Gündem
  • 10.7.2004 12:33

''KOCASI ALBAY'SA KENDİSİ PAŞA'DIR''

Eşinin işini iş edinen eşler Sonunda Genelkurmay Başkanı da isyan etti. Murat Yetkin'in önceki gün Radikal'de yayımladığı talimatnamede Org. Hilmi Özkök, asker eşlerini şu sözlerle uyardı: ''General/amiral, subay ve astsubay eşlerinin, bir kısım askeri hizmetlerin ifasında eşlerini desteklemekle yükümlü olduğu unutulmayacaktır. Ancak bayanların askeri hizmetlere ilişkin işlere karışmalarına asla müsaade edilmeyecektir.'' *** Asker eşlerinin gündelik konuşmalarda -diyelim bir tarihi hatırlamaya çalışırken- ''Bizim Albay olduğumuz sene'' demesi adettendir. Ya da birini tarif ederken ''Hani bizim sınıftandı canım'' deyiverir. Oysa ne o sınıfta bulunmuştur, ne de o sene Albay olmuştur. Kendini eşiyle ''rütbelendiren'' bir özdeşleşmedir bu... Ama ''Komutan''ın tepkisini çeken, bu ''masum'' alışkanlıktan fazla bir şey olsa gerek. Onun ne olabileceğini de yine o tepkiye yol açan kanaldan, yani asker eşlerinden öğreniyoruz. *** ''Sıkıntı''nın bir nedeni şu: Asker eşleri için ''Kocası Albay'sa, kendisi Paşa'dır'' derler. Kadın, kışlada kocasından 1 yıldız üsttedir genellikle... Terfide daha hırslıdır, tayinde daha meraklı... Bazı sabahlar, alt rütbedekilerin eşlerinden telefonlar alır, ''Bir talimatları olup olmadığını'' soran... Zamanla bu jestler birer liyakat nişanına dönüşür. Batılıların ''yastık sohbeti'' dediği yatak odası muhabbetlerinde ''Hanımefendi'', eşinin kulağına bu hizmetlerden söz eder. Ya da tersi: ''Komutanın şapkasını toza bulayan biri, eşi için nasıl terfi bekleyebilir ki?'' Bu sohbetlerin terfilere etkisi, askeri lojmanların başlıca dedikodu malzemelerindendir. *** Bu kadar da değil: Memleket ahvalinin etraflıca gözden geçirildiği 5 çaylarından manşetlik fısıltılar yayılır: ''Filanca Paşa'nın eşinden duydum: Genelkurmay Başkanı diyormuş ki...'' diye başlayan sohbet, nice asıllı asılsız rivayet pişirip üleştirir kulaktan kulağa... ''Şûra'da sizinkinin terfii konuşulmuş''a dek uzanır bunlar... Giderek ''askeri hizmetlere dair'' malumat, kuru pasta eşliğinde tüketilmeye başlar. Gün dağıldığında, sırlar da farklı evlere dağılır. *** Peki sadece askeri mıntıkalarda mı olur bunlar? Büyük şirketlerde ''Yenge''nin gözüne girme yarışı yok mudur genel müdürler veya eşleri arasında?... Bakan eşleri daha mı az karışır tayin, terfi işlerine?.. ''Bu adamını hiç gözüm tutmuyor şekerim'' ikazı, orada da sicil dosyasından daha etkili değil midir? Üstelik ''sivil''de eşlere ''İşinize bakın'' diyecek talimnameler de yayımlanmaz. Hoş yayımlansa da işe yaramaz. *** Kadınlara var olmak için, erkeklerini desteklemek ve zamanla onların birer kopyası olmaktan başka seçenek bırakmayan maço hükümranlığının sonucudur bu tablo... Çare de tam buradan geçer: Kadının, eşinin gölgesinden kurtulup kendi kendini rütbelendireceği bir özgürlük hamlesinden... Can Dündar Milliyet Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:32

İLGİLİ HABERLER