Ekonomi
  • 3.10.2002 10:51

KOÇ HOLDİNG CEO'SU ÖZAYDINLI: "TÜRKİYE'NİN TEORİK OLARAK ÖNÜ AÇILMIŞTIR"

KAYNAK : Haber Vitrini İSTANBUL- Koç Holding CEO'su Bülend Özaydınlı, sürdürülebilir bir büyümenin ancak düşük enflasyon ve fiyat istikrarı ile mümkün olabileceğini söyledi. Özaydınlı, Türkiye'nin teorik olarak önünün açık olduğunu da belirtti. Koç Holding'in Nakkaştepe'deki merkezinde topluluk ile ilgili 8'inci bilgilendirme toplantısı yapıldı. Toplantıda konuşan Bülend Özaydınlı, Türkiye'nin sancılı ve tartışmalı bir değişim sürecinin başında olduğunu, uluslar arası bir ülke olma yolunda çalışan Türkiye'nin meselelerini ertelemek gibi bir lüksü bulunmadığını söyledi. Türkiye'nin 2000 ve 2001 yıllarında tarihinin en büyük ekonomik krizini yaşadığına dikkat çeken Özaydınlı, "Türkiye'nin yeniden üreten, ürettiğini tüketen ve ihraç eden, kaynak oluşturan, ürettiği için istihdam oluşturan, topladığı vergiler ile giderlerini karşılayabilen bir ülke olacağının artık tartışılmaması gerektiğine inanıyoruz. Üretmeden borçlanarak tüketme alışkanlığımızı sürdürmemiz mümkün değildir. Geçen 30 yıldaki milli gelir ile enflasyon arasındaki oran ortadadır. Sürdürülebilir bir büyüme ancak düşük enflasyon ve fiyat istikrarı ile mümkündür" diye konuştu. Türkiye'nin uluslar arası finans kuruluşlarından sağladığı kredi ile uçurumun kenarından döndüğüne dikkat çeken Bülend Özaydınlı, "Türkiye'nin teorik olarak önü açılmıştır. Eğer bu reform yasaları ciddi bir şekilde uygulanırsa ki uygulanmalıdır. Önümüzdeki dönemde siyasetin ekonomi üzerindeki etkisi azalacak, devletin düzenleyici ve denetleyici özellikleri ön plana çıkacaktır. Yani ekonomi, siyasi çalkantılardan uzak, kendi dinamikleri içinde çalışabilecektir. Önümüzdeki dönemde siyasiler, popülist yaklaşımlarla Türkiye'yi verimsiz yatırımlara sürükleyemeyecekler, kamu kaynaklarını kullanarak siyasi gelecek arayamayacaklar" dedi. Özaydınlı, kamunun küçülmesiyle bütçe açığının kapatılarak borçların azaltılması yoluna gidilmesinin de önemli bir karar olduğuna işaret etti. Bülend Özaydınlı, erken seçimin Türkiye'nin önündeki en önemli fırsat olduğunu vurgulayarak, ''Seçim sonrası dost sohbetlerinde, kahve köşelerinde 'Ne olacak bu Türkiye'nin hali' konuşmaları yapıp hayatı kendimize zindan edeceğimize, geleceğimize sahip çıkmalı ve ülkemizi istikrara taşıyacak iktidarı belirlemeliyiz. Seçim sonrasında güçlü bir hükümetin kurulması en büyük dileğimizdir'' dedi. Özaydınlı, Koç Holding'deki bilgilendirme toplantısında, siyasi istikrarsızlık görüntüsü ve programı uygulamada siyasi irade eksikliğinin, ekonomi yönetimine olan güvenin sarsılmasına, faizlerin kontrolden çıkmasına ve Türkiye'nin borcunun çevrilebilirliğinin yeniden sorgulanmasına sebep olabileceğine dikkat çekti. Buna bağımlı olarak dövizde artış ve enflasyon beklentisinin oluşabileceğini, toplumda meydana gelen davranış değişikliğinin hızla tersine dönebileceğini vurgulayan Özaydınlı, ''Yaklaşık 2 yıldır toplumca yaptığımız tüm özverili davranışlar boşa gidecek, başladığımız olumsuz noktaya döneceğiz. Birçok defa yaşadığımız bu kabus gibi tabloyu artık bir daha görmek istemiyoruz'' dedi. Bu çerçevede erken seçimin Türkiye'nin önündeki en önemli fırsat olduğunu dile getiren Özaydınlı, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Seçim sonrası dost sohbetlerinde, kahve köşelerinde 'Ne olacak bu Türkiye'nin hali' konuşmaları yapıp hayatı kendimize zindan edeceğimize, geleceğimize sahip çıkmalı ve ülkemizi istikrara taşıyacak iktidarı belirlemeliyiz. Oy vermek bu ülkenin geleceğini belirlemede en önemli fırsatımızdır ve vatandaşlık görevimizdir. Ülkemize, demokrasiye ve rejimimize sahip çıkmalıyız. Oy vermeyenlerin daha sonra ülke sorunları konusunda konuşma hakkı olmayacağı da unutulmamalıdır.'' ''YANGIN HENÜZ SÖNMEMİŞTİR'' ''Hem ekonomimiz çok hassas bir dengede bulunmakta, hem de AB yolunda çok kritik bir dönemden geçmekteyiz'' diyen Özaydınlı, bu nedenle seçim takvimi işlemesine rağmen mevcut hükümetin ülke menfaatleri açısından azami dikkat göstermesini diledikleri konulara değindi. Bülend Özaydınlı, şöyle dedi: ''Ekonomik program, hiç aksatılmadan, hatta daha da geliştirilerek kararlılıkla uygulanmalı, kamu harcamaları konusundaki disiplin seçim sürecinde de korunmalıdır. Çıkarılmış olan AB'ye uyum yasaları çerçevesinde ilgili uygulamalar hükümetçe Aralık ayındaki Kopenhag Zirvesi'nde aleyhimize herhangi bir kararın çıkmasına mahal vermemek üzere titizlikle bir an önce hayata geçirilmelidir. Hepimiz bilmeliyiz ki, ekonomik yangın kontrol altına alınmış ancak yangın henüz sönmemiştir. Her an ters yönde esen bir rüzgar Türkiye'yi yeniden ciddi bir yangının içine sürükleyebilir ve korkarız ki bu kez yangını kontrol etmek kolay olmayacaktır.'' ''PROGRAM MEYVELERİNİ VERMEYE BAŞLADI'' Koç Holding CEO'su Bülend Özaydınlı, son dönemin ekonomik göstergeleri incelendiğinde uygulanan ekonomik programın yavaş yavaş meyvelerini vermeye başladığının görüldüğünü söyledi. Yıllık enflasyonun Ağustos sonu itibariyle TEFE'de yüzde 44, TÜFE'de yüzde 40'a gerilediğini, uzun yıllardan beri ilk defa yılbaşında açıklanan hükümet hedeflerine ulaşılmasının olası görüldüğünü ifade eden Özaydınlı, ''Milli gelir ilk 6 ayda yüzde 4,7, sadece ikinci çeyrekte yüzde 8,8 oranında büyümüştür. Ancak bu büyüme günlük hayatımıza henüz istenen düzeyde yansımamıştır'' dedi. İhracattaki artışa işaret eden Özaydınlı, bir diğer olumlu ekonomik göstergenin ise döviz kurundaki dalgalanmanın gittikçe azalması olduğunu vurguladı. Bülend Özaydınlı, ''Son dönemlerde artan siyasal belirsizlikler dahi kurlardaki dalgalanmayı artırmamıştır'' ifadesini kullandı. Nispeten olumlu ve iyimser gidişata rağmen, ekonominin hala çok hassas bir dönemden geçtiğinin unutulmamasını isteyen Özaydınlı, Irak'a yapılacak operasyon beklentilerinin de ekonomide belirsizlikleri artıran önemli konulardan biri olduğuna dikkat çekti. Özaydınlı, ''Devletimiz bugüne kadar Irak krizine yönelik saygın ve tutarlı bir politika uygulamıştır. Bugüne kadar sürdürülen dış politikaların bundan böyle de sürdürüleceğine inanıyoruz'' dedi. YABANCI SERMAYE AB üyeliğine adaylığın yabancı sermaye için çok önemli bir güvence kaynağı olduğunu vurgulayan Bülend Özaydınlı, ''Tüm siyasi söylemlerden uzaklaşıp Türkiye'deki milli sermaye birikiminin yetersiz olduğunu ve beklediğimiz, özlediğimiz büyüme için yabancı sermayeye gereksinme duyduğumuzu kabul etmemiz gerekir. Artık yaşadığımız dönemde sermayeyi milli ve yabancı olarak tanımlamak da aslında doğru değildir'' dedi. AB üyesi ülkeler ile aday ülkelerin çektiği yabancı sermaye rakamlarına işaret eden Özaydınlı, ''Son yıllarda peş peşe yaşanan krizler sonucu Türk iş aleminde yatırım yapacak yeterli sermaye birikimi kalmamıştır. Milli gelir ve gayrı safi milli hasılanın artabilmesi artık yabancı yatırımlara bağlıdır. AB'nin sağlayacağı bu olanağı yakalamalıyız'' dedi. AB uyum yasalarının şaşırtıcı bir hızla parlamentodan geçtiğini hatırlatan Özaydınlı, ''Ancak bu yasaları hızla uygulama alanına sokarak samimiyetimizi kanıtlamak gerekmektedir. Yoksa kağıt üzerinde kalmış yasaların kimseye yararı olmayacaktır'' diye konuştu. ''GÜÇLÜ HÜKÜMET EN BÜYÜK DİLEĞİMİZ'' Seçim sonrasında güçlü bir hükümetin kurulmasının en büyük dilekleri olduğunu dile getiren Özaydınlı, güven ortamının sağlanmasının tümüyle güçlü bir hükümetin çıkarılan yasaları kararlılıkla uygulamasından geçtiğini bildirdi. Bülend Özaydınlı, önümüzdeki kısa dönem için yeni hükümetten beklentilerini açıklarken de, ''Yeni hükümetimiz, uygulanmakta olan ekonomik programı sadece ince ayarlarla sürdürmeli ve kontrol altına alınan yangını söndürmeli. AB uyum yasalarına sadece sözle değil kararlı uygulamalar ve samimiyetle sahip çıkmalı. Kıbrıs sorununu ivedilikle çözmeli'' dedi. Söz konusu koşulların sağlanması ile Türkiye'nin de Avrupa ülkelerinin refah düzeyine ulaşacağına inandığını belirten Özaydınlı, ''Türkiye'nin tramplenin ucundan güçlü bir hamle ile daha yukarılara sıçrayacağına inanıyoruz'' dedi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:17

İLGİLİ HABERLER