Yaşam
  • 20.2.2005 16:51

KRAL FAHD''IN YEDİĞİ YEMEKLERDEN YEMEK İSTER MİSİNİZ?.. İŞTE ADRESİ

Suudi Arabistan Kralı Fahd’ın aşçısı Mehmet Yalçın’ın hikayesi, ilkokuldan sonra yaptığı ‘bulaşıkçılıkla’ başlıyor. Suudi Arabistan’a aşçı olarak giden Yalçın, bir süre sonra girdiği kraliyet sarayında 15 yıl çalıştıktan sonra Ankara’ya dönüyor. Sarayda çalıştığı yıllarda kraliyet ailesinin, kendisini son derecede sahiplendiğini anlatan Yalçın, “Şimdi Arabistan’a gitmek istesem, kraliçeye bir telefon açmam yeterli, hemen uçak biletlerimi gönderir.” diyor. Ankara Haymanalı Mehmet Yalçın, Suudi Arabistan’daki uzun tecrübesinden sonra memleketine döndü. Güniz Sokak’ta açılan Çatal Restoran’da aşçılığa başlayan Yalçın, deneyimlerini burada Ankaralıların hizmetine sunuyor. İlkokuldan sonra kendi ilçesinde bulaşıkçı olarak işe başlayan Mehmet Yalçın’ın yolu bir süre Ankara’da çalıştıktan sonra Suudi Arabistan’a düşmüş. Bir işadamının evine aşçı olarak giden Yalçın, Türkiye’de okuyan çocukları ve ailesi için yeteri kadar kazanamadığını düşününce, önce bir otele arkasından da bir özel hastaneye girmiş. Mesleğinin zirvesine getiren teklifi de orada almış Yalçın. “Kral, Türk aşçı arıyordu, senin ismini verdik.” diye müjdeli haberi vermiş bir arkadaşı. Yalçın, 1989-2004 yılları arasında, Suudi Arabistan Kraliyet Sarayı’nda Lübnanlı, Mısırlı, Endonezyalı, Filipinli ve Alman aşçılarla beraber çalışmış. Çeşitli milletlerden aşçılarla birlikte çalışan ve beş baş aşçı arasına giren Mehmet Yalçın, kral ve kraliyet ailesinin her zaman Türk aşçıları tercih ettiğini söylüyor. Bunu da, “Daha önce Osmanlılar oradaydı. Oradan kalma bir damak tadı var. O yüzden öncelikle Türk aşçıyı isterler. Diğerleri arkasından gelir.” sözleriyle açıklıyor. Sarayda Türk ve Arap yemekleri yaptıklarını anlatan Yalçın, en çok Türk yemeklerinin sevildiğini ve tercih edildiğini söylemeden geçemiyor. Bunlar arasında da etli pilav, kebaplar, karnıyarık, mantı ve dolmayı sayıyor. Yalçın, saraydaki ilginç yemek seçimi ve çalışma yöntemlerini de anlatıyor: “Bir kişiye, bu çocuk da olabilir, beş ayrı aşçı çalışırdı. Kraliyetten birisi yemek talebinde bulunduğunda, bu beş kişi yaptıkları tüm yemekleri sunardı. Yemek isteyen kişi hangisini beğenirse alır, diğerleri geri dönerdi.” Ancak, geri dönen yemeklerin de atılmadığını veya heba olmadığını ekliyor Yalçın, “Onları da saray personeli ve korumalar yerdi.” Sarayda yemeklerinin beğenildiğini ve tercih edildiğini, “Bir gün yemek istediler, ben de kebap yapıp gönderdim. Sonra sırayla hepsi aynı kebaptan istedi.” diye anlatan Mehmet Yalçın’ın fazla Türk usulü sayılmasa da tavuklu sandviçi de büyük ilgi görmüş. Kendisinden istenen sandviçi sofracılarla (garson) gönderen Yalçın, Kral Fahd’ın kardeşinin torunu Prens Bander bin Salman’ı mutfağa getirmiş. “Sandviçimi kim yaptı?” diye soran prens, teşekkür ederek, bundan sonra kendi yemeklerinin Mehmet Usta tarafından yapılmasını istemiş. Yemekleriyle Suudi Arabistan Kraliyet Sarayı’nda herkesin damak tadına hitap eden Mehmet Yalçın, bu yolla gönüllerini de kazanmış. Şimdi Suudi Arabistan’a gidip ziyaret etmek istediğinde bu talebini saraya iletmesi yetiyor. 25 aşçı ve servis elemanının çalıştığı Suudi Arabistan Kraliyet Sarayı’nda, 15 yıl çalışan Mehmet Yalçın, anadili gibi İngilizce biliyor, kendi ifade edecek kadar da Arapça konuşuyor. 61 yaşındaki Mehmet Usta, İngilizceyi de aşçılık yaptığı sırada öğrenmiş. Ankara’da çeşitli restoranlarda işini sürdüren Mehmet Usta, yurtdışına gitmeyi kafasına koyduğunda, önce İngilizce öğrenmesi gerektiğine karar vermiş. Hem aşçılık yapan hem de dil öğrenen Yalçın, 3 yıl Amerikan Kültür’e gidip, sertifikasını almış. Haberleşme sektöründe çalışan Murat Dinçsoy ve Çağlayan Tuncer’in açtıkları Çatal Restoran, balık çeşitleri ile birlikte Akdeniz mutfağından salatalar ve zeytinyağlıları mönüsünde bulunduruyor. ‘Alkolsüz’ vurgusu yapılan restoranın sahiplerinden Çağlayan Tuncer, “Asıl niyetimiz Akdeniz mutfağının, insanlara aileleri ile birlikte sıcak bir ortamda sunulabileceğini göstermekti. Akdeniz mutfağı ve balık denince akla hemen alkol geliyor. Biz bunun dışına çıkmak istedik.” diyor. Mönüyü belirlerken de ‘sadece sağlık’ sloganı ile yola çıktıklarını aktaran Tuncer, buraya özel ‘Piti’ isimli yemeği ise bir yıl kaldığı Azerbaycan’dan çok beğendiği için getirdiğini aktarıyor. Azerbaycan yemeği olan, dana eti, nohut ve kestaneden oluşan küçük testi içi kebabı, Iğdır ve Artvin’de de biliniyor. Turkuaz- Zaman Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 11:08

İLGİLİ HABERLER