
Kocaoğlu'ndan Başbakan'a çağrı!..
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Gezi Parkı protestosuyla başlayan ve İzmir'e de sıçrayan olaylar ile ilgili yaptığı açıklamada, Başbakan’ın ülkede tansiyonu düşürmesi ve halkı sükunete davet etmesi gerektiğini belirterek, “İnşaatın değeri ne olursa olsun bir gencimizin tırnağına değer mi?" dedi.
Nazım Hikmet'in ölümünün 50. yıldönümü nedeniyle İzmir Sanat önündeki Nazım Hikmet Heykeli önünde gerçekleşen anma etkinliğinde Gezi Parkı protestolarında yaşanan olaylara ilişkin bir açıklama yapan Başkan Kocaoğlu, Başbakanın toplumu geren açıklamalarından vazgeçmesi gerektiğini belirterek, hükümet yetkililerinden gelen bazı açıklamaların yeterli olmadığını söyledi. Kocaoğlu, "Ve burada en acı olan Sayın Başbakanın bu konuyla ilgili açıklamalarıdır. Sayın Başbakanın başbakan sorumluluğuyla ülkede tansiyonu düşürmesi ve halkı sükunete davet etmesi gerekmektedir. Bu yapılmamıştır. Tam tersine Sayın Başbakanın tüm konuşmaları toplumu germek, topluma malum sıfatları yükleyerek son dönemde sadece sıfatlarla iş görür hale geldik, toplumu daha çok germiştir. Burada belli hükümet üyeleri, yahut belli siyasiler iktidar partisi tarafından tansiyonu düşürecek söylemleri söyler gibi yapmışlardır ama bu yeterli değildir. Bu, halkın tansiyonunu düşürmemekte ve halkın istediği yanıt gelmemektedir. Halkın huzura kavuşması için Sayın Başbakanın halkın huzuruna çıkıp insanlarımıza demokratik haklarını kullanan insanlarımıza bir cevap vermesi gerekir. İster yurtdışında, ister içinde olsun acilen Sayın Başbakana bir belediye başkanı, vatandaş, İzmirlilerin hemşehrisi olarak buradan bu duyuruyu dileğimi İzmir'in ve İzmirlilerin sesi olarak iletmek istiyorum" diye konuştu.
Olayların daha fazla tırmanmamasını istediklerini belirten Başkan Kocaoğlu, protesto eyleminde bulunanları da provokasyona gelmemeleri konusunda uyardı.
“OLAYLAR TIRMANSIN İSTEMİYORUZ, YATIŞSIN İSTİYORUZ”
Kocaoğlu, "Olaylar tırmansın istemiyoruz. Olaylar yatışsın istiyoruz. Daha da şiddetlenmesin ve vatandaşımız İzmirli hemşehrilerimiz Türkiye'nin en demokratik, hoşgörülü, onurlu kentinde, en sorgulayan kentinde vatandaşlarımız özgürce dileklerini, isteklerini, demokratik haklarını kullansın istiyorum. Ama hiçbirimiz sokağa çıkan hiçbir yurttaşımız taşkınlık istemiyor, cam çerçeve kırılsın, herhangi bir binaya saldırılsın istemiyor. Kim nasıl tahrik ederse etsin kitlesel olarak bunların karşısında durmak ve bu oyuna gelmemeliyiz. Bize düşen görev bu. Yapılan tahribatların karşısında olduğumu söylemek istiyorum. Ama protestonun demokratik hak olduğunu, bir demokrasiyle yönetilen her ülkede bunun ekmek su kadar ihtiyaç ve hak olduğunu bilerek ama hiç kimsenin de ne malına ne de kılına zarar gelmeden bunu bu protestonun yapılması gerektiğini sizlerle paylaşmak istedim. Zaten bizim anlayışımız da İzmir'in tarih sürecinde böyle bir şey yok. Ama tahriklere gelmememiz gerekiyor. Sakin olmamız, sağduyuyla hareket etmemiz ve hiçbir provokasyona alet olmamamız gerekiyor. Bunu başarmaktır hepimize düşen görev. Başarırsak hedefimize ulaşmış olacağız" dedi.
“ORANTISIZ GÜÇ KULLANIMI TÜM ÜLKE SATHINA YAYILDI”
İstanbul'dan başlayan orantısız güç kullanımının tüm ülkeye yayıldığını söyleyen Başkan Kocaoğlu, İzmir'de de eli sopalı-sivil giyimli kişilerin protestocular başta olmak üzere yoldan geçen vatandaşlara dahi saldırdığını, bunun televizyonların kameralarından açıkça görüldüğünü söyledi. Başkan Kocaoğlu, "Orantısız güç kullanımı İstanbul'dan Taksim Gezi Parkı'ndan başlayarak yurt sathına yayıldı ve İzmir'de de bunu hep birlikte yaşıyoruz. Cumartesi günü Gündoğdu Meydanı'nda İzmirliler, sade vatandaşlarımız vardı, emeklisi, genci, esnafı, öğretim üyesi, serbest meslek erbabı, doktoru, mühendisi, mimarı vardı, yani halk yani İzmirliler vardı. Ve haklı tepkilerin dile getiriyorlardı. Sonra olaylar belirli noktalara tırmandırıldı ve provokasyon yapıldı ve birçok gencimiz, vatandaşımız, yoldan geçen bile birçok saldırıya tabi oldu. Bu saldırıyı kim yaptı? Bu saldırıyı şu bu yaptı diye gerekçeler uydurulabilir. Bu saldırıyı televizyonları izlerseniz, kimin yaptığını görürsünüz. Sivil giyinmiş insanlar bir elinde o da sopa, cop, bir elinde tutuklayıp götürdüğü insan. Kim kimi tutuklayabilir. Tutuklamayı kim yapabilir? Kim olduğu ayan beyan kameralardan göründü. İki gündür hissettiğimiz durum budur. Bundan dolayı ben tüm makamları demokratik hakkını kullanan insanlarımızı korumaya, kollamaya çağırıyorum. Onlara bu olanağın verilmesi ve provokasyonlardan uzak durulması gerektiğine inanıyorum. Sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz. Ama bizim insanımız bu tür sıkıntılı süreçleri aşmak durumundadır, aşacaktır ve en kısa zamanda yetkililerin başta Sayı Başbakanın toplumu rahatlatacak açıklamalarda bulunmasını ve bu sürecin bir an evvel bitmesini diliyorum" diye konuştu.
“İNŞAATIN DEĞERİ NE OLURSA OLSUN BİR GENCİMİZİN TIRNAĞINA DEĞER Mİ?”
Taksim'de yapılması planlanan inşaat projesi ve düzenlemenin vatandaşların canından daha önemli olmadığını da belirten Başkan Kocaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Konu nedir? Konu Taksim'e herhangi inşaatların, kışla, otel, AVM her neyse bir kamu alanına bir İstanbul'un simge meydanına inşaat yapma meselesidir. Bu inşaatın maddi değeri ne olursa olsun, manevi değeri varsa- ne olursa olsun, bir çocuğumuzun, gencimizin tırnağına değer mi? Bunu sormamız gerekiyor. Bunu Sayın Başbakanın da yanıtlaması gerekiyor ve halkı sükunete devam etmesi gerekiyor. 'Madem Türkiye, İstanbul istemiyor ben de bu inşaatı yapmıyorum, söz veriyorum' dediğinde ülke huzura kavuşacaktır. Bu, herkesten ve her şeyden önce icranın başı Sayın Başbakanın görevidir. Toplumun gerilmemesini istiyoruz, talep ediyoruz. Nazım Hikmet gibi bir büyük insanın anma gününde bunları sizlerle paylaştığım için üzüntümü belirtmek istiyorum. Ama Türkiye Cumhuriyeti her zaman olduğu gibi Anadolu insanı, bütün sıkıntıları aşacaktır, aşmak gücüne ve sağduyusuna ve bilincine sahiptir. Ben hemşehrilerimin, vatandaşların sağduyusuna ve demokrasiye inancına inanıyorum ve bir an evvel sonlanmasını diliyorum. Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine. "
“DİKKATLİ OLMAK DURUMUNDAYIZ”
Kendisinin de oturduğu Bornova semti başta olmak üzere protestoların bulunduğu yere gittiğini anlatan Başkan Kocaoğlu, açıklamalarını şöyle sonlandırdı:
"Burada dün Bornova eve geldim, evimle meydan arası 50 metre, gittim. Büyük çoğunluğu tanıdık insanlardı. Hiç bugüne kadar seçim çoğunluğu, seçim mitinglerine bile gelmeyen insanlardı. Çoğunluğunu tanıyorum. Yani Bornovalı orada vardı. Yani halk vardı. Dikkatli olmak durumundayız. Bugün emniyet güçlerinin başta sayın Valiliğin olmak üzere vatandaşın demokratik tepkisine izin vermesi, provokasyon yapan vatandaşı bu demokratik hakkını kullanırken, emniyet güçlerinin vatandaşı koruması lazım. Pencereden olaya bu şekilde bakmak gerekir. Eğer birini tutup öbürü vuruyorsa, o zaman burada bir adaletsizlik, haksızlık, yandaşlık var demektir" diye konuştu.
Başkan Kocaoğlu ve beraberindekiler, anma töreninde Nazım Hikmet Heykeli önüne kırmızı karanfil bıraktı.
- Adana ve Osmaniye
Taksim Gezi Parkı'ndaki olayları protesto etmek isteyen bazı gruplar Adana ve Osmaniye'de eylem yaptı. Osmaniye'de Cumhuriyet Meydanı'nda toplanan CHP İl Teşkilatı üyesi bir grup, slogan attı.
CHP Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu, Gezi Parkı için Türkiye’nin dört bir yanından yükselen seslere iyi kulak verilmesi gerektiğini belirterek, dünyanın hiçbir yerinde ve hiçbir zaman otoriter yönetimlerin halka galip gelemediğini söyledi.
Sloganlar atarak Devlet Bahçeli Meydanı'na yürüyen gruptakiler, burada oturma eylemi yaptıktan sonra dağıldı.
Adana'da da Atatürk Parkı'nda toplanan gruplar, daha sonra Atatürk Caddesi'nden Baraj Yolu istikametine doğru yürüyüşe geçti.
Grup, sloganlar atarak, Turgut Özal Bulvarı'na kadar yürüyüşünü sürdürdü. Kentte küçük çaplı gruplarla yer yer protestolar devam ediyor.
Mersin'de, Emniyet Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, düzenlenen izinsiz gösterilerde atılan taş ve şişeler nedeniyle yaralanan 3 polisin tedavileri sürüyor. Bazı sivil araçlarla kamu mallarına zarar veren eylemcilerin tespitine yönelik çalışmalar da devam ediyor.
- Tunceli
Tunceli'de Moğoltay Mahallesi Sanat Sokağı'nda biraraya gelen grup, slogan atarak Kışla Meydanı'na yürüdü. Bir süre meydanda oturma eylemi yapan grup, daha sonra AK Parti İl Başkanlığına gelerek, burayı işgal etmeye çalıştı.
Polisin tazyikli su ve biber gazı müdahalesiyle karşılaşan grup, ara sokaklara dağıldı. Bazı caddelerde barikatlar kuran grup, slogan atmaya devam etti.
Cumhuriyet Caddesi'nde Şehit Nahit Bulut Polis Merkezini ve önündeki zırhlı araçları taşlayan gruba polis, biber gazı ve tazyikli su sıkarak müdahalede bulundu.
Müdahalenin ardından ara sokaklara dağılan grup, bazı işyerlerinin camını kırdı.
Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 14:45