmalarla açıklık getirilmiş oldu. Konunun açılması yararlı oldu, soru işaretleri giderildi. Genel kurulda Bakan Çelik'le atışan Vakıf Merkez Yönetim Kurulu Başkanı Cemil Çetin yeniden yönetim kuruluna seçildi. Aynı listede yer alan Prof.Dr. Galip Karagözoğlu ile Ali Sungurtekin de yönetime girdi. Bakan Hüseyin Çelik'in desteklediği listeden ise yönetim kuruluna MHP eski Milletvekili Mustafa Gül, emekli general Osman Güngör Feyzoğlu, YÖK eski Başkan Yardımcısı Uygur Tazebay, Personel Genel Müdürü Remzi Kaya, emekli genel müdürler Hamdi İlhan ve Mustafa Turhan seçildi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:19

İLGİLİ HABERLER