'KIZIM İÇİN EŞİMLE SAATLERCE AĞLADIK!..'

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi 4. sınıf öğrencisi Başak (25), katıldığı yasadışı protesto gösterileri nedeniyle 3 kez gözaltına alındı.

Son olarak Ankara'da terör örgütü MLKP'nin düzenlediği taşlı sopalı Ceza İnfaz Yasası'nı protesto gösterisinde 47 kişi ile birlikte yakalandı ve tutuklanarak cezaevine konuldu. Hakim baba Özdemir Ş., kızının tutuklandığını televizyondan öğrenince eşi ile birlikte saatlerce ağladığını anlatıyor. Kızının sol gruplar tarafından kandırıldığını belirten hakim, “Kızım çok saygılı, evde örgü ve kazak örmeyi, yemek yapmayı, roman okumayı seven biriydi. 40 yıl düşünsem eylemlere katılıp tutuklanacağı aklıma gelmezdi.” diyor. Bu olay nedeniyle hastalığının arttığını ve rapor aldığını anlatan Hakim Özdemir Ş., tepkisini, “Birileri çocukların kafalarını karıştırıp kullanıyor. Ne gerek var böyle bir eyleme katılmaya? Ceza İnfaz Yasası'ndan onlara ne? Mahkumlar gidip o yasayı protesto etsin. Bu oyunlar daha önce de oynandı. Sağ-sol çatışmasını yeniden gündeme getirmeye çalışıyorlar.” sözleriyle dile getiriyor.

İstanbul Kartal'da Sulh Ceza Hakimi Özdemir Ş., içini Zaman'a döktü. Özdemir Ş., kızının böyle bir eylemden dolayı cezaevine girmesi üzerine şoke olduğunu, “Hiç beklemediğim bir şeydi. Eşim ile birlikte oturup saatlerce ağladık.” sözleriyle anlattı. Ulucanlar Cezaevi'ne konulan Başak'ın 'Arkadaşlarıma gidiyorum.' diye evden çıktığını belirten Özdemir Ş., kızının çok nazik ve terbiyeli olduğunu ifade etti. Daha önceki görev yerinin Sinop olduğunu kaydeden Özdemir Ş., kızlarının okulu için tayinini İstanbul'a aldırmış. Küçük kızının ise hukuk fakültesinde okuduğunu belirten baba, “Emekliye ayrılacaktım. Ama kızlarımın okulu bitsin diye bekledim. Şimdi başımıza böyle bir olay geldi.” diye konuştu. Başak'ın doktor olmasını beklediklerini dile getiren baba Özdemir Ş., bunun için ailece destek verdiklerini söyledi. Kızının, üniversitedeki arkadaşları tarafından kandırıldığını vurgulayan baba, bu durumu şöyle açıkladı: “Üniversite öğrencileri sol grupların içine arkadaş ilişkileri ile kayıyor. Çocuklar da eyleme katılmakla büyük bir iş yaptıklarını zannediyor. Hiç farkına varmadan kısa bir zaman sonra kimlik değişimine uğruyorlar.” Tutuklanarak Ulucanlar Cezaevi'ne konulmasından sonra kızıyla hiç görüşmediğini ifade eden hipertansiyon ve şeker hastası Özdemir Ş., “Başak'ın tutuklandığını duyunca bu rahatsızlığım arttı. Onun doktor olmasını beklerken böyle bir şey geldi başımıza.” diye konuştu.

Ege Üniversitesi’nde Sosyoloji Bölüm Başkanı Ercan Tatlıgil, genelde eğitimli ailelerin çocuklarının suç ortamına girmediklerini söyledi. Tatlıgil, yasadışı örgütlerle teması olmaması için ailenin çocuklarına yeterli zamanı, sevgi ve güveni sağlaması gerektiğini belirtti. Ailenin diyaloğa açık olması gerektiğini ifade eden Tatlıgil, “Çocukların sıkıntıları zamanında çözülmeli” dedi. Başak, daha önce de örgütün faaliyetleri çerçevesinde düzenlenen korsan gösterilerden gözaltına alınmış. Polise sapanla taş atarken, kaldırımları sökerken, kamu mallarına zarar verirken fotoğraflanan Başak, geçen hafta yasadışı MLKP'nin düzenlediği eylemde yakayı ele verdi. Örgütün alt kolu 'Ezilenlerin Sosyalist Platformu'nca gerçekleştirilen eylemin başını, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından hastalığı nedeniyle affedilen Deniz Bakır'ın çektiği belirlenmişti. Bakır, bu eylemle birçok üniversite öğrencisini de cezaevine sürükledi.

Başak’ın cezaevine girmesi üzerine üst düzey bir emniyet yetkilisi şöyle demişti: “Doğduğum yerde bir doktor vardı. Muayene ettiği fakirden para almazdı. İlaç firmalarının verdiği eşantiyon ilaçları da yine tedaviye ihtiyacı olan fukaraya dağıtırdı. Çok sevilirdi. Kızılay'daki eylemi gerçekleştirenler kendilerine Ezilenlerin Sosyalist Platformu adını veriyor. Ezilenlere sahip çıktıklarını zannediyorlar; ancak hem kendilerine hem de devlete zarar veriyorlar. Bu kızımız yasadışı bir örgütün altında korsan gösteriye katılacağı yerde okulunu tamamlayıp doktor olsaydı ezilenlere asıl desteği o zaman çok daha iyi sağlayabilirdi.”

Zaman